"2021 Yılı Sağlıkta Şiddet Raporu" verilerini yapılan basın toplantısı ile kamuoyuna açıklayan Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, "Bıçaktan silaha, sandalyeden testereye, oraktan kolonya şişesine akla gelebilecek her şey şiddet aracı olarak kullanılmaktadır. Bakanlığın kısa vadede yapması gereken, halihazırdaki engelleyici, önleyici ve korumacı politika ve uygulamaları gözden geçirmektir" şeklinde konuştu.
316 SAĞLIK ÇALIŞANI ŞİDDET KURBANI
Yıl boyunca sağlık çalışanlarına yönelik 190 şiddet olayı yaşandığını belirten Durmuş, "364 saldırganın gerçekleştirdiği olaylarda 316 sağlık çalışanı şiddet kurbanı oldu. 143 olara hasta ve hasta yakınları, 13 olaya yöneticiler, 34 olaya da magandalar sebep oldu. Bunlara ek olarak, 13 şiddet olayında idareci pozisyonundaki kimseler yer alırken, 34 olaya magandaların imza attığını görüyoruz. 190 şiddet olayının 162'si hem sözlü hem fiili, 22'si sözlü, 5'i mobbing, 1'i ise taciz şeklinde cereyan etmiştir. 146 şiddet olayı hastanelerde, 13 olay aile sağlığı merkezlerinde, 31 olay ise saha çalışanlarında meydana geldi. Yaşanan olaylarda; 92 doktor, 59 hemşire, 50 güvenlik görevlisi, 46 112 çalışanı, 69 da diğer sağlık çalışanı mağdur oldu. 135 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı" ifadelerini kullandı.
"GERÇEKTE YAŞANAN ŞİDDET OLAYLARI BU RAKAMLARIN DA ÜSTÜNDE"
Gerçekte yaşanan şiddet olaylarının bu rakamların çok daha üstünde olduğunu dile getiren Durmuş, şunları söyledi: "124 saldırgan hakkında hiçbir işlem yapılmadı, 41 saldırgan tutuklandı, 61 saldırgan hakkında adli soruşturma başlatıldı, 3 saldırgana ise para cezası verildi." Acil önlem alınmadığı sürece sağlık çalışanlarını tehdit eden şiddet sorunu sistemi kilitlemeye yönelik bir sorun haline dönüşmekte olduğunu ifade eden Durmuş "Bu tablo yargının sağlıkta şiddet uygulayanlara oldukça müsamahakâr bir şekilde yaklaştığını ortaya koyuyor" dedi.
"HER GEÇEN GÜN ÜLKENİN FARKLI YERLERİNDEN ŞİDDET HABERLERİ GELİYOR"
Her geçen gün ülkenin farklı yerlerinden şiddet haberleri geldiğine dikkat çeken Durmuş, "Şiddet ne gece dinliyor ne gündüz, ne normal mesai dinliyor ne bayram, ne acil servis dinliyor ne sağlık ocağı. Meselenin vahim bir diğer yanı ise şiddet uygulayanların ezici çoğunluğunun, hasta ya da hasta yakınlarından oluşmasıdır. Bu demek oluyor ki sağlıkta şiddet konusunda faili uzakta aramamak gerekiyor. Sağlık birimlerinde ya da saha çalışmalarında, fiziki şiddetten sözlü saldırıya, tehdit içerikli saldırılardan tacize kadar şiddetin her türüne rastlamak mümkün" ifadelerini kaydetti.
"MESLEKTEN SOĞUYORLAR"
Şiddetin etkilerinin mağdur üzerindeki fiziki ya da psikolojik etkiyle sınırlı olmadığını dile getiren Durmuş, şöyle devam etti: "Ne vakit bir şiddet olayı yaşansa, başta o birimdeki mesai arkadaşları olmak üzere tüm sağlık çalışanları, şiddetin neden olduğu korku dalgasından payına düşeni alıyor. İçe kapanıyorlar, mesaiye korkarak gidiyorlar, işlerini özgüvenle yapmakta zorlanıyorlar, meslekten soğuyorlar. Elbette tüm bu yaşadıklarını başta aile fertleri olmak üzere çevrelerine yansıtıyorlar. Neticede bu durum verimliliklerini yani hizmet zincirini de doğrudan etkiliyor. Tüm bu nedenleri göz önüne aldığımızda, şiddetin doğrudan sağlık sistemini hedef alan bir tehdit unsuru olduğu sonucuna varıyoruz. O nedenle de meseleye ciddiyetle yaklaşılması gerektiğini savunuyoruz. Peki, bu şekilde yaklaşılıyor mu? En kestirmeden cevap vermek gerekirse; hayır… Çünkü şiddet olayları azalmıyor, her geçen gün artıyor. Günlük, olay bazlı anlık tepkilerin dışında ortada ne bir çözüm stratejisi var ne de çözüm gayreti."
"SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SORUNLARI ŞİDDETTEN İBARET DEĞİL"
Sağlık çalışanlarının sorununun maruz kaldıkları şiddetten ibaret olmadığını da belirten Durmuş, "Aşırı iş yükü, ücret adaletsizliği ve yetersizliği, uzun çalışma süreleri, istihdam yetersizliği, malpraktis gibi sorunlar da sağlık çalışanlarının canını yakıyor, yakmaya da devam ediyor. Temennimiz bu sorunların bir an önce son bulması. 2022 yılında sağlık çalışanlarının her açıdan gün yüzü görmelerini arzu ediyoruz. Bunun için bir an önce hem şiddet sorununa hem de diğer sorunlara neşter vurmak gerekmektedir. Başta şiddet olmak üzere bu sorunlarla yaşamak sağlık çalışanlarının kaderi değildir, olmamalıdır. Sorunlarını çözmek, yüklerini hafifletmek, yüzlerini güldürmek Bakanlığın ve Hükümetin en öncelikli görevleri arasında olmalıdır" şeklinde konuştu.