Son zamanlarda gündemde olan "Z kuşağı ne istiyor?" sorusuna İlişki, Evlilik ve Aile Danışmanı Semra Binay, "Z kuşağı özgürlük istiyor, haklarını istiyor. İtaatkar olmak istemiyor. Bu gençlik, "Bizim zamanımızda" ile başlayan "Ben senin yaşındayken" ile devam eden kıyaslamalar yapılmasını istemiyor. Z kuşağı ailelerinin ekonomik zorluklarla boğuşmalarına tanık olmalarına rağmen bugünün ekonomisinde kazanılacak çok para olduğuna inanıyor. Gençlerimiz fırsat ve destek istiyor. Onlara fırsat tanımayanlara karşı soğuk savaş ile meydan okuyorlar adeta" diyor.
Z kuşağı gençlerinin geleceksizlikten korktuklarını ifade eden Binay, "Zor şartlarda kazanıp gittikleri üniversitelerde aile desteği yetersiz kaldığından, ekstra çalışarak mezun oluyor ve iş bulamıyorlar. Gençler işsizlikten anne babanın eline bakıyor. Harçlık alamadığı için evden dışarı cıkamayan, ideolijelerini hayallerini gerçekleştiremeyen bir harcanmış gençlik var. Gençler büyüklerinden onlara kalan dünyayı sevmediler bu nedenle sitemli ve küskünler" dedi.
KENDİ KÜLTÜRLERİNDEN UZAKLAŞIYORLAR
Binay, bir kesim gençlerin taşkınlıklarının altında kendini acınası ve yetersiz hissettiren sistemden kaçma duygusu yattığını da belirterek, "Tüm sorunları Z kuşağına mal etmek haksızlıktır. Bizden olmayanı ötekileştirmek, bizim 'doğru 'olduğumuzu göstermeyeceği gibi, onları bizden daha da uzaklaştırır. Ayrıca, bu taşkın, asi ve şımarık gençlik her kuşakta vardı. 68 kuşağında da vardı, öncesinde de. Giderek artan kültürel yozlaşma, farklı şehirlere göç sebebiyle akraba ilişkilerinin zayıflaması, anne babanın yoğun çalışması, boşanma artışı ile tek ebeveynli çocuk bakımı veya bakıcı ile büyümek aile bağı, kültür ve değerlerin azalarak sonraki nesillere aktarılmasına sebep vermiştir. En büyük etken gelişen dünya, ilerleyen teknoloji ile farklı bir sistemde büyümeleridir. İzledikleri diziler, filmler de bir takım değerlerden yoksun bırakıyor. Diğer ülkeleri kopyalayarak kendi kültürünü kaybetme hızı artıyor. Onların dünyası pek reel değil. Sosyal medyada beğenilmekten keyif alan, özel hayatlarını oradan yaşayan bir nesil bu. Bağımlılık boyutuna gelmesı ise muhtemel işsizlik kaynaklı ekonomik sıkıntılar ve yalnızlıktan kaynaklanıyor. Ayrıca ailelerinin kendilerini anlamadığı düşüncesiyle de internette vakit geçirmek istiyorlar" şeklinde konuştu.
GİRİŞİMCİ RUHLARI VAR
Binay, "Gençlerin çoğu sosyalliği sanal dünyada gerçekleştiriyor. Eve kapanıp sosyal medya videoları çekmek değil onların potansiyeli. Ferrarimiz varken 30 km'nin üstünde sürmemek gibi, jetimiz varken otobüsle gitmek gibi, akıllı telefon varken çevirmeli telefonla yetinmek gibi gelinen son nokta. Bana göre Z kuşağı insanlığın son sürümüdür. Hızlı ve analitik düşünürler. Girişimci ruhları var. Teknolojiyi iyi kullanırlar. İş hayatında onlardan yararlanılmalı, onlara fırsat tanınıp teşvik edilmelidirler. Teknolojinin içine doğmuş, dolayısıyla çok şeye hızlı erişip hızlı tüketen, memnuniyetsiz, toplum ruhu olmayan, bencil, empati yoksunu, şımarık, duyarsız ve başına buyruk gibi olumsuz özellikler sergileyen bir kuşak olarak görülmekteler ve bu tanımlar bir kesimi için doğru diyebiliriz" şeklinde konuştu.
Z KUŞAĞINDA AİLELERİN HATALARI
Gençlerin yetiştirilme tarzında ailelere büyük bir görev düştüğünü de söyleyen İlişki Evlilik ve Aile Danışmanı Yazar Semra Binay, "Çocuk doğdugu andan itibaren her anını sosyal medyada paylaşmak, çocukla oyun oynamak ve kalteli vakıt gecırmek yerine eline tablet vermek, Televizyon ile oyalamak, çocuğun en başında sanal hayat ve reel hayatı ayırt edememesini sağladı. Aile çocuğuna "önemli olan senin ne düşündüğün" fikrini aşılayarak kendinden başkasının duygularını önemsememesini aşılıyor. (Özellikle öğretmenlere karşı saygısızlığın temelinde bu düşünce yatıyor) Ailenin çocuğun hatalarını kapatması, aşırı korumak, başkalarını suçlamak, çocuğun kendine "özel biri "olduğunu düşündürtmek gibi hatalar bugünkü eleştirilen Z kuşağını doğurmuştur. Kısacası Z kuşağı bir sonuçtur" dedi.