Çağımızın sorunu insülin direnci ve nasıl beslenmemiz gerektiği konusunda neler yapılması uyarısında bulunan Özkan; "İnsülin direnci; insan vücudunun kaslarında, yağında ve karaciğerde bulunan hücrelerin insüline doğru şekilde tepki vermediği ve bu nedenle enerji için kandaki glikozu kullanamadığı durumdur. Dengesiz Beslenme, uyku bozuklukları sonucunda hücrelerin çevresinin yağlanıp hücrelerimizin insüline karşı duyarsız hale gelme durumudur. İnsülin direnci belirtilerinden bahsetmek gerekirse; Cilde renk veren pigmentlerin artışından ötürü koyulaşma, Deride yumuşama, hızlı ve aşırı kilo alma, kilo vermede sıkıntı yaşama ve sürekli halsiz olma durumudur." dedi.
İnsülin direnci tedavisinin nasıl olması konusunda uyarılarda bulunan Özkan; "Sağlıklı beslenme ve yaşam kalitesinin artırılması insülin direnci tedavisinde oldukça önemlidir. İnsülin direncini nasıl kırabiliriz neler yapabiliriz; Glisemik indeksi yüksek olan besinlerden Karpuz, kavun, patates püresi, havuç, pilav, şekerli mısır ve patates kızartması uzak durmak gerekiyor. Glisemik indeksi düşük olan besinleri yulaf, süt, bezelye daha sık tüketmeliyiz. Haftada en az 150 dakika yürüyüş veya egzersiz yapmalıyız. Sebze ve meyve tüketiminizi düzenli olarak öğünlerinize ilave etmeliyiz. Günde 4-5 porsiyon sebze, 2-3 porsiyon meyve tüketmeliyiz. Aktif olmalıyız çünkü hareket etmek vücudun insüline duyarlılığını artırır. Öğünleri atlamamalıyız." Şeklinde konuştu.