Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Urhan, yarıyıl tatilinin gelmesiyle birlikte karne alan öğrencilerin farklı duygular içerisinde olduğunu söyleyerek "Çocuğa en büyük karne hediyesi, çabasının övülmesidir. Öğrenme içsel motivasyonla gerçekleştiğinde daha kalıcı olarak hayatımızda kalır. Fakat ödül-ceza ile öğrenmenin gerçekleşmesi, öğrenmeyi dışsal kaynaklara bağladığı için kısa süreli olarak belleklerimizde yer tutar ve ödül almadığımızda motivasyonun sağlanmadığını gözlemleriz" dedi.
"Çocuklardan bazıları başarısız olduğu dersler hakkında üzülürken, bazıları ise başarılı notlarla dolu karnesi, takdir ve teşekkür belgesi ile birlikte ailesinden alacağı hediyeyi düşünüp mutlu oluyor" diyen Urhan, şunları söyledi:
"Motivasyonun sağlanmadığı durumlarda da çocuklarda tıpkı bizler gibi davranışı başlatmaya ve sürdürmeye istekli olmazlar. Ödül ceza sistemini biraz daha açmamız gerekirse, ödül için bir davranışta bulunan çocuk bazı durumlarda ödülden vazgeçerek yapması gereken davranışı yapmamayı önümüze koyabilir. Benzeri bir durumda ceza alacağını düşündüğü bir davranışta cezayı kabul ederek olumsuz bir davranışı sürdürebilir."
Ödülün çocuk tarafından yanlış anlaşılabileceğini ifade eden Urhan, "Çocuk uzun vadede sorumluluklarını yerine getirmesi ve öğrenmenin, iyi not almanın kendi için değil de ailesi ve alacağı hediye için olduğunu düşünebilir. Bunların ortaya çıkmaması için sorumluluklar ve amaçlar çocuklarla yaşlarına uygun şekilde konuşulmalıdır" dedi.
KIYASLAMA ORTAYA ÇIKABİLİR
Karne hediyelerinin olumsuz bir diğer etkisinin ise çocukların kendi aralarında kıyaslama yapmasına yol açması olduğunu kaydeden Urhan, "Karne hediyesi olarak telefon alınan bir çocuk, arkadaşlarına 'Benim babam, annem bana telefon aldı. Senin ailen sana hediye almadı. Demek ki seni sevmiyorlar vb.' cümleleri kurduğunda çocuğun zihninde sevgi ve hediye kavramları hakkında olumsuz duygu ve düşünceler ortaya çıkabilir" uyarısında bulundu.
YARIYIL TATİLİNİ KEYİFLE GEÇİRMEK İÇİN ÖNERİLER
Yarıyıl tatiline girildi. Tatili keyifle geçirmek için önerilerde bulunan Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, "Havalar soğuk olsa da parklarda, doğada vakit geçirmek hem ebeveynler hem de çocuklar için çok önemli" dedi. Ve sömestir tatilini keyifli ve verimli geçirmek için şu önerilerde bulundu:
Tatillerde tüm aile üyelerinin bir arada zaman geçirmesi konusunda herkesin istekli olması önemli.
Çocukların tatilde arkadaşlarıyla keyifli vakit geçirebileceği buluşmalar, akranları ile doğa yürüyüşleri, geziler planlanabilir.
Uyku, uyanma, yemek, teknoloji kullanımı, oyun saatleri değişmemeli.
Ödevler veya ek çalışmalar da tatil boyunca ihmal edilmemeli.
Üretmek, keşfetmek ve bunu paylaşmak çocukların gelişimi için oldukça önemli. Çocuklarınızla birlikte sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayabilir, yeni tarifler deneyebilirsiniz.
Tüm aile üyelerinin katıldığı beceri veya yaratıcılık temelli etkinlikler planlanabilir.
Zaman zaman ailece çocukların gelişimine uygun olarak seçilen filmler veya belgeseller izlenip sonrasında izlenen film değerlendirilebilir.
Ailece kitap okuma etkinlikleri planlanabilir. Daha sonra okunan kitabın resmi yapılabilir veya sorularla pekiştirilebilir.
Yarışma ve rekabetin ön planda olmadığı tüm aile üyelerinin katılabileceği oyunlar oynanabilir.
Puzzle, bulmaca, eğitici kutu oyunları, bilgi kartlarıyla keyifli ve aynı zamanda verimli vakit geçirilebilir.
Tatil boyunca çocukların eğitimden uzak kalmaması için her gün ortalama 30-40 dakikalık çocukları çok yormayacak çalışmalar veya konu tekrarı faydalı olacaktır.
Tüm aile üyelerinin bir araya gelip aynı saatte yemek yiyeceği bir düzen oluşturulmalı.
Çocukları sınırlandırmadan, kontrolü hayal güçlerine bırakarak keyifli vakit geçirmelerini sağlayabilirsiniz.
Çocuklara tatilin kaç gün süreceği, tatil bittikten sonra okula tekrar eski düzeninde devam edeceği hatırlatılmalı.