Avrupa'dan başlayıp ülkemize gelen sıcakların insan sağlığı ve çevre için tehdit edici boyutlara ulaşabileceğini söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, korunmak için alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: "Sıcaklıkların aşırı artmasıyla vücudumuz terleyerek yani vücudun dış yüzeyini ısıtarak iç sıcaklığını sabit tutmaya çalışır. Çünkü vücut belli bir sıcaklığın üstüne çıktığı zaman sağlığı yaşamsal düzeyde bozacak sorunlara neden olur. Enzimlerin çalışması ve proteinlerin yapısı bozularak bazen ölüme kadar götüren sorunlara neden olabilir. Bu durumda vücut ısısının sabitlenememesi ve su kaybı ciddi bir tehdit olarak karşımıza çıkar. Sıcaklıkların arttığı bu dönemde olabildiğince sıcaklıktan korunmak, klimalı ortamlarda bulunmak, dış ortama çıkmamak, havalandırmayı iyi yapmak önemli. Bunlarla beraber klima veya aşırı rüzgâra maruz kalmakla beraber oluşabilecek sorunlardan da kaçınmak gerekir."
"BU DÖNEMDE TUZ KISITLI DİYET ÖNERMİYORUZ"
Bunun yanında bol miktarda su içmenin önemine de değinen Akkoyunlu, "Normal zamanlarda aldığımız sıvıdan daha fazla sıvı almamız gerekir. Terle beraber tuz atımı olacaktır. Ekstra tuz almayı önermiyoruz ama bu dönem içerisinde şiddetli bir tuz kısıtlaması diyeti uygulamamak gerekiyor. Bunu yanında özellikle tatile gidenlerin güneşin en tepede olduğu saatlerde mümkünse denize girmemesi ve açık havada dolaşmaması gerekiyor" şeklinde konuştu.
YAZ AYLARINDA BÖBREK YETMEZLİĞİ DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Yaz aylarında böbrek yetmezliği gibi durumları daha sık gördüklerini belirten Dahiliye Uzmanı Fırat Oyman, "Özellikle kronik böbrek yetmezliği hastaları, kalp yetmezliği hastaları, kanser hastaları, yaşlılar ve çocuklar birden çok hastalığı olanlar gibi vücudun sıvı dengesini ayarlamakta zorlanan hastalarda böbrek yetmezliği tablolarını daha sık görüyoruz. Bu hastalar daha sık susuz kalıyor ve böbrekleri sıvı dengesini ayarlamakta daha çok zorlanıyor. Ağız kuruluğu ve idrar renginde koyulaşmalar, halsizlik, bulantı, kusma gibi belirtiler görüldüğünde acilen bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekiyor" dedi.
"TERLETMEYEN İNCE KIYAFETLER TERCİH EDİLMELİ"
Güneşin dik geldiği öğle saatlerinde dışarda bulunmamak gerektiğini vurgulayan Oyman, şunları söyledi: "Terletmeyen pamuklu ve ince kıyafetler tercih etmek, sıvı kayıplarına dikkat etmek kadar sıvı dengesini sıvı alımıyla düzenlemek, su ve mineral dengesine dikkat etmek gerekiyor. Günde en az 2 litre civarında sıvı tüketmek lazım. Burada fazla sıvı tüketmenin de bir riski var. Bazı hastaların idrar yapma kapasitesi belli olduğu için fazla sıvılar bu hastalarda yük oluşturabiliyor ve ödem tablosu oluşuyor. Bunun için de hastalar kendi doktorlarıyla görüşüp hastalık durumuna, yaşına, cinsiyetine ve diğer metabolik faktörlerine göre günlük sıvı ihtiyacını belirleyebilir ve ona göre sıvı tüketimini sağlayabilir. Bol meyve sebze tüketmek gerekir. Sıvı çıkışını arttırdığı için alkol, çay kahve gibi içeceklerden kaçınmak önemli."
Bu dönemde çocukların da sıvı dengesini ayarlamakta zorlanabildiğini ifade eden Oyman, şöyle devam etti: "Sıvı tüketimini arttırmaları gerekiyor ve yine güneşin en tepede olduğu öğle saatlerinde dışarı çıkmamaları, çıkıyorlarsa da gölge ortamlarda bulunmaları gerekiyor. Eğer çok dışarda kalmaya mecburlarsa yanlarında bir sularını da taşımalarını mutlaka öneriyoruz."