Osteoporoz kelime anlamı olarak 'gözenekli kemik' anlamına gelmektedir. Kemiklerin yoğunluğunun azalması ve kalitesinin düşmesi nedeniyle kemikler incelir ve gücünü kaybeder. Bu durum ağrıya, kemik kırıklarına ve sakatlıklara yol açabilir.
Dünya çapında, 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından 1'i ve her 5 erkekten 1'i osteoporoz nedeniyle kemik kırılması yaşar.
KEMİKLERİN VÜCUTTAKİ GÖREVLERİ
Kemiklerimiz vücuda şekil ve destek kazandıran, hareket etmemizi sağlayan ve organlarımızı koruyan canlı dokulardır. Kemikler ayrıca mineraller için bir depolama alanı görevi görür ve kan hücrelerinin gelişimi ve depolanması için kemik iliği sağlar.
EN SIK GÖRÜLEN KIRIKLAR
Osteoporoz genellikle 'sessiz hastalık' olarak adlandırılır çünkü çoğu insan küçük bir düşme veya çarpma sonucu kemiği kırılana kadar osteoporoz olduğunu bilmez. Normalde sağlam kemik yapısında olan bir insanda hiçbir etkisi olmayan ufak düşmeler bile ağır kemik kırıklarına yol açar.
Osteoporozlu kişilerde en sık görülen kırıklar şunlardır:
Bilek kırığı
Kalça kırığı
Omurga kırıkları
Bununla birlikte, kol veya pelvis gibi diğer kemiklerde de kırılmalar olabilir. Bazen öksürmek veya hapşırmak, kaburga kırılmasına veya omurga kemiklerinden birinin kısmen çökmesine neden olabilir.
Uluslararası Osteoporoz Derneği'ne göre, kemik kırıklarından sonra bile hastaların yaklaşık yüzde 80'i kırığa neden olan ve asıl hastalık olan osteoporozu teşhis ettirememekte ve tedavi görememektedir.
OSTEOPENİ SÜRECİNDE ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Osteoporozdan önceki
evreye osteopeni
denir. Bir kemik
yoğunluğu
taramasıyla,
yaşınızın ortalamasından
daha
düşük kemik
yoğunluğu olduğu
saptanırsa osteoporoz
gelişmeden önlem
almak mümkün olur. Erken
teşhis önemlidir çünkü bir
kırık kemik, daha fazla kırık
kemik riskini artırır; bu da
uzun süreli sakatlıklara
neden olur. Yeni bir omurga
kırığı olan her 4 kadından
1'i, bir yıl içinde tekrar kırık
yaşamaktadır. Kalça kırığından
sonra insanların yaklaşık
4'te 1'i ölür ya da bir
daha hiç yürüyemez.
Kemik kırıkları insanları sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda duygusal olarak da etkiler. Genel yaşam kalitesini düşürür. Kişiler, eskiden yaptıkları aktiviteleri artık yapamaz hale gelir. Bu durum genellikle depresyona ve izolasyona neden olur.
Başkalarına uzun vadeli bağımlı olma ve hareketlilik kaybı, hastaların kendileri ve akrabaları üzerinde fiziksel, duygusal ve finansal baskı oluşturmaktadır.
KADINLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDA
Kadınlar menopozdan sonraki ilk birkaç yıl içinde hızla kemik kaybederler. Özellikle menopozun erken başlaması halinde (45 yaşından önce) veya yumurtalıkların ameliyatla alınması durumunda kadınlar, erkeklerden daha fazla osteoporoz riski altındadır.
Osteoporozun gelişme riskini artıran faktörler:
Erken menopoz.
3 aydan fazla yüksek doz steroid tablet almak.
Ailede osteoporoz öyküsü, özellikle ebeveynlerin birinde kalça kırığı.
Meme kanserinden sonra alınan, anti-östrojen yapıda kemik gücünü veya hormon düzeylerini etkileyen ilaçların uzun süreli kullanımı.
