Glokom hastalığına dikkat çekmek için her yıl 12 Mart 'Dünya Glokom Günü', 8-14 Mart tarihleri arasında da 'Dünya Glokom Haftası' olarak kutlanmaktadır. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Deniz Marangoz, glokom hastalığı ile ilgili bilgiler verdi…
Glokom, göz sinirinde hasarlanmaya neden olan, kişide herhangi bir şikayete yol açmadan sinsi bir seyirle ilerleyerek kalıcı görme kaybına yol açan bir hastalıktır. Yavaş seyirli olması nedeniyle son evreye kadar kişi göz sinirindeki tahribatın farkına varamaz. Erken dönemde tanı konulur ve tedavi başlanırsa glokomun ilerleyişi yavaşlatılabilir ve hatta durdurulabilir. Ancak tanı konulana kadar hasarlanmış olan doku maalesef yenilenemez. Bu nedenle erken tanı için rutin göz muayenesi hayati önem taşır.
GÖZ TANSİYONU OLARAK BİLİNİYOR
Glokom hastalığı halk arasında göz tansiyonu olarak bilinmektedir. Bu hastalıkta göz içerisindeki sıvının basıncının yükselmesi sıklıkla mevcuttur ancak tanıda ve takiplerde tek belirteç göz içi basınç ölçümü değildir. Çünkü göz içi basıncı normal sınırlarda olmasına rağmen göz sinirinde hasarlanmanın devam ettiği glokom tipleri de bulunmaktadır. Bunun yanı sıra göz içi basıncı sirkadyen ritme uygun olarak gün içerisinde değişim göstermektedir. Farklı saatlerde alınan ölçümler farklı sonuçlar verebilir.
GÖZ DAMLASI KULLANILMASI VE YAKIN TAKİP ÖNEMLİ
Göz içi basıncının yüksek olduğu her kişiye glokom tanısı konulmaz. Göz içi basınç ölçümünün yanı sıra yapılacak tetkiklerde göz sinirini oluşturan hücrelerde hasarlanma olduğunun da ortaya konulması tanı için gereklidir. Glokomda genetik aktarım olduğu bilinmektedir bu nedenle ailesinde glokomlu birinin olması, kişinin glokoma yakalanma riskini yükseltmektedir. Genetik yatkınlık dışındaki risk faktörleri arasında 40 yaşın üzerinde olmak, hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları gibi hastalıkların bulunması, kornea kalınlığının ince olması, kortizon içeren göz damlalarının uzun süre kullanılmış olması, gözün travma ya da cerrahi geçirmiş olması sayılabilir.
Rutin göz muayenesi esnasında göz hekimi mikroskop muayenesinde göz yapılarını değerlendirir, glokom riskini arttırabilecek bulguları saptar, göz içi basıncını ölçer ve göz dibi muayenesi esnasında göz sinirinin yapısını değerlendirir. Bu bilgiler ışığında glokom hastalığının olabileceğini düşündüren bulguları saptar. Bir sonraki aşama, kesin tanıyı koymayı sağlayacak olan tetkiklerin yapılmasıdır. Bu tetkikler, kornea kalınlığının ölçümü, retina sinir lifi tabakasının analizi ve görme alanı tetkikidir. Bunlardan herhangi biri tek başına glokom tanısı koymak için yeterli değildir. Tüm veriler birlikte değerlendirilerek tanı konulmaktadır. Glokomun zaman içerisindeki gidişatının takibinde de aynı tetkikler ve ölçümlerden yararlanılır. Glokomun tedavisi sıklıkla göz içi basıncını düşürme etkili göz damlaları ile yapılır. Takiplerde hastalığın ilerleyişinin durdurulamadığı saptanırsa, ameliyat ile tedavi düşünülebilir.
SİGARAYI MUTLAKA BIRAKIN!
Glokom çok sayıda faktörün bir araya gelmesiyle oluşan sinir hasarı ile seyreden bir hastalıktır. Bu nedenle sinir dokusunu korumak adına ilaç tedavisinin yanı sıra bazı yaşam tarzı değişiklikleri de önerilmektedir. Bunların başında sigaranın bırakılması gelir. Ayrıca antioksidandan zengin beslenme ile hücre hasarının azalması sağlanabilir. Bu amaçla dengeli ve sağlıklı beslenmeye, su içmeye önem verilmelidir. Düzenli yürüyüş ve egzersiz hücrelere kan akışını arttırır ve de toksinlerin vücuttan atılımını kolaylaştırır.
Glokom tanısı konulmamış kişilerin de bu sağlık önerilerine uymasını ve yılda bir defa rutin göz muayenesini yaptırmasını öneririz.