Cildimiz en büyük organımızdır. Yaş aldıkça yaşadıklarımız, çevresel ve içsel faktörler derimizi etkileyip renginde ve deseninde değişikliğe neden olabilmektedir. Bu durum eğer önlem alınmaz ve tedavi edilmez ise lekenin derinliğine bağlı olarak kalıcı da olabilir. Bununla birlikte tedavide aşırıya kaçmak da yeniden lekelenmeye neden olabilir. Parlak tıpkı vücudumuzdaki derimiz gibi ten rengi için neler yapmamız gerektiği bugünkü konumuz.
Neden leke oluşur? Lekenin çok çeşitli nedenleri vardır. Travma, deri enfeksiyonu, derinin yangılı hastalıkları, ağızdan veya sürülen bazı ilaçların yan etkisi olarak, gebelik döneminde, hormonal değişiklik durumlarında, genetik yatkınlık olarak koyu tenlilerde daha kolay olarak, güneşe maruziyete bağlı olarak, kimyasal soyma, lazer uygulamaları, bazı damardan tedavilere bağlı olarak da gelişebilmektedir. Ayrıca damarsal genişlemeye neden olan pek çok durumda sonradan leke gelişebilmektedir.
Tedavide neler yapılmaktadır? Lekenin derinliğini saptamak tedavi planı açısından çok önemlidir. Yüzeysel lekeler daha koyu olup tedaviden çabuk fayda görmektedir. Derin yerleşimli lekelerin tedavisi daha uzun sürmektedir. Tedavide iyilik sağlansa da tıpkı bir tansiyon, şeker hastalığı gibi tedavinin sürekliliği önemlidir. Önemli olan lekenin bir daha oluşmaması için güneşten korunma, kamuflaja hep devam etmektir. Leke oluşmaması için hangi deri hastalığında ne yapılması gerektiği dermatologlar tarafından hastalarına anlatılır. Böylece erken dönemde iyileşen yangı leke bırakmaz. Eğer yüzde kızarıklık, damar genişlemeleri kalıcı olmuşsa gerek sürme, iğneleme gerekse ağızdan bu duruma özel ilaçlar bulunmaktadır. Yine hem damarsal genişlemelere hem de lekelere iyi gelen ışık ve lazer sistemleri bulunmaktadır. Soyma tedavileri bir başka seçenektir. Hangi hastaya hangi tedavinin ne süreyle uygulanacağı hangi durumda bir diğer tedaviye geçileceği basamaklı tedavi yaklaşımı ile yapılmaktadır. Nedenler araştırıldığında bilinmeyen bir tiroit hastalığı veya bir başka önemli iç hastalığı teşhis edilebilir. Bu nedenle leke deyip geçmemek sadece kozmetik bir sorun olarak görmemek gerekir. Yine deri kalitesini arttıran her uygulama lekenin de görünümünü azaltacaktır. Örneğin özel içerikli mezoterapi uygulamaları, PRP, kök hücre ve ürünleri, nanofat, kolajen ve destek dokuyu arttıracak ürünler, altın iğne radyofrekans, mikroiğneleme uygulamaları, ip ile destek dokuyu arttırmak sayılabilir. Tedavilerin etkinliğinin artması için kombine de edilebilir.
TEDAVİLERİN YAN ETKİSİ VAR MIDIR?
Evet, bazen sürülen ilaçlar, soyma tedavileri ve ışık, lazer tedavilerinden sonra leke oluşumu tetiklenmektedir. Tedavi sonrası önerilen bakımın iyi yapılmaması ile de ilişkili olabilmektedir. Soyma tedavisinden sonra uçuk, ağızdan tedaviden sonra emboli riski bulunmaktadır. Bu durumların yönetilmesi ve oluşmaması için yapılması gerekenler bulunmaktadır. O nedenle alanında uzman doktorlara başvurmanız önemlidir.
ALTERNATİF TEDAVİDE NELER YAPILABİLİR?
Genel sağlığımızı destekleyen her türlü yaklaşım derimize de fayda etmektedir. Damardan glutatyon, C vitamini uygulamaları vücuttaki ve derideki stres yükünü azaltırken kolajen sentezine destek olabilir. Yine Ozon tedavisi de sağlıklı bir cild görünümünü desteklemektedir. Ağızdan alınan güneşten koruyucu içerikler de vardır. Bununla birlikte güneşten korunurken D vitamini eksikliği gelişiminin önüne geçilmesi gerekmektedir. Herşeye dikkat etsek de en ufak bir sorun leke oluşumunu tetikleyebilir. Böyle bir durumda nedenlerin araştırılması ve kişiye özel tedavi için dermatoloğunuza başvurun. Unutmayın ki, değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir. Tıp ilerledikçe bu konuda gelişmeler devam etmektedir bu nedenle takipte kalınız.