Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, 2022'ye sağlıklı bir kalp ile girmek için tüyolar verdi…
Biliyorum herkes 'Nasıl?' diyordur. Hepimizin hem günlük hayatında, hem de toplumsal olarak sıkıntılarımızın olduğu böyle bir zamanda 'Bunu nasıl başarabilirim?' diyeceksiniz. Evet sıkıntılar hep var, ama kalp de sizin kalbiniz. İsterseniz gelin stres kalbinize ne yapıyor ve siz neler yaparak stresin etkisini kalbinizden uzaklaştırırsınız bakalım.
Stres hormonları tansiyonu yükseltir, kalp damarlarında spazm yapar; kalp krizi geçirmenize sebep olur: Vücudumuz her türlü koşul için kendini tüm organlarıyla hazır bulundurmak için hormonları adeta birer postacı gibi kullanarak ilgili birimleri hazırda bulundurur. Ancak beyindeki algı ve reaksiyon sistemi neyin daha hayati, neyin daha halledilebilir olduğunu ayırt edemez. Sizin bir vahşi hayvan saldırısına uğradığınızda vereceğiniz hormonal tepkiyle, trafik sıkışıklığında arabayı önünüze kıran bir sürücüye verdiğiniz tepki birebir aynıdır. Bu tepkiyle kaslarınıza daha fazla kan gider, kalbiniz hızlanır, tansiyonunuz yükselir, ağzınız kurur, göz bebekleriniz küçülür. Başınıza gelen durum her neyse her ikisi de kalbinize aynı zararı verir. Tansiyondaki ani yükselmeler kalbinizin en büyük düşmanıdır. Kalp krizi riskini artırır. Aort damarı genişlemesine (anevrizma) veya yırtılmasına (diseksiyon) sebep olur. Beyin kanamasına yol açar. O nedenle stresinizi kontrol etmek, sizi ani birçok sağlık felaketinden korur.
Stres anlık bir şey değil, bir yaşam tarzı haline geldiyse birçok kronik rahatsızlığa davetiye çıkarır: Kabul ediyorum; 'Hiçbir şeye canını sıkma, rahat ol' demek anlamsız. Elbette ev hayatında, işte, günlük rutinimizde bizi anlık kızdıran, üzen olaylar yaşıyoruz ve bu bizim ruh durumumuzda dalgalanmalar yaratıyor. Ancak bu endişeyi, bir ruh hali durumuna sokarsanız kalp sağlığınızdan yiyorsunuz. Tip A kişilik dediğimiz bu kişiler; yüksek tansiyonlu, kalp ritmi sürekli yüksek veya düzensiz, gün içinde ani ritim ve tansiyon iniş çıkışları yaşayan kişiler. Üstelik bu kişiliklerinden dolayı streslerini azalttığını düşünerek sigara içiyor, sağlıksız ve fazla yiyor, daha fazla alkol tüketiyorlar. Bundan dolayı kalp damar hastalıkları için ciddi bir aday oluyorlar. Üstelik bu kişiler iş hayatının daha başında genç kişiler olduğu için, onlarda gelişen ani bir kalp damarı tıkanıklığı, yaşlılarda uzun zamanda oluşan bir darlığa oranla daha ölümcül oluyor.
'Olumlu düşünmek' kalbinize iyi geliyor: Olaylar karşısında, çaresizliğe kapılarak her durumu bir felaket gibi yaşayanlardan mısınız? Yapmayın, kalbinize zarar! Olumlu tarafından bakmayı, pozitiflemeyi deneyimlemeye çalışın. İnanın ruh halinizde yaşadığınız daralma, damarlarınızda da yaşanıyor. 'Ne yapayım benim mizacım böyle!' demeyin; bu düşünme tarzı değişikliğini kimse için değil, kendiniz, kendi kalbiniz için yapıyorsunuz. Siz kalbinizi terk edemezsiniz ama maalesef o sizi terk edebilir.
'Modumu yükseltmek için ne yapabilirim?': Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, "Spor yapın! Düzenli egzersiz vücutta endorfin hormonunuzu artırır. Endorfin sizi daha zinde ve mutlu hissettirir. Üstelik bağımlılık yaratan bir hormondur. Düzenli şekilde yaklaşık bir ay aynı düzeyde egzersiz yaparsanız, sonrasında vücudunuz bunu sizden isteyecektir. Düzenli bir cinsel yaşam da hem kalp değerlerinizi korumaktadır, hem de tansiyon kontrolünde altın değerindedir. Kalbinizin gerçekten istediği tek şey aşk!" diyor.
Vücudunuz birlikte oynayan bir takımdır, bir oyuncu kötüyse maçı kaybedersiniz: 'Ruh halim kötü ama kalbime iyi bakayım' diyemezsiniz. Postacı hormonlarınızla hepsi birbiriyle haberleşiyor. Tiroit beziniz az çalışıyorsa, kolesterolünüz düşmez; sürekli endişeli bir ruh halindeyseniz, tansiyon hapları tansiyonunuzu düşürmez. Herkeste; 'Ne yapayım, stresliyim?' durumu var. Ne yapacaksanız kendiniz için; hayat sizin, stresinizi azaltın. Bütün kötü alışkanlıklar, bildiğiniz halde yapmadığınız doğrular stresten. Artık 'kendiniz için' olumlu düşünmenin ve stresi yönetmenin zamanı geldi.