Dr. Çilem Bilgiler, Covid-19 pandemisinin insan yaşantısında birçok düzeni değiştirirken, çocukların yaşantısında yarattığı değişimin endişe verici olduğunu kaydetti. Salgın öncesinde bilgisayar ve internet başında geçirilen süre ile ev içi kuralların yıkıldığını belirten Dr. Çilem Bilginer, "Çocuklar, uzun süre boyunca ekran başından ders dinlemeye, dolaylı olarak kontrolsüz internet kullanımına, ebeveynlerinin eli ile teslim edilir hale geldi. Bu süreçte belirsizlikler, ev içinde değişen düzen, ebeveynlerin çalışma yaşantısı, uyku/uyanıklık döngüsü, azalan fiziki aktivite, yeme düzenindeki değişiklikler ya da hastalığa ilişkin bulaş kaygısı, yakınların kaybı gibi birçok etmen, çocuk ruh sağlığını olumsuz etkileyerek oluşan yeni kaygılar, yeni davranış sorunları ortaya çıkardı. Pandemi öncesinde 'Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu" gibi sorunları olan çocukların, hem uzaktan eğitime adapte olabilmekte daha fazla güçlük yaşadığı, hem de problematik teknoloji kullanımının arttığı gözlendi" dedi.
'Polikliniğe yapılan başvurularda ailelerin en fazla şikayetçi olduğu konunun teknoloji bağımlılığı ile birlikte internet, dijital oyun, çevrimiçi alışveriş, sosyal medya, akıllı telefon kullanımı gibi bağımlılık çeşitleri olduğuna dikkat çeken Bilginer, "Özellikle rol-play ya da keskin nişancı tarzı oyunları tercih eden ergenlik çağındaki erkek çocukları ile akademik başarısı düşük, sosyal açıdan izole, arkadaşı olmayan, boş zaman etkinliği olmayan çocukların daha riskli olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
'EKRANLAR KENDİNİ YATIŞTIRMA ARACI HALİNE GELDİ'
Bilginer, pandemi nedeniyle tüm dünyada internet başında geçirilen sürenin arttığını, "Evde kalma çağrısının yapıldığı ve kısıtlamaların gerçekleştiği ilk dönemde, Amerika'da çevrim içi oyun etkinliğinin yüzde 75 arttığı tespit edilmiştir. İnternet bağımlılığına ilişkin araştırmalarda, aynı coğrafya içinde bağımlılık oranlarının yüzde 3'ten yüzde 14'e yükseldiği gösterilmiştir. Pandemi sürecinde yapılmış geniş katılımlı bir anket çalışmasında, katılımcıların yaklaşık yüzde 50'si, ekran kullanımını orta düzeyde; yüzde 15'i ise kontrol edilmesi güç biçimde arttırdığını bildirmiştir. Öte yandan Covid-19 ilişkili stresin, kişilerin sosyal medya kullanımı ve televizyon başında geçirdiği süreyi, anlamlı biçimde arttırdığı gösterilmiştir. Ekranlar ve internet, kişilerin kendini yatıştırma aracı haline gelmiştir. Bu durum, sosyal ve duygusal açıdan gelişmekte ve olgunlaşmakta olan çocuklar için büyük bir risk oluşturmaktadır" dedi.
'EKRAN BAĞIMLISI BİR NESİL BİZİ BEKLİYOR'
'Z' ve 'Alfa Kuşağı' olarak tanımlanan yeni genç neslin internetsiz bir yaşamı bilmediğini belirten Bilginer, "Bu çocukları tümüyle teknolojik gelişmelerden izole etmek, "bizim zamanımızda" diye başlayan cümleler ile çatışma ortamı yaratmak, doğru bir davranış olmayacaktır. Ancak sağlıklı bir duygusal ve davranışsal gelişim hatta sağlıklı bir fiziksel gelişim için öncelikle tüm aileleri, bilimsel kılavuzlara uymaya davet ediyorum. Aksi halde bizi ekran bağımlısı bir nesil bekliyor. Sağlıklı bir nesil için çocuklarınıza örnek olun, ev içinde herkesin uyacağı medya kurallarını belirleyin. Örneğin; yemek vakti, yatma vakti, ebeveyn-çocuk oyun saatinde tüm medya araçlarını kapatın, bir süreliğine de olsa telefonlarınız ile vedalaşın" diye konuştu.