Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte hastalıklar kapımızı çalmaya başladı. Soğuk havanın etkisiyle evde, iş ortamında oluşan hareketsizlik ve bağışıklığımızın düşmesi hastalığı beraberinde getiriyor. Kışın hastalıklardan korunmak ve bağışıklığımızı arttırmak için A ve C vitamini içeren kış meyve ve sebzelerini tüketmek gerekiyor. Ayrıca, probiyotik ürünlere muhakkak sofralarımızda yer açmamız gerekirken sık sık su içmeyi ve hareketliliği ihmal etmemeliyiz. Kışın hastalıklardan korunmak için daha çok vitamin ve mineral odaklı beslenilmesi gerektiğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Hüda Kabakoğlu, "Kışın hastalıklara karşı çok açık olduğumuz için daha çok vitamin mineral odaklı beslenmemiz gerekli. Daha çok A ve C vitaminlerinden zengin bir beslenme modelimiz olması lazım. Zaten her şey mevsimine uygun, o kadar çok zengin ki mesela, kışın ne kadar çok A ve C vitamine ihtiyacımız varsa şu anda zaten var olan meyveler sebzelerde bu vitaminleri barındırıyor. Özellikle havuç, brokoli, lahana, portakal, greyfurt, mandalina gibi besinlerin şu anda mevsimi ve bunlarda A ve C vitaminleri yönünden güçlü. Tabi bunlar yeterli değil. Bu besinlerin yanında bağışıklığımızın kuvvetli olması hastalıklara karşı korunmak için probiyotiklerle de zengin beslenmemiz lazım. Probiyotikler deyince de fermente ürünler olan yoğurt, turşu, şalgam suyu gibi ve özellikle de kefir gibi besinler aklımıza gelecek."
MEVSİMİNE GÖRE BESLENMEK BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİR
Mevsimine göre beslenilirse bağışıklığın daima güçlü kalabileceğine değinen Hüda Kabakoğlu, "Beslenme süreleri, geçiş dönemi için 1 hafta 2 ay gibi bir süreden bahsetmiyoruz. Kışın kış meyveleri sebzeleri, yazın yaz meyveleri sebzeleri ihtiyacımız neyse mevsimine göre beslenmeliyiz. Devamlı olarak her mevsiminde bu ürünleri doğru bir şekilde tüketmemiz lazım. İhtiyacımız olan vitaminler mineraller mevsiminde çıkan besinlerin içinde var zaten. Mevsimine göre beslendiğimiz zaman ihtiyacımız ekstradan kalmıyor. Bu şekilde beslenirsek bağışıklığımız daima güçlü kalabilir." dedi.
BAĞIŞIKLIK İÇİN HAREKETLİLİK VE SU TÜKETİMİ ÖNEMLİ!
Havanın sıcaklığı düşmesiyle hareketsizliklerin arttığını söyleyen Kabakoğlu, "Vücudumuz kendi ısısını korumaya çalışacağı için birazcık daha metabolik olarak sorunlar yaşıyor. Daha çok kışın hareketsizlik ve su tüketiminin azlığıyla kilo almalar daha çok artıyor. Kilo almaya, gecelerin uzun olması gündüzlerin kısa olması insanların besin tüketimini arttırdığından yine kilo almalar artıyor. Bunların önüne geçmek için muhakkak su tüketimini azaltmayacağız. Kilo başına 30 cc kadar su tüketmemiz gerekiyor. Bunun dışında hareketlerimizi her gün olmasa bile haftada 150 dakika spor, aktivite veya egzersiz yapmamız gerekiyor. Metabolizmamızın hızlanması, kilo alımının düşmesi için bitki çayları tüketimini arttırmamız gerekiyor. Besin seçimlerimizin de azalması özellikle gece beslenmesinin azalması için de ara öğünlere dikkat edeceğiz. Ara öğün sıklığımızı arttıracağız. 2 öğün arasını maksimum 3 saat tutacağız ki çok fazla besin tüketimi olmasın. Çünkü açlık süresi uzadıkça acıkmalarda artıyor." ifadelerini kullandı.
AÇLIK HİSSİNDE ATIŞTIRMALIK BAKLAGİLLER TÜKETİLMELİ
Kabakoğlu, "Kışın açlık hissinde daha çok baklagiller tüketilmeli. Bunların atıştırmalık leblebi, nohut tarzları da var. Yağlı tohumlar, özellikle tuzsuz olanları badem, fındık, kabak çekirdeği gibi besinler. Bunlar lifli besinler oldukları için hem bizim vücudumuzun hem metabolizmamızın hızlanması hem de tokluk süresinin atmasına yardımcı oluyor. Ayrı zamanda süt ve süt ürünleri yine bizi tok tutan besinler arasındadır. Bunlar dışında yüksek potasyum magnezyum içeriği olan yine havuç, muz gibi besinlerde bizim tokluk seviyemizi uzatanlar arasında. Tabi hiçbir zaman meyveyi tek başına önermiyorum. Meyve tek başına tüketildiğinde tokluk süresi kısadır. Yanında protein ürünleri; süt veya yağlı tohumlardan badem, fındık gibi ürünlerle tüketilirse tokluk süresi 1.5-2 kat artar. Kışın çok tercih edilen çorba muhakkak tüketilmeli. Sıcak bir ürün olması vücudumuzu soğukta sıcak tutar. Vücudumuzun da soğuk havada sıcak ürüne ihtiyaç duyar. Çorba mide hacmini doldurur. Sonrasında daha az yemek yememize neden olur. Sadece çok yağlı, sakatatlı çorbalar tercih edildiği zamanlar bir öğün niteliğinde tercih edilmeli. Ama sonrasında yemeye devam edilecekse daha hafif sebze çorbaları, baharatlı tarhana çorbaları, terbiyeli çorbalar tercihlerimiz arasında olmalı." diye belirtti.