Kalp ritiminin düzensizleşmesi olarak da tanımlanabilen aritimi, kalbin çok hızlı, çok yavaş veya düzensiz atması gibi sorunlara verilen genel bir addır. Bu şikayetlerimiz varsa kalp muayenemizi olmalıyız. Muayene sonrası ritim bozukluğu teşhisi konulan hastalarımızın beslenme şekilleri nasıl olmalı? Hangi diyet alışkanlığı ritim bozukluğunu önleyebilir? Hangi besinlerden uzak durulmalıdır?
Egzersiz yapalım mı veya ne kadar yapalım? Bu soruları Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Mehmet Uçar, sabah.com.tr okurları için yanıtladı…
Amerikan Kalp Sağlığı Derneği (AHA) ritim bozukluğuna sahip kişilerin mümkün olduğunca doymuş yağlardan, kolesterol ve tuzdan kısıtlı beslenmesini tavsiye eder. Bununla birlikte meyve, sebze, doymamış yağlar, balık, kepekli tahıllar, baklagiller, fındık ve az miktarda kırmızı et içeren Akdeniz diyetinin ritim bozukluklarını önlediği gösterilmiştir. Akdeniz diyeti, ritim bozukluğundan koruyucu etkisini içeriğindeki gıdaların antienflamatuar, antioksidan ve hücre koruyucu etkisi sayesinde göstermektedir. Bu yüzden ritim bozukluğu hastaları için en uygun beslenme Akdeniz diyetidir diyebiliriz.
Hangi diyet ritim bozukluğunu tetikleyebilir?
Düşük karbonhidratlı diyet hızlı kilo vermeyi sağladığı düşünülerek son zamanlarda tercih edilmektedir. Bu diyet kısıtlı miktarda karbonhidrat içerirken, diyette bulunan yağ ve protein fazladır. Bu diyeti uygulayan kişilerde ritim bozukluğu yaşama ihtimalinin arttığı gösterilmiştir. Buna göre alınması gereken kalorinin yüzde 45'inin altında karbonhidrat tüketenlerin, normal seviye olarak kabul edilen yüzde 45-52 arasında karbonhidrat tüketenlere göre yüzde 18 daha fazla ritim bozukluğu yaşadıkları saptanmıştır. Bununla birlikte normalden fazla karbonhidrat tüketiminin de ritim bozukluğu yaşama riskini artırdığı bilinmektedir.
Hangi besinlerden kaçınmak gerekir?
Kafein ve enerji içecekleri
Ritim bozukluğu olan kişilerin fazla kahve tüketiminden kaçınması önerilir. Yapılan bazı çalışmalarda ise günlük 1-3 fincan kahve içiminin ritim bozukluğu riskini azaltabileceğini göstermektedir. Kafein alımı sonrası çarpıntı oluşması veya ritim bozukluğu tetiklenmesinin bireysel olduğunu ve bu durumun kişinin kafein metabolizması ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Kafein kullanımına çok duyarlı kişiler haricinde ritim bozukluğu hastalarında günlük 1 fincan kahve tüketimi önerilebilir.
Buna karşın yüksek kafein içeren enerji içeceklerinin kalp sağlığımıza negatif etkileri bilinmektedir ve ritim bozukluğuna neden olabilecekleri için tüketilmemelerini önermekteyiz.
Alkol
Az miktarda alkol tüketimi bile ritim bozukluklarını tetikleyebilir. Bu nedenle alkolden uzak durmak gerekir.
Protein
Kolesterol seviyemizin yükselmesi ritim bozukluğu yaşama riskimizi artırabilir. Bu nedenle diyetteki kırmızı et miktarımızı azaltmak ve yerine bitkisel proteinleri tüketmek önemlidir. Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş gıdalardan uzak durmamız da kalp sağlığımız için önemlidir ve ritim bozukluğu yaşama riskimizi azaltacaktır.
Yağ
Bisküvi, krema, kurabiye, patates cipsi, çikolata ve diğer kızarmış gıdalar genellikle fazla miktarda yağ ve şeker içerir. Bu gıdalar obezite ve içerdikleri yüksek tuz oranı nedeniyle hipertansiyon için önemli risk oluşturmaktadır. Obezite ve yüksek tansiyon ritim bozukluğu riskini artırmaktadır ve diyette bu besinlerden uzak durulmalıdır.
Ritim bozukluğunda fiziksel aktivite nasıl olmalıdır?
Fiziksel aktivite kalp hastalıklarını, şeker hastalığını ve bazı kanser türlerini önlediği gösterilmiştir. Hatta demans gelişini bile önlediğine yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Bunlara ek olarak egzersiz yapmak ritim bozukluklarını önleyebilir ve ritim bozukluğuna bağlı semptomları azaltabilir. Ancak aşırı egzersiz yapmak da ritim bozukluğu gelişimini artırtabilir. Uzun mesafe maraton koşucularında ve bisiklet sporcularında ritim bozukluğu sıklığı artmıştır. Bu nedenle ritim bozukluğu olan bireyler yürüyüş ve hafif koşular ile egzersiz yapmaya başlamalı ve egzersiz kapasitelerini yavaş yavaş artırmalıdır. Haftanın 6 günü, günlük 45 dakikayı bulan tempolu yürüyüş hem kalp sağlığınızı koruyacak, hem de ritim bozukluğu gelişme riskini azaltacaktır.