Kemoterapi veya radyoterapi tedavisi görmüş veya tedavisi devam eden kanser hastalarının tatile çıkarken programlarını titizlikle yapması, kendi vücut dinamiklerine göre ayarlaması çok önemli. Çünkü keyifle çıkılan tatil, vücut direnci baskılanmış olan kanser hastaları için bir anda ciddi sorunlar ile sonuçlanarak keyif kaçıran zaman dilimlerine dönüşebiliyor. Bu sebeple kanser hastalarının tatil programı yaparken bazı noktalara dikkat etmesi gerekiyor. Tatilin hayal kırıklığı ile sonlanmaması için tatil yeri ve seyahat ile ilgili Psikoonkoloji Uzmanı Ceren Camadan Gümüş önerilerde bulundu...
KALABALIK YERLER TERCİH EDİLMEMELİ: Kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık sistemlerini zayıflattığı için kanser hastaları daha kolay mikroba maruz kalırlar. Bu nedenle kemoterapi veya radyoterapi görmekte olan veya kemoterapisi ya da radyoterapisi bitmiş kanser hastalarının tatil yapmak için seçecekleri, gidecekleri yerin temiz ve çok kalabalık olmaması gerekmektedir. Ateşlenme veya benzeri bir sorun halinde müdahale yapabilecek tıbbi hizmete yakın olacak yerlere ulaşımın kolay olması da önemlidir.
GÜNEŞLENMEK SAKINCALI: Kemoterapi ya da radyoterapi alınırken güneşe maruz kalınırsa ciltte lekelenme olabilir. Bu nedenle kemoterapi ya da radyoterapi almakta olan hastaların güneşlenmemeleri daha doğru olacaktır. Güneşe maruz kalacakları durumlarda ise yüksek koruma faktörlü kremleri kullanmaları gerekir ve terletmeyen kıyafetler giyilmelidir. Kemoterapi ya da radyoterapi devam ediyorsa kıyafetin güneşten koruyacak şekilde vücudu kapatmasına ayrıca dikkat edilmelidir. Sıvı tüketimi de önemli bir faktördür
. Özellikle yaz mevsiminde kemoterapi ya da radyoterapi alan hastaların sıvı ihtiyacı normal bireye göre daha çok artar. Bu yüzden bol sıvı tüketmeye dikkat edilmelidir. Çok sıcak saatlerde dışarıda vakit geçirmeyip dinlenmek önem taşır.
GIDALARIN TEMİZ OLMASI: Kanser tedavisi gören hastalar iyi pişirilmiş, temiz hazırlanmış, açıkta uzun süre bekletilmemiş yiyecekler tüketmelidir. Açık büfeden yenilecek şeyler fazla tercih edilmemelidir. Meyvelerin kabukları soyulmalı ya da çok iyi yıkandıktan sonra yenilmeli. Ağır olmayan daha hafif gıdalarla beslenilmelidir.
RAHAT ULAŞIM ARACI TERCİH EDİLMELİ: Kanser hasta ve hasta yakınlarını çok yormayacak, uzun zaman dilimi ile ulaşım sağlanılmayacak rahat ve fazla kalabalık olmayan bir ulaşım aracı kullanılması doğru olacaktır. Kendi özel araçları ya da yol çok uzunsa yolculuğun kısa sürmesi doğrultusunda uçak daha uygun olacaktır.
HAVUZA DEĞİL, DENİZE GİRİN: Kemoterapi ya da radyoterapi sırasında bağışıklık sistemi baskılandığı için denize girmekte sakınca yoktur. Fakat havuza girmek kişinin mikrop kapmasına neden olabileceği için önerilmez.
POZİTİF DÜŞÜNMEKTEN VAZGEÇMEYİN!
Hastanın beden bütünlüğünde, benlik değer algısında, yaşam kalitesinde, kişisel ve sosyal rollerinde çeşitli değişiklerin ortaya çıkmasına neden olan kanser, adaptasyon bozukluklarının sağlıklı bireyden sağlıksız bedene geçiş olarak ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Endişe, kaygı, üzüntü, hastalığı önemsizleştirme, süreci savaş gibi algılama, kaderci bakış açısı gibi değişik duygu ve düşünceler de tedavi sürecini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle hastanın yaşam kalitesi ve düzenini değiştirmemesi, pozitif düşüncelerinden asla vazgeçmemesi gerekir. Tanı ve tedavi sürecinde sosyal çevrenin desteği de önemlidir.
HER GÜN NEFES EGZERSİZLERİ YAPIN
Global çağımızın hastalığı olarak adlandırılan kanser, erken teşhis edildiği zaman modern yöntemlerle başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Hastaya uygulanan tıbbi ve psikolojik destek kadar, hastanın bilinçli ve pozitif davranması da kanser tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Kanser hastalarının psikolojilerine iyi gelecek öneriler:
Kanser olduğunuzu ilk öğrendikten sonra hissettiğiniz şok, inkar, kabullenme zorluğu, kaygı ve endişelerinizi psikoonkoloğunuzda mutlaka paylaşın.
Psikolojik destek gruplarına katılın ya da mutlaka bireysel olarak destek alın.
Her gün nefes ve meditasyon egzersizleri yapın.
Hayatınızdaki öncelikleri belirleyin, 'Önce ben' deyin.
Hastalığa yakalandığınız için kendinizi suçlu ve çaresiz hissetmeyin. Bu durum, tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir.
Çaresiz olduğunuzu düşünmeyin. Olumsuz düşüncelerin tedavi sürecinde sizi strese sokacağını düşünerek olumlu düşüncelere yönelin.
Keyif aldığınız etkinlik ve kişilere zaman ayırın, hislerinizi paylaşın, keyif almadığınız etkinlik ve kişilerle zamanınızı boşa geçirmeyin.
Gerginlik ve öfke hissettiğinizde başkalarını suçlamak yerine, bu duyguların sebebini bulmaya çalışın.
HEDEF BELİRLEYİN
Olaylara hep olumsuz tarafından yaklaşmayın olumlu yerlere odaklanın.
İsteklerinizi belirtmekten çekinmeyin. Bu süreçte yakınlarınızın sizler için yapacağı her şeye açık olun.
Hastalığa yakalandıktan sonra günlük hayatınızdaki rollerinizden asla uzaklaşmayın.
Kendi sorumluluklarınızdan vazgeçmeyin, yapabildiğiniz kadar yapmaya özen gösterin.
Hayat devam ediyor, bedeninizi sevin, güçlü yanlarınıza odaklanın.
Umudunuzu hiç yitirmeyin, herkesin kanser süreci kendine özgüdür unutmayın.
Küçük hedefler belirleyip, iyimser bir şekilde sürdürün.