Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, 'Türkiye Cilt Farkındalığı' araştırmasını SABAH'a değerlendirdi…
Cilt sorunlarının insanların yaşamları üzerindeki fiziksel ve duygusal etkisi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cildimiz bedenimizin dışardan görünen bölümüdür. Cildimizle ilgili yaşadığımız her sorun dış görünüşümüzü etkilediğinden bizi daha fazla rahatsız eder. Burada iki türlü etki söz konusudur; bedensel olarak bizde yarattığı acı ve bunu başkalarının da görmesinden duyduğumuz endişe.
Stres arttıkça yaşanan cilt problemi; cildin görünümü bozuldukça ise stres artar. En sık görülen cilt problemlerinin başında yer alan yoğun kuruluk ve kuruluğa bağlı kaşıntı yaşayan atopik cilde sahip kişilerde de durum tam olarak böyledir. Kişi ne zaman önemli bir toplantıya, kalabalık bir ortama girecek olsa, 'Ya yine atak yaşarsam' diye endişelenir, bu endişe atak gelmeyecekse bile onu getirir ve birbirlerini artırmaya devam ederler.
Cilt sorunlarıyla boğuşan kişilerin büyük bir kısmı kendini eksik ve sorunlu hissedebilir. Bu olumsuz değerlendirmeler de kişinin hem iş, hem de özel hayatını, sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Eğer bu sorunu küçük bir çocuk yaşıyorsa, olumsuz etkiler daha da artar. Her şeyden önemlisi, çocuğun bu sorunları nedeniyle sürekli ilgiye ihtiyacı olması, eğer anne çocuk ilişkisini olumsuz yönde etkilerse; aslında düzenli bakım ile korunması yeterli olan 'atopik cilt' gibi bir durum bile o çocuğun kaderini değiştirebilir.
10 KİŞİDEN 9'U ETKİLENİYOR
'Türkiye Cilt Farkındalığı' araştırmasında en dikkat çeken veri hangisiydi?
Araştırmaya göre, en çok yaşanan cilt problemlerinin başında ciltte kuruluk ve bu kuruluğa bağlı kaşıntıyı görüyoruz. Ancak araştırmaya katılan kişilerin yüzde 94'ü bunu kuru veya atopik olarak tanımlayamıyor. Her 4 kişiden 3'ü ise 'atopik cilt' kavramını daha önce hiç duymamış. Bu da bize çoğunluğun atopik bir cilde sahip olduğunu bilmediğini gösteriyor.
'Türkiye Cilt Farkındalığı' araştırması, cilt sorunlarının her 10 kişiden 9'unu duygusal olarak olumsuz etkilediğini, hatta bunların yarısında sosyalleşmenin önüne geçtiğini gösteriyor. Özellikle atopik ciltlilerin yaşadıkları fiziksel sorunlar nedeniyle stres, sinir, endişe, özgüven eksikliği gibi sorunlar yaşıyorlar.
BENİM DE CİLT SORUNLARIM VAR
Araştırmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplumumuzda atopik cilt tipi ve ihtiyaçları konusunda farkındalık çok düşük. Duruma böyle bakıldığında, toplumumuzu bu konuda ısrarla bilgilendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben de kuru bir cilde sahibim ve yıllardır bunun insanı nasıl rahatsız ettiğini çok iyi bilirim. Bununla savaşmak aslında çok basit. Cildi sık sık nemlendirmek. Toplum olarak bilinçlenmeye, bilmediklerimizi öğrenmeye ve farkındalık geliştirmeye çok ihtiyacımız var. Ben psikiyatrist olarak ruhsal sorunları ve bundan kolaylıkla kurtulabileceğimiz mesajını topluma verebilmek için çok uğraştım ve sanırım bu konuda toplumumuzda epeyce bir farkındalık gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Atopik cilt ve bakımı konusunda da böyle bir cilde sahip biri olarak elimden gelen gayreti göstereceğim.