Alanında uzman bilim insanlarını temsil eden beş dernek, ilk defa bir araya gelerek Türkiye'de ilk kez yumurtalık ve prostat kanserini kapsayan "Genetik Tanı Uzlaşı Raporu"nu hazırladı. Raporun detayları İstanbul Şişli'de bir otelde gerçekleştirilen basın toplantısında paylaşıldı. Türk Üroonkoloji Derneği Başkanı Dr. Güven Aslan'ın moderatörlüğünde yapılan açıklamada Patoloji Dernekleri Federasyonu'nundan Dr. Alp Usubütün, "Yumurtalık kanserininin tanısı bizde başlıyor. Bazı hastalıklarda ailesel bir yatkınlık var. Bu ailesel yatkınlık da belli hücresel tipte hastalıkların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Biz 'Bu hastada bir genetik temel olma riski vardır, bunları taramakta fayda var' diyoruz. Hem tanının, tedavinin oluşturulmasında hem de verdiğimiz hücresel tiplerin detaylarıyla hangi kanserde hangi genetik temel olabileceğinin ipuçlarını sağlamak için bu şemanın içerisinde yer alıyoruz" şeklinde konuştu.
"KANSERDE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİLERE GİDİYORUZ"
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Dr. Gökhan Özyiğit ise, "Biz işin tedavi kısmındayız. Kanser sıklığı açısından erkeklerde prostat kanseri ikinci sırada. Öldürücülük açısından elimizde çok etkin tedaviler olduğu içi onlarda daha geri sıralarda. Genetik olarak riskli kişileri tespit ettiğimiz zaman onları daha erken tanı ve tarama programlarına almış oluyoruz. Eğer genetik yatkınlık varsa bunlara daha erken tedavi vermek gerekiyor çünkü seyirleri daha kötü olabiliyor. Bir grup hastamız da var ki daha ilerlemiş ve yayılmış şekilde geliyorlar. Onlara da bireyselleştirilmiş tedaviler veriyoruz. Bu ilaçlar da yeni yeni onay almaya başladı. Son olarak da kanser tedavisinde her şey kişiselleştirilmiş tedavilere gidiliyor. Genetik birtakım özelliklerine bakarak kişiselleştirilmiş tedavilere gidiyoruz" diye konuştu.
"YUMURTALIK KANSERLERİNİN YÜZDE 20'Sİ GENETİK"
Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği II. Başkanı Dr. Fuat Demirkıran, şunları söyledi: "Yumurtalık kanseri rahim içi kanserinden sonra kadınlarda ikinci en sık gördüğümüz kanser türü. Her 100 kadının 2 tanesinde yaşam boyu yumurtalık kanseri oluşur. Ailede bir veya daha fazla birinci derece yakınında yumurtalık veya meme kanseri varsa bu oran yüzde 7'lere kadar çıkar. Dünyada yılda yaklaşık 400 bin kadına yumurtalık kanseri tanısı koyuyoruz ve bunların yaklaşık 250 bin tanesi yumurtalık kanserinden ölüyor. Türkiye'de yılda 4 bin 100 kadına yumurtalık kanseri tanısı konuyor ve bunların 3 bin tanesi de yumurtalık kanserine bağlı olarak ölüyor. Yumurtalık kanserinin yüzde 90'ı 40 yaş ve sonrasında görülen kanserler. Sinsi ve geç tanı alan kanserler. Kanser genetik bir hastalık, yumurtalık kanserlerinin de önemli bir bölümü yaşam boyu oluşan veya doğumsal olarak kuşaktan kuşağa aktarılan genetik bozukluklar veya genetik mutasyonlar sonucunda oluşuyor. Yumurtalık kanserlerinin yaklaşık yüzde 20'si kuşaktan kuşağa aktarılan genetik mutasyonlar sonucu meydana geliyor ve biz bunlara kalıtımsal yumurtalık kanseri olarak tanımlıyoruz. Kalıtımsal yumurtalık kanserlerinin yüzde 75'i kuşaktan kuşağa aktarılan mutasyonlar sonucu oluşan kanserler. Herkese genetik test yapmak söz konusu değil, mantıklı da değil. Yumurtalık kanseri açısından kimlere genetik test yapılmalı? Her meme ve yumurtalık kanseri tanısı koyulmuş kadına genetik testler yapılmalıdır. Yakın akrabalarından 50 yaş öncesinde meme ve yumurtalık kanseri tanısı koyulmuş olan sağlıklı bireylere yapılmalıdır. Ailede birden fazla kanser varsa genetik testler yapılmalıdır. Genetik testlerin yapılmasının nedeni kuşaktan kuşağa aktarılan gen mutasyonu olan sağlıklı bireyleri kontrol etmek, kanserlerin oluşumunu önlemek. Risk azaltıcı cerrahilerle meme kanseri riskini azaltmak mümkün. Artık günümüzde kişiselleştirilmiş tedaviler var."
"GENETİK TESTLER SGK KAPSAMINDA YAPILABİLİYOR"
Genetik danışmanın önemine değinen Tıbbi Genetik Derneği Başkanı Dr. Taha Bahsi, şöyle konuştu: "Kanser dokusundaki genetik değişimler ve kalıtsal kanserlerin aktarımı açısından önceki mutasyonların araştırılması önemli. Çeşitli mutasyonlar kanserin genetik kimlik kartını önümüze koyuyor. Hangi hastaya hangi tedavinin verileceğini bilmemize yardımcı oluyor. Hasta kalıtsal bir mutasyon taşıyorsa burada hem hastamızı hem de yakınlarını ilgilendiren bir durum var. Bu hastayı başka kanserler de bekliyor olabilir. Diğer kanserlerden korunma ya da erken tanının sağlanması için detaylı testlerin yapılması gerekiyor. Eğer kendisinde mutasyonu saptadıysak başta birinci derece yakınları olmak üzere yakın akrabalarının da risk altında olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu testlerin büyük bir kısmı kamu kurumlarında SGK kapsamında yapılabiliyor."
1,4 MİLYON PROSTAT, 314 BİN YUMURTALIK KANSERİ TANISI...
Dünyada her yıl 1,4 milyon erkeğe prostat kanseri tanısı konulurken ülkemizde sadece 2020'de 19 binden fazla erkeğe prostat kanseri tanısı konuldu. Yumurtalık kanserinde ise küresel çapta yaklaşık 314 bin kadın, ülkemizde 4 binden fazla kadın yumurtalık kanseri tanısı aldı. Aynı yıl Türkiye'de prostat kanserinden 5 bin 464 erkek, yumurtalık kanserinden ise 2 bin 730 kadın hayatını kaybetti.