Türk Gastroenteroloji Derneği Üyesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Sezgin, karaciğer yağlanmasını ' karaciğer hücrelerinde fazla miktarda yağ birikmesi olarak tanımlanabilir. Birçok nedeni vardır. En önemlisi fazla kilo, insülin direnci ve alkol kullanımıdır' diye açıkladı.
Özellikle son dönemde yanlış diyet alışkanlıkları ile karaciğer yağlanmasının görülme sıklığının giderek arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sezgin, "Karaciğer yağlanması öncelikle karaciğer hücrelerinde basit yağ birikmesi olarak başlayıp daha sonra karaciğer iltihaplanmasına ve bunun sonucunda da özellikle yatkın bireylerde siroz hastalığına ilerleyebilir. Bu nedenle erken yakalanıp gerekli tedavilerin yapılması önemlidir. Çünkü özellikle erken dönemlerde hastaların bir çoğunda herhangi bir şikayet oluşturmaz. Tanısı hemen her sağlık kuruluşunda yapılabilen kanda karaciğer tahlilleri ve tüm hastanelerde yapılabilen ultrasonografi ile konulmaktadır" dedi.
Dünya'da karaciğer yağlanması sıklığının yüzde 10-40 arasında olmakla birlikte son dönemde giderek arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sezgin, günümüzde en sık görülen karaciğer hastalıklarının temelini karaciğer yağlanmasının oluşturduğunu belirtti. Prof. Dr. Sezgin "Türk toplumunda karaciğer yağlanmasının oranı yüzde 60. Bunun için yapılacak en temel şey, beslenme alışkanlığını düzenlemek, Akdeniz tipi beslenmek, hareket etmek" dedi.
SAĞLIKLI BESLEN, ALKOLDEN UZAK DUR
Prof. Dr. Sezgin, karaciğer yağlanmasını engellemek için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
Yapılacak en önemli iş sağlıklı beslenmeye özen göstermektir.
Aşırı karbonhidrattan ve yağlı gıdalardan kaçınmak gerekir.
Sebze ağırlıklı beslenme önemlidir.
Özellikle et ve et ürünleri dengeli miktarda tüketilmelidir.
Toplumumuzun en önemli yeme alışkanlıklarından birisi fazla ekmek tüketimidir. Ekmek yemediğimiz zaman doymadığımızı düşünürüz. Beyaz ekmek tüketimi fazla kalori demektir. Ekmek tüketimimizi makul düzeye düşürmemiz gerekir.
Fazla miktarda alkol kullanımı varsa bu da azaltılmalıdır.
TOPLUMUN YÜZDE 35'İ KİLOLU, YÜZDE 45'İ OBEZ
Türkiye'de Türk Gastroenteroloji Derneği'nin yaptığı Kapadokya Kohort Çalışması'nı örnek olarak gösteren Prof. Dr. Sezgin, şunları söyledi: 'Türkiye'deki gastrointestinal hastalıkların sıklığı değerlendirilmiştir. Bu çalışmada ultrasonografi ile yüzde 60 oranında karaciğer yağlanması saptanmıştır. Çünkü toplumumuzun yüzde 35'i fazla kilolu, yüzde 45'i obezdir. Çok değil, bundan sadece 10 yıl önceki çalışmalarda obezite sıklığı yaklaşık yüzde 15-20 arasında idi. Bu da bize gösteriyor ki, obezite sıklığı çok hızlı bir şekilde artmaktadır. Özellikle Diyabetes Mellitus yani şeker hastalığı sıklığı da son yıllarda buna paralel olarak giderek artmaktadır. Türkiye'de şeker hastalığı sıklığı yaklaşık olarak yüzde 15 civarındadır.'
FİZİKSEL AKTİVİTE ŞART
Fiziksel
aktivite azlığının en az diyet kadar karaciğer yağlanmasında etkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sezgin "Her yaştaki insanın kendine göre fiziksel aktivitesini artırması gerekir. 30 yaşındaki genç için günde 5-6 km yürüme, bazen hafif koşular gerekirken, 80 yaşındaki bir insanın evin içinde odadan odaya dolaşması bile fiziksel aktivite artışıdır. Fiziksel aktivite kaslarımızı geliştirerek yağların yakımında faydalı olur. Sonuçta karaciğer yağlanması dışarıdan basit bir rahatsızlık gibi görünse de aslında uzun dönemde çok ciddi sonuçlara yol açabilen bir hastalıktır" diyor.