Omikron varyantı ile ilgili bilgiler veren KTÜ Farabi Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Buruk, "Virüsler ile ilgili genel bilgilerden biri, bunların insan vücudunda çoğaldığı sırada hata sonucu yapısındaki bazı moleküllerin değişime uğramasıdır. Değişimler hiçbir sonuç doğurmayacağı gibi çoğu değişim virüsü olumsuz yönde etkiler ve çoğalamaz veya değişime uğramış virüs, diğer insanlara daha kolaylıkla bulaşabilir ve daha çok hastalık oluşturabilir. Bu virüs artık varyant olarak adlandırılır." ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Buruk, bu varyant toplumda dolaşan diğer varyanta göre daha çok insanı enfekte edeceğinden baskın hale geldiğini belirterek, "Bireylerin daha önce hastalık geçirerek veya aşılanarak elde ettikleri bağışıklığın, varyant virüste daha az etkili olma ihtimali kaygı uyandırabilir. Bugüne kadar Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kaygı uyandırıcı olarak tanımlanan varyantların Yunanca adlandırılmaları (diğer tanımları) ve ilk görüldükleri Alfa (B.1.1.7) İngiltere, Beta (B.1.351) Güney Afrika, Gama (P.1) Brezilya, Delta (B.1.617.2) Hindistan ve Omikron (B.1.1.529) Güney Afrika olmuştur." açıklamasında bulundu.
Omikron varyantı ilk kez 24 Kasım'da DSÖ'ye rapor edildiğini ifade eden Prof. Dr Buruk, "Bugün itibariyle Türkiye dahil 90 civarında ülkede varlığını gösterdi. Bu varyantın en önemli farkı, diğer varyantlara göre çok sayıda yapısal değişim içermesidir. Bu değişimlerin 37'si, Spike proteinindedir ve bu değişimlerin 25'i diğer varyantlarda bulunmamaktadır. Spike proteininin virüsün hücre yüzeyindeki ACE2 reseptörüne bağlanmada kullandığı RBD bölgesinde 15 değişim söz konusudur. Bu değişimlerin bir kısmının, virüsün hücreye daha kolay bağlanmasına, daha fazla kişiye bulaşmasına, bağışıklık sistemimizin koruyucu etkilerinden daha az etkilenmesine ve bunların sonucunda da yeniden enfekte olma (hastalığın tekrarlaması) riskinin artmasına neden olabileceği bildirilmişti." dedi.
Prof. Dr Buruk, "Omikron varyantının, PCR testi pozitif bireylerdeki görülme sıklığının 1.5-3 günde ikiye katlandığı hesaplanmaktadır. Yani bugün testi pozitif çıkanların yüzde 2'si Omikron varyantı ise 3 gün sonra bu oran yüzde 4'e çıkmaktadır. Bu eğilim ile bir aylık bir süre zarfında toplumda hastalığa neden olan baskın varyantın Omikron olacağı öngörülmektedir. Elimizdeki bilgiler ışığında Omikron varyantının bazı özellik ve etkilerinde bulaşıcılığı ile ilgili net bir veri olmasa da görülme sıklığındaki artış eğilimi, daha kolay bulaştığını göstermektedir. Hastalık ve ciddi hastalık geçirme riski ile ilgili açık bir bilgi yoktur. Yapılan çalışmalar genç erişkinlerin, hastalığı daha hafif atlattığı şeklindedir. Ancak aşısızlar veya diğer yaş gruplarındaki davranışı ile ilgili veri bulunmamaktadır. Her ne kadar Güney Afrika'da hastaneye yatış oranında bir artış kaydedilse de bunun çok fazla artan vaka sayısıyla da ilişkili olabileceği şeklinde yorumlanmaktadır. Beklentiler, yeni varyant ile pozitif vaka sayısındaki artışa karşın hastalık şiddetinin azalacağına yöneliktir." diye konuştu.
İlk veriler, virüsün aşı veya daha önce geçirilen hastalıktan kaynaklanan bağışıklıktan az etkilendiğini gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Buruk,". Bununla birlikte virüs ne kadar değişirse değişsin üzerindeki bağlanma molekülünün (spike proteininin RBD bölgesinin) insan hücreleri üzerindeki ACE2 reseptörüne bağlanmasını engelleyecek değişimler söz konusu olamayacaktır. Dolayısıyla bu bölgeye karşı vücudumuzda gelişen bağışıklık bir miktar azalsa da ciddi hastalık geçirme riskini azaltmaya devam edecektir. Halen Türkiye'de kullanılan tanı testleri, tüm varyantları saptayacak şekilde tasarlandığından, testlerin virüs varlığını saptama yeteneğinde azalma olmayacaktır. Bununla birlikte virüsün hangi varyant olduğu ilave testler ile belirlenebilir." ifadelerine yer verdi.
Omikron varyantı için öngörüler, hastalığı yeniden geçirme olasılığında ve yayılma hızında artışa neden olabileceği yönünde olduğunu belirten Buruk, "Bununla birlikte başta geçerli ve güncel bir aşıya sahip olmamız olmak üzere uygun maske kullanımımız, sosyal davranışlarımızda ve temizlik yaklaşımımızdaki pandemi ilkelerine uyumumuz sağlıklı yarınlar için temel kurallarımız olmaya devam edecektir." dedi.