"Pankreas kanseri en ölümcül kanserler arasında ilk sıralarda yer alır" diyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Yıldırım, "Ameliyat olabilen ve ardından koruyucu kemoterapi alan hastalarda 5 yıllık yaşam oranı yüzde 20 iken kemoterapi almayanlarda bu oran sadece yüzde 10 civarındadır. Daha önce yapılan bazı çalışmalarda pankreas kanseri sonrası uzun süre hastalıksız yaşayan hastaların tümör dokuları incelendiğinde bu hastaların tümörlerinde çok sayıda bağışıklık sistemi hücreleri yani T lenfositler olduğu görüldü. Bunun üzerine Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'nden araştırmacılar salgılanan neoantigen denilen proteinlerin hastanın T lenfositlerini aktive ettiğini, yani bağışıklık sisteminin etkinliğini arttırdığı tespit etti. BionTech ve MSKCC ekipleri bir araya gelerek neoantijenlere özel mRNA-bazlı aşı üretimine başladı" diyor.
Prof. Dr. Yeşim Yıldırım, "Hastaların tümörlerindeki neoantijenlere özel mRNA-bazlı üretilen aşı o kişiye enjekte edildiğinde T hücrelerini aktive ederek, vücut içinde tümörün çoğalmasını ve geri gelme ihtimalini azalttığı tespit edildi. BioNTech'in kurucularından Prof. Özlem Türeci faz I çalışma sonuçların oldukça cesaret verici olduğunu ve daha geniş ölçekli çalışmaların sonuçlarının beklendiği belirtti. Faz 1 olarak başlatılan bu çalışmanın 18 aylık sonuçları geçtiğimiz günlerde yapılan ASCO 2022 konferansında başarıyla sunuldu. Pankreas kanseri tanısı ile ameliyat edilmiş 19 hastaya kemoterapi ile birlikte immunoterapi ve bu 19 hastanın 16'sına ek olarak mRNA aşısı uygulandı. 18 aylık takipte aşı ile immün yanıt geliştiği gözlenen hastalarda (16 hastanın 8'inde) daha uzun sureli hastalıksız sağ kalım sağlandığı gözlendiği rapor edildi. Bu çalışma bize kişiye özel hazırlanan mRNA aşı tedavilerin vücutta saklanan pankreas kanseri hücrelerini tanıyan ve yok eden T hücrelerini daha etkin kılarak yani bağışıklık sistemini aktive ederek kanserin geri gelme ihtimalini azaltabileceği göstermektedir."
REKTUM KANSERİNDE İMMUNOTERAPİNİN BAŞARISI
"Lokal ileri rektum kanseri tedavisinde neoadjuvan kemoterapi ve radyoterapi ardından operasyon standart yaklaşım olarak bilinmektedir. Metastatik kolorektal kanserli hastalarda ise tedavide kemoterapi ve moleküler tedaviler kullanılmaktadır. Ancak tümöründe mismatch repair-deficient (dMMR) özelliği bulunan kolorektal kanserli hastalarda immunoterapinin kemoterapiye göre daha iyi sonuçlar verdiğinin tespit edilmesi üzerine 2020 yılında FDA (Amerikan İlaç İdaresi) metastatik kolorektal kanserde dMMR özelliği olanlarda immunoterapi kullanımını onayladı."
TAM YANIT ALINDI, TÜMÖR TAMAMEN KAYBOLDU
"Bu çalışmaların ışığında ASCO 2022 konferansında bu kez metastaz yapmamış, lokal rektum kanserinde yeni bir immunoterapi ile yapılan çalışmanın sonuçları sunuldu" diyen Prof. Dr. Yeşim Yıldırım, bu konuda da şu bilgileri verdi: "Tümöründe mismatch repair-deficient (dMMR) özelliği olan 14 hastaya neoadjuvan tedavi olarak 3 haftada bir uygulanan bu immunoterapi sonrası takiplerde klinik olarak, MRI, PET-CT, endoskopik inceleme ya da biyopsi değerlendirmesinde tümörün tamamen kaybolduğu yani tam yanıt sağlandığı bu nedenle hiçbir hastaya ek olarak kemoradyoterapi ya da cerrahi yapılmadığı rapor edildi. Bu çalışmada lokal rektum kanserinde immunoterapi ile tam yanıt sağlandığı için cerrahi ve kemoradyoterapiye gerek kalmadığı belirtildi. Çalışmanın uzun dönem sonuçları beklenmekle birlikte immunoterapinin erken evre dMMR özelliği olan rektum kanserinde tek başına tümörü yok etmesinin gözlenmesi kanser tedavilerinde köklü değişikliklerin olacağı sinyalini vermektedir."