Koronavirüs salgınına mücadelede aşılama süreci devam ediyor. Uygulanan aşıların yan etkileri konusunda çeşitli araştırmalar yapılıyor. Peki koronavirüsü atlatan kişilerin hangi aşıyı olmalı? Uzmanlar, sabah.com.tr'ye özel olarak koronavirüsü atlatan kişilerin hangi aşıyı olmaları konusunda dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Ülkemizde koronavirüs hastalığı ile hastalanıp enfekte olan kişilerin zaten belli bir süre aşı yaptırmalarına gerek yok. En az altı ay antikor seviyesi yüksek bir şekilde koruyuculukları devam ediyor. Bu nedenle koronavirüs geçirmiş kişilerin kısa bir süre içinde aşılama programına dahil edilmesi söz konusu değil. Ancak aylar sonra bu kişilerin antikor seviyesi düşecek ve ikinci defa koronavirüse yakalanma riski ortaya çıkacak. Bu nedenle hastalığın üzerinden en az altı ay geçtikten sonra aşıya ihtiyaç olacak."
"KORONAVİRÜS GEÇİRMİŞ KİŞİLER İÇİN BÖYLE BİR SINIFLANDIRMA YOK"
"Koronavirüs geçirmiş kişilerin aşı anlamında kategori edilmesinin bilimsel dayanağı yok." diyen Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, sözlerini şöyle sürdürdü; "Hastalığı geçirdikten sonra 8-9 ay sonra antikor seviyesi düşeceği için yeniden aşılama programına dahil edilecek. Bu kişilerin; inaktif, mRNA, hibrit aşılarından herhangi birini tercih etmesinde sakınca yok. Böyle bir sınıflama yapmak söz konusu değil."
"HASTALIĞI ATLATMIŞ KİŞİLERİN KAÇ DOZ AŞI OLACAĞI TARTIŞILIYOR"
Prof. Dr. Hakan Oğuztürk "Biontech aşısında ilk dozda yan etki görülmezken ikinci dozda kısa süreli yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Koronavirüs geçirdikten aylar sonra Biontech aşısı olmanızda hiçbir sakınca yok. Koronavirüs hastalığından dolayı antikor düzeyi yüksek olduğu için bu kişiler için tek doz aşı uygulaması yapılabilir. Koronavirüs geçiren kişilerin kaç doz aşı alması gerektiğiyle ilgili kesin bir açıklama yok." diye konuştu.
"ANTİKOR SEVİYELERİ FARKLILIK GÖSTERİYOR"
Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, "Yapılan bir çalışmaya göre; koronavirüsü ağır geçirmiş kişilerin hafif geçirmiş kişilere göre antikor düzeyinde farklılıklar var. Antikor seviyelerinin ne kadar sürede düştüğü konusunda ise henüz net verilere sahip değiliz. Bu kişilerin tekrar hastalanmamak adına herhangi bir kökenden aşıyla uygulamaya dahil edilmesi gerekiyor." dedi
"BIONTECH AŞISININ İKİNCİ DOZUNDAN SONRA..."
"Biontech aşısının ikinci dozundan sonra yan etkilerin daha fazla hissedilmesinin nedenine açıklık getiren Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, şöyle konuştu; "Biontech aşısının ilk dozundan sonra genelde hiçbir yan etki görülmüyor. İkinci dozdan sonra vücudun savunma mekanizmasının tepkileriyle bağlantılı olarak kısa süreli yan etki görülebiliyor. Kesin olan şu ki; inaktif virüs aşılarına göre Mrna aşılarında vücudun antikor seviyesi daha fazla. Biontech etkinlik ve koruyuculuk anlamında sinovac aşısına göre daha etkili diyebiliriz."
