Skolyozun omurganın 10 dereceden fazla sağa ya da sola eğrilmesi sonucu oluştuğunu ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Aydoğan, bu eğrilmenin ağrı yapmayarak büyüme dönemi boyunca artabileceğini, bu yüzden de skolyoza farkındalık oluşturmanın önemli olduğunu vurguladı. Hastalığın çeşitlerinden bahseden Aydoğan, bunların doğuştan, kas hastalıkları ve sinirsel hastalıklara bağlı olabileceğini belirtti.
Skolyozun neden ergenlikte daha fazla görüldüğünün henüz belirlenemediğini ifade eden Aydoğan, "Bu hastalığın 10 yaşından erken ve 10 yaşından sonra olmak üzere iki başlangıcı vardır. Ergenlik döneminde çocukların boyu çok hızlı uzuyor. Skolyoz da boy uzamasıyla doğru orantılı olarak artıyor. Çocukta boy uzama potansiyeli ne kadar fazlaysa skolyoz ilerleme oranı da o kadar hızlıdır" diye konuştu.
"ERKEN TEŞHİS İLE AMELİYAT ÖNLENEBİLİR"
Ergenlerde skolyoz teşhisinin genellikle geciktiğini söyleyen Prof. Mehmet Aydoğan, "Hastalar genellikle ameliyatlık dereceye geldiklerinde bize başvuruyor. İşte bu durumun önceden önlenmesi çok önemlidir. Kız çocukları için 9-11 yaş, erkek çocukları için 12-14 yaş aralığında basit muayenelerle çocuklarda skolyoz olup olmadığı belirlenebilir" dedi.
Ailelere teşhis için öneride bulunan Aydoğan, "Çocuğun üst tarafındaki kıyafetlerini çıkartarak kalçalardan 90 derece öne eğdiğinizde göğüs kafesinin bir tarafının diğer taraftan daha yüksek olması, belde bir tarafın oyukluğunun diğer taraftan daha fazla olması, ya da çocuk ayakta durduğunda bir kolunun gövdeye yapışıp diğer kolunun boşta kalması, omuzda asimetri gibi bulgular varsa aileler çocuklarını skolyoz ile ilgilenen merkeze götürüp kontrol ettirmelidir" açıklamasında bulundu.
"EGZERSİZ VE KORSE İLE TEDAVİ EDİLEBİLİR"
İlk aşamada çocuğa egzersiz tedavisi uygulandığını ifade eden Dr. Mehmet Aydoğan, bu şekilde ameliyatlık dereceye gelmenin önlenebildiğini söyledi. Aydoğan, "Eğrilik 25 derecenin üzerine çıktığında ise korse tedavisini başlamaktayız. Burada amaç eğriliğin ilerleyip ameliyat derecesine gelmesini engellemektir. Bel eğriliğinde 35 derece üstü, sırt eğriliği için de 40 derecenin üstünde cerrahi tedavi yapılmaktadır" diye konuştu.
"HAREKETİ KAYBETMEDEN TEDAVİ OLMAK MÜMKÜN"
Tedavi yöntemlerinden bahseden Prof. Dr. Mehmet Aydoğan şunları söyledi:
"Füzyon yöntemi, eğriliğe katılan omurgaları vida ve çubukla düzelrtip onların birbirine kaynatılmasıdır. Hareketi kaybetmeden eğriliği tedavi etmenin yöntemi de vertebnan cisim gerdirme dediğimiz bantla veya iple gerdirme yöntemidir. Bu tedaviyi göğüs kafesine delikler açıp vidaları omurganın önünden koyup bant yardımıyla gererek yapıyoruz. Çocuğun büyüme potansiyelini eğriliği düzeltici kuvvet olarak kullanıyoruz. Bununla birlikte tek taraftan büyümeye izin verdiği için de omurgada düzelme sağlanıyor. Bu yöntemin füzyondan farkı, çocukların profesyonel dans ya da spor yapmasına izin vermesidir."
"PANDEMİDE TEŞHİS GECİKME ORANI ARTTI"
Pandemide skolyoz teşhisi gecikme oranının arttığının altını çizen Prof. Dr. Mehmet Aydoğan, "Havuzlar kapalı, aileler çocuklarını yüzerken vs. göremiyor, birbirleriyle vakit geçirmiyor. Bu yüzden bu yıl skolyoz farkındalığı daha da önem arz etmektedir. İleri eğrilik görme oranı çok fazla. Çocuklar genellikle bize 40-45 derecenin üzerinde eğriliklerle geliyor" dedi.