Kadınların çoğunluğunda adet düzensizliği, ağrılı adet görme gibi sorunların yaşandığını ancak bunların yeterince ciddiye alınmadığını belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, bu sorunların nedeninin mutlaka araştırılması gerektiğini vurguluyor. Kadınlarda uzun süreli, seyrek, sık ve ağrılı adet görme, düzensiz adet olma gibi şikayetlerle sıkça karşılaştıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Kavak, kadınlara yılda bir düzenli olarak jinekolojik muayenelerini yaptırma çağrısında bulunuyor ve adet dönemleriyle ilgili şu bilgileri veriyor:
2 İLA 7 GÜN ARASI NORMAL
- Kadınlarda ortalama adet görme süresi 2 ila 7 gün arasında değişir. Eğer bir kadının adet dönemi iki gün sürüyorsa normaldir, bir gün ise azdır. 7 gün sürüyorsa da normaldir; ama 7 günden fazla kanaması oluyorsa bunu uzun süren adet olarak kabul ederiz ve araştırılmasını öneririz.
- Eğer bir kadının 7 günün üzerinde kanaması oluyorsa, bu durum her şeyden önce vücudu yorar ve kansızlığa neden olabilir. Bir kadında hemoglobin yani kan seviyesinin normalde 11,5-13,5 arasında olması gerekir. Ama hemoglobinin ölçüldüğünde kan değeri 10 ya da 9 çıkıyorsa o zaman kişi kan kaybediyor demektir.
KANSIZLIK MUTLAKA ARAŞTIRILMALI
- Kadında kan seviyesi birden düşüyorsa bunun mutlaka araştırılması gerekir. Çünkü kadınlar iki nedenle kan kaybeder ya adet döneminde kan kaybediyordur ya da özellikle 40 yaş üstü kadınlarda bağırsaktan gizli kanama vardır. Şunu unutmamak gerekir; bir kadında durup dururken kansızlık oluşmaz.
- Kansızlık, yaşam kalitesine darbe vuran bir sorundur. Kansızlığı olan bir kadın kendini sürekli halsiz, yorgun ve bitkin hisseder, baş ağrısı şikayetleri olur. Yaşam kalitesini, konforunu bozar. Eğer bir kadında kansızlık varsa nedeni araştırılmalı ve tedavisi uygulanmalı.
35 GÜNDEN FAZLAYSA SEYREK 21 GÜNDEN AZSA SIK ADET GÖRMEDİR
- Kadınların adet sıklığında bir sorun olup olmadığını anlamak için iki adet dönemi arasındaki sürenin doğru hesaplanması gerekiyor. Kadınlar bunu hesaplarken genellikle iki kanama arasındaki dönemi sayıyor ancak bu doğru değil. Adet döngüsünün normalini bulmak için kanamanın birinci gününden itibaren diğer kanamanın birinci gününe kadar saymalıyız. Bu sürenin 21 günden az, 35 günden fazla olmaması gerekir.
- Eğer adet dönemlerinin arası 21 günden kısaysa bu "sık adet görme" anlamına gelir. Bu süre 35 günden uzun olduğunda ise bu durumu "seyrek adet görme" olarak kabul ederiz. Bizim için kanamanın birinci gününden diğer kanamanın birinci gününe kadar geçen süre 21-35 arası ise adet döngüsü normal demektir.
AĞRI KESİCİYE ADETTEN BİR GÜN ÖNCE BAŞLANMALI
- Genç kızların yaklaşık yüzde 55-60'ında ağrılı adet (dismonere) şikayetleri görülür. Bazılarında bu sancılar, hastanede acil servise gidip ağrı kesici iğne vurduracak derecede bile olabilir. Bu durumda jinekolojik muayene yapıp, altında yatan bir neden var mı yok mu bakılması gerekir. Eğer yumurtalıkta kist, rahimde büyüme gibi bir ağrı bulgusu yoksa o zaman bunlar geçici dismonere'lerdir. Bunu palyatif tedavi dediğimiz ağrı kesicilerle tedavi edebiliyoruz ama burada da ağrı kesiciyi doğru şekilde almak önemli.
SOYALI BİTKİLER RAHATLATIR
- Ağrı kesiciye adet dönemi başlamadan bir gün önce başlanmasını öneriyoruz. Eğer kişiyi sosyal yaşamdan bile kopartacak derecede ağrılı adet görme söz konusuysa, ağrı kesiciye kanama başlamadan bir gün önce başlayıp, sonrasında bir-iki gün devam etmekte fayda var.
- Ayrıca premenstrüel sendrom dediğimiz sinirlilik, gerginlik, meme dokusunda şişme, depresyona eğilim gibi gibi sorunların yaşandığı bu dönemde soya kökünden yapılmış olan fitoöstrojenler (soya fasulyesi, soya sütü, keten tohumu, tam buğday vb.) kullanmak da rahatlama sağlayabilir.
YILDA BİR KEZ MUAYENE ŞART
- Adet düzensizliğinin altında genellikle bir problem vardır. Seyrek, sık, ağrılı adet görme, uzun ya da kısa adet görmeye rahimdeki miyom ya da polip, yumurtalık kisti, polikistik over sendromu, enfeksiyon gibi sorunlar neden olabilir. Bu tür şikayetleri olan kadınların hormonal profilinin çıkarılması, hormonal bir bozukluğun olup olmadığına bakılması gerekir. O yüzden kadınların mutlaka yılda bir kez jinekolojik muayenelerini aksatmadan yaptırmaları hayati önem taşıyor.