Son dönemlerde daha genç ve güzel görünmek için sık tercih edilen yöntemler arasında yer alan ozon tedavisi, bağışıklık sistemini güçlendirip yaşlanma hızını azaltıyor. Ayrıca kas ve iskelet sistemi ağrıları, diyabet gibi yaşam kalitesini büyük ölçüde düşüren sağlık sorunlarının tedavisinde de etkili sonuçlar veriyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Kolu, ozon tedavisinin bağışıklığı güçlendirerek, hastalıklara karşı kalkan oluşturduğunu söyleyerek "Renksiz ve doğal bir gaz olan ozon, oksijenin 3 atomlu hali olup, oda sıcaklığında, kendine has kokusu olan bir gazdır. Hücre içinde antioksidan görevi gören 'glutatyon' yani vücudumuzdaki hücreler tarafından üretilen ve üç amino asitten oluşan bir proteinin miktarını artırarak, bağışıklık sistemini uyarır. Hastalık sırasında ve sonrasında karşılaşılabilecek ek sorunların kontrolünü sağlar" dedi.
HAFTADA İKİ SEANS
"Ozon, klinikte medikal bir ozon jeneratörü aracılığı ile elde edilmektedir" diyen Dr. Emine Kolu, uygulamanın nasıl yapıldığını ise şöyle anlattı: "Ozonun sıklıkla kullanılış şekli kişinin kanının ozonlanmasıdır. Majör ozon terapisinde, kapalı bir sistem içerisinde kişinin 100 cc kanı alınır ve 100 cc ozon gazı ile muamele edildikten sonra yeniden kişiye verilir. Kana verildiğinde kan sıvısı içerisinde eriyerek vücuttaki ve hücre içindeki güçlü bir antioksidan madde olan glutatyonu artırarak etkisini gösterir. Ozon tedavisi haftada 1 veya 2 seans şeklinde ve ortalama 20 ila 30 dakika arasında sürmektedir. Seans sayısı hastaya göre değişmekle birlikte yılda ortalama 12 seanstır." Tedavide dikkat edilmesi gereken ilk kural uygulamanın güvenli, kişiye özel steril bir ortamda yapılması olduğunu belirten Dr. Emine Kolu, "Ozon gazına dayanıklı tek kullanımlık malzemeler kullanılmalıdır. Ozon tedavisi, mutlaka bu alanda deneyimli uzman bir hekim eşliğinde uygulanmalıdır. Uygun doz ve uygun teknikle hekim eşliğinde yapıldığı takdirde oldukça güvenli bir yöntemdir" diye konuştu.
GENÇLEŞTİRİYOR
Ozon tedavisinin aynı zamanda koruyucu bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Kolu, "Ozon tedavisinin yaşlanmayı geciktirici (anti-aging), cildi parlatıcı etkisi de mevcuttur. Ayrıca kas içine uygulanan yöntemi de alerji ve akne tedavisinde tercih edilen bir yöntemdir" dedi.
KOVİD TEDAVİSİNDE DESTEKLEYİCİ
OZON tedavisinin uygulanabileceği hastalıkları Dr. Emine Kolu şöyle sıraladı:
Kovid sonrası kişide yorgunluk, halsizlik, nefes darlığı, göğüs ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrısı gibi şikayetlere karşı ozon terapisi önerilmektedir.
Ozon tedavisi solunum şikayetlerinin azalmasında ve genel performansın düzelmesinde etkilidir.
Yorgun uyanma, genel isteksizlik, yorgunluk hali genel kas ağrıları ve vücuttaki belirli noktalarda kronik ağrı ile karakterize bir yumuşak doku romatizması olan fibromiyalji sendromunda olan kişilere önerilir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanılır.
Diyabet hastalarında kan şekerini düzenlemek ve hastalığın olası etkilerini kontrol altında tutmak için kullanılmaktadır.
Atardamar ve kılcal damar sorunlarında uygulanır.
Vücutta enerji artışı yapar. Halsizlik, yorgunluk gibi semptomları azaltır.
Romatizmal hastalıkların kontrol altına alınmasında etkilidir.
Yaygın kas ve eklem ağrılarında faydalıdır.
Kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerinin kontrolünde oldukça başarılıdır.
Diyabetik ayak, bası yaraları ve yanıklarda iyileşme sürecini hızlandırır.
İyi yaşlanma ve güzel bir cilt için uygulanabilir.
ÇOK YÖNTEMI VAR
DR. Emine Kolu, ozon tedavisinin birden fazla yöntemle uygulanabildiğine dikkat çekerek, bunları şu şekilde sıraladı:
Kan yoluyla,
Kas içerisine,
Diz kireçlenmesinde eklem içine,
Cilt altına,
Deri lezyonun üzerine uygulama yapılmaktadır.
KİMLERE UYGULANMAZ?
OZON tedavisinin uygulanmaması gereken bazı bireyler veya durumlar olabildiğine de dikkat çeken Dr. Emine Kolu "Ciddi anemi durumlarında, gebeliğin ilk üç ayında, bakla alerjisi olan kişilere, kontrolsüz tiroid hormon bozuklukları ve yakın dönemde beyin kanaması, kalp krizi geçirmiş kişilerde uygulanamaz" dedi