Günümüzde sağlıksız beslenme, yoğun iş temposu, düzensiz uyku ve bazen hormonal sebeplerden dolayı kilo alımı oldukça kolaylaştı ve yaygınlaştı. Bu yaşam tarzına diyet ve spor eklense bile kişiler, yine de bölgesel yağlanmalardan kurtulamıyor. Siz de diyet ve spora rağmen göbeğinizde ve baseninizde biriken yağlardan kurtulamıyorsanız, bu yazım tam sizlere göre.
KİLOYU NEREDEN VERDİĞİNİZ ÇOK ÖNEMLİ
Kilolu olma durumu kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Vücuttaki yağ oranı ise zayıflama sürecini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. O yüzden mutlaka zayıflama sürecine başlamadan önce elektronik ölçümleriniz alınmalı ve bu sayede yağ oranı, yağ kütlesi, vücuttaki kas kütlesi, iç yağlanma derecesi ölçülmelidir. Fakat bazen tüm çabalara rağmen vücutta yağlar dirençli olabilmektedir. Fazla kilolar fit bir görünüme kavuşmanın önündeki engel olmakla birlikte fiziksel ve ruhsal sağlığı da tehdit etmektedir.
"Diyet yapıyorum, hedeflediğim kiloya kavuştum. Ancak bu kadar çaba ve kilo kaybına rağmen basenim erimiyor veya göbeğimden kurtulamıyorum!" diyenleri daha önce mutlaka çevremizde gözlemlemiş veya kendimiz bile bunu deneyimlemiş olabiliriz. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise giden kiloların sadece yağdan değil kastan ve sudan gidiyor oluşu. Bu durumda kilo veriyorum ancak dilediğim bölgeden incelemiyorum ve kas kaybı nedeniyle vücudumda sıkılaşma ihtiyacını yoğun bir şekilde hissetmeye başlıyorum. Zayıflama sürecinde kas ve yağ oranını yakından takip etmek için olmazsa olmazımız elektronik ölçümlerdir.
Örnek vermek gerekirse bir danışanım 24 kilo verdiğini ve doğumdan önceki halinden bile daha az kiloda olduğunu, fakat yine de eski kıyafetlerine giremediğini ifade etti. Kendisine giden kiloların ciddi anlamda kastan ve sudan gittiğini izah ettim ve yağ oranını hedefleyerek bir program oluşturmamız gerektiğini söyledim. Şu an kendisi sadece 2 kilo vererek bir beden incelmiş görünüme kavuştu. Yani zayıflama sürecinde kiloyu nereden verdiğiniz oldukça önem taşımakta.
İNATÇI YAĞLARA 40 PLUS ETKİSİ
Peki,
bu hayal kırıklığına engel olmak için ne yapmak gerekir? Sağlıklı beslenme, zayıflama sürecinde temel kuraldır. Bunun için gerekirse diyetisyen desteği alınmalıdır. Elektronik ölçüleriniz alınıp ihtiyaçlarınız doğrultusunda bir zayıflama programı düzenlenmelidir. Bunun yanı sıra bölgesel yağlanma probleminden mustarip kişiler teknolojinin faydalarını deneyimleyebilirler. Bu anlamda "Hangi sistem tercih edilmelidir?" diye soracak olursanız, son günlerin trend uygulaması "40 Plus işte tam da burada imdadınıza yetişiyor" derim. Duyanların aklına yalnızca 40 yaş üstüne yapılabilecek bir uygulama gibi gelse de aslında her yaştan insana yapılabiliyor. Gelin bu işlemin detaylarına birlikte bakalım...
40 PLUS NEDİR?
40 yaş üstü ve hatta 40 yaş altı olan kişilere de uygulanır. Çünkü 40 yaş altı olup yağ oranı yüksek olan birçok kişinin metabolik yaşı 40 yaş üstü çıkmakta. Örnek verecek olursak 25 yaşında bir kişinin yağ oranı yüksek olduğu için metabolizma yaşı 40 çıkabiliyor. Yağ oranı yükseldikçe metabolizma yaşı yükselir. Bu nedenle 40 Plus işlemi, yağ oranı yüksek olan, dirençli yağları bulunan herkese uygulanabilir.
Kişinin sırt bölgesinde dört farklı noktada ilk etapta metabolik blokajlar tespit edilir. Yani kişinin tamamen kilo vermesinde engel teşkil eden faktörler tespit ediliyor ve akabinde gönderilen metamerik dalgalar sayesinde kiloyu tutan veya kişinin kilo vermesine engel teşkil eden blokajlar ortadan kaldırılır. İşlem kişinin kilo vermesini hızlandırır ve kolaylaştırır. Adeta kişiyi zayıflamaya hazır hale getirir. Bu uygulama tek başına bir yağ kırma görevi üstlenmez, mutlaka yağ kırma işlemlerine ek olarak uygulanmalıdır. Bu işlem kişinin zayıflamasına engel durumları ortadan kaldırır ki yapılan yağ kırma işlemi etkili sonuçlar sağlasın.
İlk seans itibariyle dirençli yağlanma problemleri yaşayan kişiler üzerinde oldukça kırıcı bir etkiye sahip ultrasonik ses dalgaları ve infrared teknolojisi şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Hatta ilk seans öncesinde ve hemen sonrasında elektronik ölçüler sayesinde işlemin ne kadar etkili olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu işlem sayesinde danışan, yağ oranında daha şiddetli ve hızlı bir düşüş yaşıyor. Giden kiloların yağdan gittiğini ve kasın minimum seviyede azaldığını gözlemliyoruz. Sonuç olarak işlem kilo kaybını hızlandırıp kolaylaştırıyor. Danışanların sarkmadan sadece yağdan vererek vücudu hızlıca şekillenmiş oluyor.
Bu işlem yağlanma problemi olan her bölgede güvenle uygulanabilir. Karın, göbek, basen, kol hatta gıdı bölgesi dahil. En çok gelen sorulardan biriyse birden fazla bölgede bu işlemin uygulanıp uygulanamayacağı. İşlem, 2-3 bölgeye aynı anda uygulanabiliyor.
BOL SU TÜKETİN
Kırılan yağlar, vücuttan dışarı doğal yollarda metabolize edilerek atılır. O yüzden bu süreçte bol su tüketimi ve sağlıklı beslenme çok önemlidir. Kalıcı bir zayıflamadan bahsetmek için kişinin sağlıklı bir beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmesi temel kuraldır. Kilo almadığınız sürece sonuçlar kalıcıdır. Kanser tedavisi, gebelik dönemi ve böbrek yetmezliği sorunu olanlar dışında herkese işlem uygulanabilir.
AĞRI VE ACI HİSSEDİLİR Mİ?
Ultrason seansı gibi masaj yöntemiyle uygulanan bu işlem sırasında ağrı, morarma gibi yan etkiler yoktur. Bunun sebebi ise herhangi bir vakum, kimyasal ve enjeksiyon kullanılmıyor oluşudur. İşlemin akabinde sosyal yaşama ve gerekliyse iş yaşamına geri dönülebilir. Bu işlem uzman eller tarafından uygulanmalıdır.