Anoreksiya veya bulimia gibi yeme bozuklukları.
Düşük vücut kitle indeksine (BMI) sahip olmak.
Düzenli egzersiz yapmamak hareketsiz yaşam biçimi.
Sigara tiryakiliği ve aşırı alkol tüketimi.
TEST YAPTIRARAK ÖNLEM ALIN
Osteoporoz ciddi bir durumdur, ancak tedavi edilebilir.
İyi beslenme ve yaşam tarzı ile osteoporozu önleyebilirsiniz.
Erken teşhis, henüz osteoporoz gelişmeden size tedavi şansı verir.
Küçük bir düşüşten sonra herhangi bir kemiğiniz kırıldıysa, bu osteoporozunuz olduğunun bir işareti olabilir.
Test ve tedavi için doktorunuza danışarak yeni kemik kırıklıkları olmasını engelleyebilirsiniz.
OSTEOPOROZ VE OSTEOPENİ TEDAVİSİ
Kemik yoğunluğu taraması, 10 ila 20 dakika arasında kısa bir sürede, ağrısız gerçekleşen bir işlemdir.
1 SD'nin üzeri normaldir.
1 ile -2.5 SD arası, kemik kaybını gösterir ve osteopeni olarak tanımlanır.
2.5'in altı, kemik kaybını gösterir ve osteoporoz olarak tanımlanır.
Yüksek risk altındaki hastalarda, osteoporoz nedeniyle kemik kırılması riskini etkili bir şekilde azaltmak için ilaç tedavilerine ihtiyaç vardır.
İki ana tedavi türü vardır; bunlar kemik yıkımını azaltan ilaçlar dolayısıyla kemik mineral yoğunluğunu korurken anabolik ajanlar kemik oluşumunu uyararak kemik yoğunluğunun artmasını sağlar.
Menopozdan sonra hormon tedavisi gören kadınlarda vücut kitle indeksini artırır ve kırık riskini azaltır. Hormon kullanımı için herhangi bir tıbbi sakınca yoksa Uluslararası Menopoz Derneği erken menopoza giren kadınlarda 'hormon replasman tedavisi'nin yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
19-50 yaşları arasındaki kadınların her gün bin miligram kalsiyum, 51 yaş vüstünün ise günde bin 200 miligram kalsiyuma ihtiyacı vardır. Kalsiyumu yiyeceklerden almak en iyisidir. Doktorunuza danışmadan kalsiyum takviyesi almayın.
KEMİKLERİNİZİ GÜÇLENDİRİN
Vücudun gıdalardan veya takviyelerden kalsiyumu emmesine yardımcı olmak için D vitamini gerekir. 71 yaşına kadar günde 600 uluslararası birim (IU) sonrasında günde 800 IU günlük D vitamini gereklidir.
D vitaminini zenginleştirilmiş gıdalardan ve ayrıca güneş ışığından alabilirsiniz. Ancak yaşlandıkça ve kış aylarında D vitamini emilimi zorlaşır.
Kaçınılması gereken yiyeceklerden uzak durun ve çok fazla fosfor almayın çünkü bu kemik kaybını artırır. Yüksek fosforlu gıdalar arasında kırmızı etler, asitli içecekler, gazozlar ve fosfatlı gıda katkı maddeleri bulunur. Fazla alkol ve fazla kafein de vücudunuzun kalsiyum emilimini azaltır.
Koşu, yürüyüş, tenis, dans, merdiven çıkma, aerobik ve ağırlık egzersizi gibi aktiviteler yapmayı alışkanlık haline getirin. Düzenli olarak haftada 3 kez, 30- 45 dakika egzersiz yaptığınızda kemik yoğunluğunuz artar ve böylece kemikleriniz daha güçlü olur.
Sigarayı bırakın. Sigara içen kadınların kemik mineral yoğunlukları, içmeyenlere göre daha fazladır. Bu durum kemik kırığı riskini artırır.