Kadın Doğum Uzmanı Dr. Ayfer Pepekal Kükrer, dünya genelinde üreme çağındaki kadınların yaklaşık her 10 kadının birinde endometriozis görüldüğüne dikkat çekerek Mart ayının 'Endometriozis Farkındalık Ay'" olması vesilesiyle hastalık hakkında önemli bilgiler verdi. Dr. Kükrer, "Endometriozis hastalığı, rahim zarı diye bilinen ve rahim boşluğunu örten 'endometrium' tabakasına benzer bir dokunun rahim dışı organ ve dokulara yerleşmesidir. Hiç doğum yapmamış olmak, erken adet görmek, geç menopoza girmek, adet döngüsünün 27 günden kısa olması, ağır adet kanaması, düşük vücut kitle indeksi ve yüksek trans doymamış yağ tüketimi endometriozis riskini arttıran etmenlerdendir" dedi.
PELVİK AĞRI ŞEKLİNDEDİR
Hastaların çoğunlukla kronik ağrı, sancılı adet görme, cinsel ilişkide ağrı, çocuk sahibi olmada güçlük ile başvurduğuna dikkat çeken Dr. Kükrer "Endometriozis ile ilişkili dismenore yani adet sancısı, tipik olarak adetten bir ila iki gün önce başlayan, adet boyunca ve sonrasında birkaç gün devam edebilen kramplı pelvik ağrı şeklindedir" dedi. Dr. Kükrer hastalığa nasıl tanı konulduğunu ise şu sözlerle anlattı: "Tanıda CA 125 dediğimiz kan tetkiki, ultrasonografi ve MR ile görüntüleme yöntemleri kullanılsa da kesin tanı cerrahi sırasında lezyonların hem gözle görülmesi hem de biyopsi yapılarak histolojik değerlendirilmesi ile konur."
"YEŞİL SEBZE VE MEYVE RİSKİ AZALTIYOR"
Dr. Kükrer, hastalığın ilaçla ya da cerrahi yöntemle tedavi edilebileceğine değinerek, "Tedavi seçimi hasta ile ortak karar vermeyi içerir ve hastanın yaşına, semptom şiddetine, hasta tercihlerine, gebelik planına ve tedavinin etkinliğine dayanır. Cerrahi tedavi çoğunlukla 'kist rüptürü' gibi ani gelişen karın ağrısında, medikal tedaviye cevap vermeyen ya da çeşitli nedenlerle ilaç tedavisi alamayan ancak şiddetli ağrısı olan ya da kötü huylu tümör şüphesi bulunan hastalarda tercih edilir. Endometriozis ile ilişkili infertilite tedavisi, cerrahi veya tüp bebek gibi yardımcı üreme teknolojisinin kombinasyonunu içerir" diye konuştu