"ANTİKORU OLMASINA RAĞMEN AŞI ÖNERİLMEYE BAŞLANDI"
Tek doz aşı yapılması sonrası 100 kata yakın koruyuculuğun arttığını belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Karadağ, " Hastalığı geçirenlerin sahip olduğu bağışıklık, aşılananlara göre çok daha güçlüdür. Çünkü bu sayede virüsün tüm antijenlerine karşı hem yerel, hem sistemik bağışıklık sağlanır. Aşılar kas içine yapıldığı için sistemik bağışıklık yaparken, hastalığı geçirenlerde oluşan antikorlar hem sistemik (tüm vücut), hem yerel (burun içi, ağız içi, solunum yolları) bağışıklık yapar. Aşıların sağladığı sistemik bağışıklık bulaştırıcılığı engellemez, sadece ağır hastalık ve ölümleri önleyebilirler.
Hastalığı geçirip antikor oluşturan insanlara 6 ay boyunca aşı önermiyorduk. Yeni bir makalede hastalananlara tek doz aşı yapılması sonrası 100 kata yakın koruyuculuğun artması üzerine hastalığı geçirenlerde antikoru olmasına rağmen aşı önerilmeye başlandı." diyerek sözlerine devam etti.
"DAHA FAZLA ANTİKOR DENİLEN ASKERLER ÜRETMEYE BAŞLIYOR"
Dr. Aytaç Karadağ, "Hastalığı geçirenler virüsle daha önce karşılaştığı için hafıza hücreleri olan T lenfositler virüsü tanır hale gelir. Virüsle daha önce karşılaşmış insanlarda aşı yapıldığında bağışıklığımızın hafıza hücreleri alarme olarak eskisinden daha fazla antikor denilen askerler üretmeye başlıyor.
Bu antikor oluşumu çoğu insan için istenen bir durum çünkü korumayı artırıyor. Ama bazı bireylerde çok fazla oluşan antikorlar yanlışlıkla kendi sağlıklı hücrelerimizi hedef alıp, sitokin fırtınasına, alerjilere, otoimmun hastalıklara, soğuk algınlığı belirtilerine neden olabiliyor. Virüs tekrar vücuda girerse bu hafıza T hücreleri sayesinde bağışıklık yeniden uyanır, hem hücrelerle ve hem de yeniden antikor yapımıyla virüsle mücadele edilebilir. " diye belirtti.
"MUTASYONLA ETKİSİ EN GEÇ KAYBOLACAK AŞI TÜRÜ…"
Dr. Aytaç Karadağ, "Virüs her mutasyon geçirdiğinde, virüsün parçalarına karşı oluşan aşılar da etkinliğini yitirmektedir. Her mutasyonla birlikte korunma oranımız tamamen bitmese de iyice azalmaya başlamaktadır. Ülkemizde uygulanan Çin aşısı tüm virüs kompartmanlarını içerdiği için mutasyonla etkisi en geç kaybolacak aşı türüdür.
KORONAVİRÜSÜ ATLATANLAR HANGİ AŞIYI OLMALI?
Dr. Aytaç Karadağ, "Biontech ve Moderna'nın aşılarıyla yapılan faz 3 çalışmalarında sistemik yan etkiler ikinci dozdan sonra daha fazla görülmüştür. Bunun nedeni bu tür mRNA aşılarında virüsün tamamının olmaması sadece belirli antijenlerinin olmasından ötürüdür. Daha açık anlatmak gerekirse Çin aşısının içine 3 tane öldürülmüş virüsün tamamını koyduklarını düşünelim; Biontech gibi mRNA aşılarına ise 300 virüsün sadece kollarını bacaklarını koyduklarını düşünelim. Geriye kalan diğer parçalarını kendimizin kodlaması ve oluşturması hedefleniyor. Bu nedenle Biontech aşısında çok daha fazla virüsün yapıtaşları konduğun için hem alerjik yakınmalar hem de aşı yapılan yerde kızarıklık, ağrı, şişlik, halsizlik, baş ağrısı, üşüme, titreme, kas ağrısı gibi bulgular yapmaya başlıyor." dedi.