Covid-19 pandemisi ve iklim değişikliğinin de etkilerinin sonucu olarak milyonlarca insan zatürre riski altında. Hastalıkla mücadele etmek ve farkındalık yaratmak için 2009 yılından bu yana her yıl 12 Kasım'da 'Dünya Zatürre Günü' etkinlikleri düzenleniyor.
ZATÜRRE, AKCİĞER İLTİHABI DEMEK
Türk TORAKS Derneği Başkanı Prof. Dr. Oya İtil, zatürrenin özellikle bazı risk gruplarında en çok ölüme yol açan hastalık olduğunu belirterek, "Zatürrenin tıbbi adı pnömonidir. Pnömoni, akciğerin iltihabıdır. Bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplarla oluşabilir. En sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasındadır.
Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı olanlar, sigara kullananlar, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında zatürre daha sık görülüyor" dedi. Zatürrenin; tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, iş ve okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumlu olduğunu belirten Prof. Dr. İtil, zatürre belirtilerini şöyle sıraladı: "Ateş, öksürük, balgam çıkarma ve göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtileridir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında oksijen seviyesinde düşüşe bağlı deri ve mukozada morarma, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı gelişebilir."
AĞIRSA YOĞUN BAKIM ŞART
Zatürre belirtileriyle gelen hastalar muayene edildikten sonra çoğunlukla akciğer grafileri çekilerek tanı konulduğunu söyleyen Prof. Dr. İtil, "Ağır zatürre olgularında ve hastaneye yatması gereken hastalarda kan testleri, bilgisayarlı tomografi ve balgam testleri gibi ileri incelemeler gerekebilir. Tedavide genellikle antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler kullanılıyor. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Ağır zatürre durumunda hastane yatışı, yoğun bakım ve solunum desteği gerekebilir. Tedavi süresini 10-14 güne, bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir" dedi.
RİSK GRUBUNDAKİLER AŞILARINI OLMALI
Türk TORAKS Derneği Solunum Sistemi Enfeksiyonları Çalışma Grubu Sekreteri Dr. Nursel Türkoğlu Selçuk; hem grip hem de zatürre aşılarının önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, risk gruplarında zatürre ve yıllık influenza (grip) aşıları ile toplumda gelişen zatürrelerin sıklığı ve ölüm oranı azaltılabilir. Günümüzde uygulanan zatürre aşısı pnömokoklara karşı koruyucu etkinliği kanıtlanmıştır. Zatürre aşısı güvenle yapılabilir ve ciddi yan etkisi yoktur."
GRİP ZATÜRREYE ZEMİN HAZIRLAR
Dr. Selçuk, grip (influenza) enfeksiyonunun da zatürreye zemin hazırlaması açısından tehlikeli bir enfeksiyon olduğunu belirterek şunları söyledi: "Her yıl en fazla gribe neden olan influenza virüs alt tiplerinin belirlenmesi ile bir sonraki yıl için aşı hazırlanır. Grip aşısı her yıl tekrar yapılır. Aşının grip salgın sezonu başlamadan ekim, kasım aylarında yapılması uygundur. Zatürre aşısı ise 65 yaş ve üzeri, KOAH sahibi olan hastalar ile bir akciğeri alınanlar, kalp ve damar, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığı olanlar, kronik alkolizm, dalak fonksiyon bozukluğu veya dalağı alınmış olanlar, bağışıklık yetmezliği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi kullanımı, beyin omurilik sıvısı kaçağı olanlar, pnömokok hastalığı veya komplikasyon riskinin artmış olduğu şartları yaşayanlara önerilir. İlk doz aşı yapıldıktan sonra da doktor kontrolü altında ikinci doz önerilir."