Bülbül, COVID-19'un dünya çapında birey ve toplumları önemli derecede etkilediğini hatırlatarak, " Tüm yaş gruplarında COVID-19 hastalığı görülebilir ve hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişir. Bazı hastalar hiç bulgu göstermezken bazı hastalarda çok hızla seyredip yoğun bakıma alınmalarına ve yaşamlarını kaybetmelerine neden olabildiğini gördük. Çocuklarda COVID-19 kliniği erişkinlere göre hafif seyretmektedir. Ancak, çocuklar bulaştırıcılıkta kaynak olarak ihmal edilmemelidir. Virüs ile enfekte semptomu olan çocuklarda, ateş ve öksürük başta olmak üzere, halsizlik, karın ağrısı, bulantı, ishal gibi şikayetler görülebilmektedir." dedi.
Virüsle ilgili bilgiler aktaran Bülbül, şunları söyledi:
"COVID-19'u sessiz ya da çok hafif şikâyetler ile geçiren bazı çocuklarda (genellikle 2-4 hafta sonrasında) çocuktan çocuğa değişen bir sürede (6-8 haftaya da uzayabilir) çok ciddi bulgular ile MIS-C kendisini gösterebilir. Sars CoV-2 virüsüne maruz kalan çocuklarda virüsün bağışıklık sistemini tetiklemesine bağlı olarak MIS-C, yani "multisistem inflamatuar sendrom" görülebilir. MIS-C hastalığı, COVID-19 gibi bulaşıcı bir hastalık değildir. MIS-C tanısı konan çocukların bir çoğunda SARS-CoV-2'ye karşı antikorlar pozitif olup PCR negatiftir. Yani çocuklarda covid enfeksiyonu daha az görülse de risk altında oldukları unutulmamlaıdır. Gene, eğer bir çocukta, altta yatan immün yetmezliğe neden olan bir hastalık veya immünsüpresif ilaç alım öyküsü, diyabet, böbrek hastalığı, kalp hastalığı, kronik akciğer hastalığı, hematolojik hastalıklar ve metabolik bozukluklar gibi kronik hastalıklar varsa risk yükselir. Pandemi başlangıcından beri evde korunan çocukların, okulların açılması ve toplumda koruyucu önlemlerin gevşetilmesiyle virüsle daha kolay karşılaşma durumu oluştu. Ayrıca, virüsün yeni varyantları ile birlikte çocuklar arasında enfeksiyonun sık görülmeye başlaması aileleri endişelendirmiştir. Koruyu önlemler olarak, gerek çocuklar gerekse okul çalışanları ve öğretmenler arasında fiziksel mesafeye (en az 2 metre) uyulması, bireyler arası temasın azaltılması, mümkün olduğunca gruplar halinde, kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunulmaması, kapalı ve kalabalık ortamlarda mutlaka maske takılması önerilmektedir. Ama çocukların sağlıkla bu dönemi geçirebilmeleri için alınacak koruyucu önlemlerin başında aşılama gelir. Çünkü, aşılama/bağışıklama çalışmaları maliyet/etkinliği en yüksek koruyucu sağlık hizmetidir. Toplumda bu çalışmalarla aşıyla önlenebilir hastalıklar görülmez olmuştur. Buna karşılık aşı karşıtlığı geçen yıllara göre %2.8 artmıştır. Bu gerçekten çok önemli ele alınması gereken bir konudur. Aşı karşıtı bir anne/baba çocuğunun aşılanmasını da engellemekte ve hem çocuğunu hem de toplumu salgın riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Aşılarda civa var otizm yapıyor, ya da aşıların içinde alüminyum var beyne zarar veriyor. Halbuki bunların doğru olmadığı çok sayıda çalışmalarla gösterildi. Pfizer ve BioNTech firmalarının ürettiği COVID 19 aşılarının, 12-15 yaş arasında kullanımı ilk olarak Kanada'da 6 Mayıs 2021 tarihinde başlamıştır. Amerika Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi de (CDC), COVID-19 aşılarının 12 yaş üzerindeki çocuklarda uygulanmasının COVID-19'dan korunmada etkili ve güvenli olduğunu bildirmiştir. Farklı aşı firmaları da 6 ay-11 yaş arası çocuklarda aşı çalışmalarını devam ettirmektedir. Biontech aşısı üreticileri de 5-12 yaş arası çocuklarda da aşının uygulanabileceğini bildirmektedir. Çocukların aşılanması virüs yayılımını azaltabilir, virüs ile enfekte olduğunda çocukta ağır hastalık gelişme riskinin azaltır, ailedeki diğer bireyleri ve arkadaşlarını da korur. Türk Toraks Derneği'nin bildirdiği Amerika'da Mart 2021'de, 12 -15 yaşları arasındaki 2300 çocukla yapılan bir araştırmada, aşının COVID-19' u önlemede yüzde 100 etkili olduğu bildirilmiştir. Bu araştırma gençlerin aşılama sonrası yetişkinlere göre daha yüksek antikor seviyeleri geliştirdiğini de göstermiş. Aşı yerinde ağrı, halsizlik, baş ağrısı, döküntü, kas ağrısı, eklem ağrısı, ateş gibi aşıya bağlı 1-3 gün süren yan etkiler çocuklarda da olabilir. Aşı yerinde ağrı dışında, aşının ikinci dozundan sonra bu yan etkilerin biraz daha sık görüldüğü de bildirilmektedir. Amerika'da 12-17 yaş grubunda ikinci doz aşı olan her bir milyon erkek çocuktan 60'ında yan etki olarak kalp sorunları yaşandığı, ancak kız çocuklar arasında bu oranın bir milyonda sekiz olduğu bildirilmiştir. Çocuklarda da alerjik reaksiyon gelişme riski olduğu için, aşı sonrası 15-30 dakika aşının uygulandığı sağlık merkezinde çocukların bekletilmesi gerekir."
Bülbül, Covid pandemisi sürecinde aşının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüklerini ve çocukları bu hizmetten mahrum bırakmamak gerektiğini sözlerine ekledi.