Beyne pıhtı atması, kalıcı hasarlara yol açabilen oldukça önemli bir problemdir. Tıkanan damara ve kişiye göre değişkenlik gösteren bu problemin şiddeti, ne boyutta bir sonuç doğuracağının en net göstergesidir. Pıhtı atmasına neden olan pek çok faktörden ve bu faktörlere yönelik tedavi yöntemlerinden bahsetmek mümkündür. İşte pıhtı atması neden olur ve nasıl tedavi edilir soruları ile birlikte bu sorunun ortaya çıkabileceğini işaret eden belirtilerden bahsettik.
Pıhtı atması belirtileri tıkanan damara göre değişiklikler gösterir. Pıhtı atmasında çok hafif hatta bazen gözden kaçabilen hafif derecede etkilenen hastaların yanı sıra ani ölümler de görülebilir. Pıhtı atmasının gözle görülür tablosunda;
Öncelikle hastalığın tanınması ile koruyucu tedaviler yapılarak beyin damarlarının pıhtı atması büyük ölçüde engellenebilmektedir. Fark edilebilirse pıhtı atmasının erken tanınması (ilk birkaç saat) ile tıbbi müdahaleler yapılarak beyin dokusunda çok ileri hasar oluşmadan pıhtı atması ve yaratabileceği etkileri geri döndürülebilmektedir.
Özellikle bacakların hareket ettirilmesi pıhtı oluşumunu önlemede büyük önem taşır. Vücudu sürekli işleyen bir mekanizma olarak düşünecek olursak hareket mekanizmanın düzenli çalışmasına yardımcı olur. Eğer uzun süre hareketsiz kalınırsa özellikle bacakların bükülü kaldığı uzun seyahatlerde pıhtı atma riskini artırmaktadır.
Pıhtı atmasının neden olduğu durumlar;
Büyük damarların tıkanıklıklarında konuşamama, vücudun bir tarafını hareket ettiremeyecek kadar belirgin güçsüzlük veya bunların kombinasyonu ortaya çıkabilir. Felcin şiddeti değişken olmakla birlikte tedavi olasılığı ve önemi aynıdır. Beyin damarına gelen pıhtı; şah damarından, beyin damarlarının kendisinden veya kalpten köken alabilir. Ancak, pıhtının nereden kaynaklandığı inme tedavisi sırasında önemli değildir. Önemli olan, tıkanan beyin damarını açabilmektir.
İnme tedavisi mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Beyin damarı tıkandığında, beyin dokusunda hasar oluşmaya başlar. Bu hasar bekledikçe daha da genişler. Tıkanan damar büyük olduğunda ve süre uzadığında beyin hasarı artar. Bir an önce damarın açılması ise tüm bunları engelleyerek beyin dokusunda oluşan hasarın genişlemesinin önüne geçer. Beyin dokusunda inme nedeniyle oluşan hasarı, ne kadar kısıtlı tutabilirsek o derece erken ve hızlı düzelme sağlayabiliriz. İlk altı saat içinde müdahale edilen hastaların düzelme şansları çok daha yüksektir.