Uzm. Dr. Aytaç Karadağ: "Birleşik Krallık'ta yapılan 708 hastalık araştırmada Covid-19 hastalığı geçiren kişilerin beyinlerindeki, koku ve tat ile ilgili bölgelerindeki gri maddenin azaldığı saptandı. Gri madde beynimizdeki sinir hücrelerinin gövdelerinden oluşan kısımdır; istemli kas hareketleri, hafıza, görme, koklama, işitme, konuşma, karar verme ve çevresel değişimleri algılayabilme gibi çeşitli olayları yönetir. Araştırmada gri madde kaybının "hastaların uzun vadede bunama geliştirme riskini artırabileceğini" de öne sürüldü.
Koronavirüs aktif hastalık döneminde veya geçirdikten sonra beyin, sinir ve ruhsal sistemi etkileyebiliyor. Nörolojik tutulumun azımsanmayacak kadar çok olduğunu gün geçtikçe anlıyoruz. Bazı vaka serilerinde nörolojik tutulum %15-30'larda bildirilse de, koku ve tat alma bozuklukları dikkate alınınca bu oranın %70'in üstünde olduğu düşünülmektedir." diye belirtti.
KORONAVİRÜS NÖROLOJİK HASARI NASIL YAPIYOR?
Uzm. Dr. Aytaç Karadağ tek tek sıraladı:
COVID-19 'UN NÖROPSİKİYATRİK ETKİLERİ NELERDİR?
Tat ve koku almama, kötü koku ve tat alma: Hastalığın ilk bulgusu olabilir. Çoğunlukla 4 hafta içinde iyileşir. 10 hastanın ikisinde daha uzun, bazen 1 seneye kadar sürebilir. İyileşme döneminde kötü koku ve tat alma gelişebilir.
Kronik yorgunluk: Özellikle enfeksiyon geçtikten sonra hastaları en çok etkileyen bu durum, neredeyse enfeksiyonu geçiren 2 kişiden birinde görülür. Bazı hastalarda yakınmalar 1 seneden uzun sürebilir. Hastalık öncesi fibromiyalji, kronik yorgunluk, tiroid hastalığı ve D vitamini eksikliği olanlarda daha şiddetli seyredebilir.
Beyin sisi: Uzun covid'in en sık görülen ve hastaları en çok üzen yakınması. Kafayı toplayamama, unutkanlık, dikkat dağınıklığı gibi yakınmalar olur.
Baş ağrısı: Akut enfeksiyon sırasında şiddetli baş ağrısı olabilir. Var olan migren ve gereilim tipi baş ağrıları şiddetlenebilir. Enfeksiyon geçtikten sonra enflamasyon ve/veya mast hücresi aktivasyonu ve histamin entoleransı nedeniyle geçmeyen baş ağrısı ve yeni gelişen migren ağrıları olabilir.
Baş dönmesi: Hem iç kulak hemde beyincik etkilenmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bir diğer nedeni de anksiyetedir.
Kulak çınlaması: Baş dönmesi ile birlikte veya bağımsız olarak görülebilir. Enflamasyon dışında vitamin ve mineral eksiklikleri, ve devamlı bilgisayar başında çalışma da yakınmaları arttırabilir.
Denge bozukluğu, ataksi: Yürürken yalpalama ve sarhoşluk hali iç kulak tutulumu, beyin tutulumuveya enfeksiyon sonrası gelişen polinöropatilere bağlı görülebilir. B12 vitamini ve bakır eksikliği olan hastalarda daha şiddetli seyredebilir.
Yaygın vücut ve kas ağrısı/kas tutulumu: Akut enfeksiyon sırasında grip benzeri ağrılar sıktır. Ayrıca virüsün kas hücrelerine direkt zarar vermesi sonucu da ortaya çıkabilir. Uzun COVİD olan hastalarda fibromiyalji ağrıları gibi ağrılar yapabilir, var olan fibromiyalji ağrıları artabilir. D itamini ve magnezyum eksikliği olan, az hareket eden hastalarda daha sık görülür.
Uyku problemleri: Hem enfeksiyon sırasında hem de uzun COVİD ile birlikte dalamama, gece veya sabaha karşı uyanma, kabus görme veya sabah yorgunluğu olabilir.
Nöbet geçirme/epilepsi: Bazı hastalarda ilk bulgu olarak görülebilir. Yaşlı, kronik hastalığı olan ve metabolik problemleri olan hastalarda daha sıktır. Epilepsisi olan hastalarda nöbet sıklığı artabilir.
Otonom tutulum: Enfeksiyon sonrası dönemde daha sık görülür; çarpıntı, ayağa kalkınca göz kararması, baş dönmesi, aşırı terleme, ishal, cinsel işlev problemleri olabilir.
Ensefalopati ve diğer bilişsel bozukluklar: Bilinç bulanıklığı, zaman ve mekan kaybı, etrafındakileri tanımama ile giden bu durum yoğun bakımda izlenene hastaların çoğunda ortaya çıkabilir. Diyabet, hipertansiyon, kilolu, akciğer hastalığı, B12 ve çinko eksikliği olan hastalarda daha sık görülür.
Beyin damar hastalıkları: 100 hastanın 6'sında görülür; hastalar klasik beyin damar hastalığı olan hastalara göre daha gençtir. Risk faktörleri azdır/yoktur. Beyin tıkanması, beyin kanaması, beyin toplar damar tıkanması, subaraknoid kanama veya posterior reversible ensefalopati şeklinde görülebilir. Enflamasyon, damar hücreleri endotel hasarı, pıhtılaşma bozukluğu ve sempatik baskınlık nedeniyle ortaya çıkabilir; diyabetik, tansiyonu kalp damar hastalığı olan, yaşlı ve kilolu hastalarda daha sık oluşur. Hastaların ölüm riskini artıran bir durumdur.
Nöropati: Enflamasyon, otoimmün nedenler, vitamin/mineral eksiklikleri veya uzun hastane/yoğun bakım yatışı sonrasında ortaya çıkabilir. Sonrasında şiddetli nöropatik ağrı görülebilir.
Omurilik tutulumu: Nadir olmakla birlikte bağırsaklar veya uzuvlardan gelen sinirlerle taşınan virüsün omuriliğe zarar vermesi nedeniyle görülür.
Nöropatik ağrılar ve artmış duyarlılık: Nöropatiler sonrası veya öncesinde artmış duyarlılığı olan kimselerde sık görülür. Hastalık öncesi fibromiyaljisi olan hastalarda sıktır.
Tremor: Hem ellerde, hem de bacaklarda titreme olabilir. Beyincik ve yollarının, beynin derin gri cevherinin etkilenmesi, sempatik baskınlık artışı ve otonom tutulum nedeniyle sık görülen bir durumdur.
Parkinson hastalığı: % 1 gibi düşük bir olasılık da olsa koronavirüs enfeksiyonu sonrasında Parkinson hastalığı gelişebilir.
Var olan nörodejeneratif hastalıklarda kötüleşme: Enflamasyon ve oksidatif strese bağlı olarak Alzheimer hastalığı ve Parkinson hastalığı bulguları artabilir.
Psikiyatrik bulgular: Hem enflamasyon ve oksidatif stres, hem de pandemi koşulları nedeniyle depresyon ve anksiyete bozukluğu sıklığı çok artmıştır. Ayrıca mani, psikoz ve PTSD de görülebilir.
KİMLER NÖROLOJİK KOMPLİKASYONLARA DAHA YATKINDIR?