Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Altındal, "Sağlıksız beslenme ve şişmanlığa bağlı diyabet görülme sıklığındaki artış, aşırı tuz tüketimi ve böbreğe zarar veren reçetesiz ilaçların kullanım sıklığının artmasının böbrek hastalıklarının son dönemdeki artışında rol oynadı" diyerek böbrek hastalıklarında erken teşhis ve tedavinin önemini anlattı. Böbreklerin, metabolizma sonucu oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasına olanak tanıyan organlar olduğuna dikkat çeken Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Altındal, "Böbrekler vücuttaki mineral ve elektrolit dengesinin sağlanmasında rol oynar. Kan basıncını düzenlenmesinde çok önemli görevlere sahiptir. Vücuttaki sıvı, asit ve baz dengesini ayarlarlar. Vücutta kan yapımı ve D vitamininin üretimine katkıda bulunurlar" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE 9 MİLYON BÖBREK HASTASI VAR!
Türkiye'de yaklaşık 9 milyon kişide (her 6-7 yetişkinden birinde) çeşitli evrelerde böbrek hastalığının mevcut olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Altındal, "Son veriler Türkiye'de her 20 yetişkinden birisinde kritik düzeyde, evre 3 veya daha büyük, kronik böbrek hastalığı olduğunu göstermektedir. Son 5 yılda artış hızı azalsa da son dönem böbrek yetmezliği tanılı hasta sayısında yaklaşık yüzde 10 artış gerçekleşmiştir" ifadelerini kullandı.
ARTIŞTA ROL OYNAYAN ÖNEMLİ FAKTÖRLER
Doç. Dr. Altındal, sağlıksız beslenme ve şişmanlığa bağlı diyabet görülme sıklığında artış, aşırı tuz tüketimi ve böbreğe zarar veren reçetesiz ilaçların kullanım sıklığının artmasının böbrek hastalıklarının son dönemdeki artışında rol oynayan muhtemel sebepler arasında sayılabileceğinin altını çizdi.
Doç. Dr. Mahmut Altındal, kronik böbrek yetmezliğine sebep olan en önemli hastalıkları ise şöyle sıraladı:
"Diyabet ve hipertansiyona bağlı nefropatiler, böbrek taşları, primer veya başka bir hastalığa ikincil nefritler, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, bazı kalıtsal böbrek hastalıkları ve idrar yollarının tıkayıcı hastalıkları."
BELİRTİLER UMURSANMAZSA BÖBREK KAYBEDİLEBİLİR
Gece sık sık idrara çıkma, çay rengi idrar, idrarda köpüklenme, tansiyonun yüksek ölçülmesi, yüz ve bacaklarda şişlik, böğürde ağrının böbreklerdeki sorunların en önemli belirtileri olduğuna işaret eden Doç. Dr. Altındal, "Belirtilerin göz ardı edilmesi ve hastalığın geç bir evresinde hastaneye başvurma, ilaç ve diyet uyumsuzluğu, özellikle kan basıncı ve kan şekerinin uzun süre yüksek seyretmesi, reçetesiz veya kontrolsüz olarak uzun süre böbreğe zararlı etkisi olan ilaçların kullanımı gibi hatalar böbrek kaybı ile sonuçlanabilir" uyarısında bulundu.
SAĞLIKLI BÖBREKLER İÇİN SAKATAT TÜKETMEYİN
Herkes için olduğu gibi böbrek hastaları için de tek bir tip diyet olmadığının altını çizen Doç. Dr. Altındal, böbrek yetmezliğinin hafif ya da ağır olmasına, hastalığın tipine, böbrek yetmezliğinin komplikasyonlarına göre diyet önerilerini değiştirmek ve bireyselleştirmenin gerekebileceğini belirtti. Genel anlamda böbrek hastalarında özellikli bir durum yoksa tuz, potasyum, fosfor ve proteinden daha kısıtlı bir diyet önerdiklerini aktaran Doç. Dr. Mahmut Altındal, özellikle ilerlemiş böbrek yetmezliğinde miktar olarak kısıtlanmasını önerdiklerini ise şöyle sıraladı:
"Sakatatlar (karaciğer, böbrek, dalak, kalp, dil, işkembe), konserve, turşu, sucuk, salam, salamura, sosis, çikolata, kakao, gazoz, kola gibi meşrubatlar, kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, bakla), kuruyemişler (badem, ceviz, fındık fıstık), muz, hurma, tuzlu kraker, et, tavuk, süt." Doç. Dr. Mahmut Altındal, hafif böbrek yetmezliği olan hastalarda aşırıya kaçmamak şartıyla sebze ve meyve açısından zengin bir diyetle sağlıklı beslenmenin böbrek sağlığı açısından faydalı olduğunu da sözlerine ekledi.