28 Eylül Dünya Kuduz Günü ile ilgili yazılı açıklamada bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Aksoy "Ayrıca bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozalardan da enfekte olmuş hayvanın salyası ile de bulaşabilir. Kuduz olan hayvanın huyunda veya hareketlerinde değişimler, korkaklık, sinirlilik, saldırganlık ve ısırma isteği bulunur. Vücudunda felçler, yutma güçlüğü, salya akması, kasılmalar görülebilir. Bu belirtileri gösteren hayvanlardan uzak durmalı, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine haber verilmelidir. Kuduz, insan ısırıkları ile bulaşmaz. Ancak kuduz hastalığı olan insanların ısırıklarında bu risk vardır. İnsanlara ve hayvanlara, genellikle tükürük ve ısırıklar veya çizikler yoluyla yayılır. Enfekte hayvanların tükürüğünün insan mukozası veya taze cilt yaraları ile doğrudan temas etmesiyle bulaşma görülür. Nadir de olsa virüs içeren aerosollerin solunması, enfekte organların nakli, enfekte hayvanların çiğ et veya sütünün tüketilmesi yoluyla da insanlara bulaşma görülür. Bulaştan sonra kuduzun ortaya çıkış süresinde değişkenlik olabilir. Bu süre, virüs girişinin yeri ve viral yük gibi faktörlere bağlı olarak 1 hafta ile 1 yıl arasında değişebilir" dedi.
Kuduzun belirtileri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi veren Aksoy "Kuduzun ilk bulguları; yara bölgesinde ağrı ve olağandışı veya açıklanamayan karıncalanma, iğnelenme veya yanma hissidir. Virüs, merkezi sinir sistemine yayıldıkça beyin ve omurilikte ilerleyici ve ölümcül hasar gelişir. Bu durum neredeyse yüzde 100 ölümcüldür. Tanı araçları halihazırda kuduz enfeksiyonunu tespit etmek için uygun değildir ve tanı koymak zor olabilir. Tanı, çoğunlukla ölüm sonrası otopsi ile yapılan doku incelemeleri ile konulabilir. Günümüzde hastalığın direkt etkili bir tedavisi de yoktur. Kuduzdan korunmada en etkin yöntem, köpek ve kedilerin her yıl aşılanmasıyla hastalığın insanlara bulaşmasının engellenmesidir. Köpek ısırıkları hemen hemen tüm insan vakalarına neden olduğu için bu konudaki farkındalığı artırarak ve aşı yaparak kuduz ölümlerini önleyebiliriz. Günümüzde insanların, köpek kaynaklı kuduzdan ölmesini önleyecek aşılar ve teknolojiler mevcuttur. DSÖ farklı kuruluşlar ile 2015 yılında, ilk kez bir stratejik eylem planı başlatmış ve 2030 yılına kadar köpek ilişkili kuduz riskini ortadan kaldırmaya yönelik küresel eylem planını uygulamaya geçirmiştir" diye konuştu.
Kuduz virüsüyle riskli temas oluşmuşsa hemen tedaviye başlanarak, hastalığı ve ölümü önleyebilir olduğunun belirten Dr. Firdevs Aksoy "Yara hemen sabun/deterjan ve suyla yıkanmalı ve hızla bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hekim, aşı gereklilik kararı vermişse verilen tarihlerde mutlaka aşı yapılmalı ve aşı serisi hekimin önerisi doğrultusunda tamamlanmalıdır. Mümkünse ısıran hayvanın güvenli bir şekilde, 10 gün boyunca kapalı ve gözlem altında tutulması gerekmektedir. Bu süre sonunda hekim, aşılamanın devamına ya da durdurulmasına karar verebilir." ifadelerini kullandı.