Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kalp Nakli Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Ümit Kervan, kalp nakilleri konusunda çarpıcı detaylar verdi. Prof. Dr. Kervan, "Kalp nakilleri yalnızca beyin veya dolaşım ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılabildiği için ülkemizde milyon nüfus başına bir kalp nakli gerçekleştirilebilmektedir. 1968 yılından bu yana, yaklaşık 50 yılda toplam bin 200'ün üzerinde kalp nakli yapıldı. Türkiye'de halen yaklaşık 150'si acil olmak üzere bin 64 hasta kalp beklerken, yılda yalnızca yaklaşık 80 kalp nakli yapılabilmektedir" dedi.
BAĞIŞ DOĞU ANADOLU'DA ÇOK AZ
Bir diğer önemli hususun ise ülkemizdeki kadavradan organ bağışında bölgeler arası ciddi farklılıkların bulunması olduğunu söyleyen Kervan, "Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalarımızda Akdeniz bölgesinde milyon nüfus başına 9.8, Ege bölgesinde 8.8 bağış çıkarken, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da bu oran milyon nüfus başına 1'in altındadır" dedi.
DESTEĞİNİZ ÇOK ÖNEMLİ
"Ülkemiz canlıdan yapılan bağışlarda dünya birincisidir" diyen Prof. Dr. Kervan ancak beyin ölümü gerçekleşen her 4 hastadan sadece 1'inde organ bağışı izninin verildiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Kervan, şunları söyledi: "Diğer deyişle organ naklinde kullanılabilecek organların 4'te 3'ü hasta ya da yakınlarının bağışı kabul etmemeleri sebebi ile kullanılamamaktadır. Bu durum ülkemiz ile birlikte dünyadaki diğer organ nakli yapılan ülkeler için de önemli bir sorundur. Biz ülkemizin kalp ve damar cerrahları olarak, organ bağışının önemini daha iyi aktarabilmek için farkındalık projeleri gerçekleştirmek istiyoruz ve bu amaçla üstümüze düşen görevleri yapmada kararlı ve hazırız. Organ bağışını artırabilme çalışmalarımıza vereceğiniz manevi destekleriniz bu önemli sağlık sorununun çözümünde bize büyük güç verecektir."
25 BİN 846 KİŞİ ORGAN NAKLİ İÇİN BEKLİYOR
PROF. Dr. Kervan, "Sağlık Bakanlığı Organ, Doku Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın kamuoyuna açıkladığı verilere göre; 2018 yılı içinde, günümüze değin 4 bin 447 organ nakli gerçekleştirilmiş olup bunların 3 bin 313'ü canlı, bin 134'ü kadavradan gerçekleştirilmiş iken, organ nakli için bekleyen hasta sayısı bu rakamlardan çok daha yüksek olup, 25 bin 846'dır" dedi.
YÜZDE 25'İ İÇİN BAĞIŞ İZNİ VERİLDİ
"Ülkemizde bu yıl içinde bin 400 beyin ölümü vakası bildirilmiştir. Organ bağışı için verilen izin ise ne yazık ki yaklaşık yüzde 25'tir" diyen Prof. Dr. Kervan, şunları söyledi: "Bu rakamların da gösterdiği gibi birçok hasta maalesef organ nakli bekleme listelerinde iken uygun donör bulunamaması nedeni ile kaybedilmektedir. Ülkemizde kadaverik yani beyin veya dolaşım ölümü gerçekleşmiş hastalardan yapılan organ bağışı sayılarının istenen düzeye erişmemiş olması en önemli nedendir. Oysaki canlı veriden gerçekleştirilen organ nakil sayıları diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında çok daha yüksek rakamlara ulaşmıştır. Organ nakli tedavilerini üst düzeyde uygulayan birçok ülkede ise bu oran tam tersinedir ve kadaverik donör organ nakli çok daha fazla uygulanmaktadır."
NAKİLLER DEVLETİMİZ TARAFINDAN ÜCRETSİZ YAPILIYOR
KALP, kalp kapakları, kornea, pankreas, yüz ile kol ve bacak nakillerinde kadaverik nakil zorunluluğu bulunduğunu belirten Prof. Dr. Kervan şöyle dedi: "Bekleme listesindeki birçok hastaya rağmen bu organların transplantasyonları çok daha düşük rakamlarda gerçekleşmektedir. Organ nakilleri, Sağlık Bakanlığı denetiminde, tam sağlık güvencesi altında, hiçbir ücret alınmadan yapılıyor. Nakillerin tamamı devletimiz tarafından karşılanarak yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığımızın gözetiminde yaptığımız çalışmalarla, ülkemizde organ bağışı için beyin ölümü gerçekleşen vakaların tespiti önemli oranda artmış olsa da, organ bağışı hâlâ yeterli düzeyde değildir."
VASİYETİNİZ BİLİNSİN
PROF. Dr. Kervan, "İnsanlar kendi evinde, ailesiyle akşam yemeğinde organ bağışını konuşabilirlerse çocuklar, evdekiler herkes organ bağışının korkulacak ya da gizlenecek bir konu olmadığını bilir. Herkes 'Ben vefat ettiğimde ailem benim organ bağışı fikrimi bilirse ailemin kararı daha kolay olur' diyebilmeli. Bağışta bulunan kişi bağışta bulunduğunu beyan ederse o kişinin birinci dereceden yakınları karar verirken 'Evet izin vermişti. Onun vasiyetini yerine getireceğiz' diyebilir" dedi.
EN TİTİZ, EN ŞEFFAF MERKEZ
SAĞLIK Bakanlığı'nın nakilleri büyük bir titizlikle takip ettiğini belirten Prof. Dr. Kervan, "En şeffaf kurum Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Merkezi. Oraya nakil bekleyen bütün hastalar kayıtlı. Bazen bize organ sunuluyor. Biz organı almaya gidiyoruz o sırada bizim hastamıza bir şey oldu. Biz diyoruz ki A değil B'ye kullansak, 'Hayır' diyor. Gitmemize rağmen, 'Sizden sonra şu kişinin şu hastanenin sırası var' deniyor. O organı hemen onlara veriyor. Bunun için çalışan Sağlık Bakanlığı'nın içinde büyük bir bilim kurulu var. O kurul bütün merkezi denetliyor" dedi.