Günümüzde giderek sıklığı artan ve birçoğumuzun refah seviyesini bozan reflü hastalığı, mide asidi ve bunun yanında mide içindeki diğer safra, gıda artıkları gibi içeriğin yemek borusuna doğru geri gelmesidir. Mide ile yemek borusu arasındaki kapağın fonksiyonlarının geçici veya mide fıtığı gibi hastalıklarda kalıcı olarak bozulması sonucunda mide içeriğine karşı hassas ve korunmasız olan yemek borusunda hasar meydana gelir.
Ağza acı su ve gıdaların geri gelmesi, yemek borusunda, göğüs kafesinin arkasında yanma gibi çok tipik emâreler haricinde ses kısıklığı, öksürük, astım atakları, göğüs ağrısı, diş çürükleri, boğazda yanma ve ağrı gibi şikâyetlere de yol açabilen reflü hastalığından korunmak için hayat tarzınızda ve diyetinizde dikkat edilmesi altın kuralları Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Keskin anlattı.
1-Varsa aşırı kilolardan kurtulmak ve kilo vermek, reflüden kurtulmak için en önemli basamaklardan biridir. Bunun için düzenli bir diyet ve egzersiz programına uymak, kontrollü kilo vermek yapılabilecek yaşam tarzı değişikliklerinin başında gelir.
2-Yemek alışkanlıklarını değiştirmek söylenilmesi kolay ancak yapılması zor olan faktörlerden biridir. Burada altın kural düzenli üç öğün yemek ve porsiyonları azaltmak olacaktır. Yemeklerdeki porsiyonların azaltılması, tıka basa doymadan masadan kalkılması, mide içindeki basıncı azaltacak ve mide ile yemek borusu arasındaki kapağın üzerindeki baskıyı azaltarak çoğu reflü semptomunu önleyecektir.
3-Gece yatmadan 3 saat önce yemek yemeyi bitirmek gerekir. Yemek yedikten sonra yatmak, uzanmak mide içeriğinin yemek borusuna doğru geri gitmesine sebep olacaktır.
4-Dar pantolon, sıkı kemer-gömlek, tayt, korse karın içindeki basıncı ve dolayısıyla mide içindeki basıncı artırarak reflü yol açabilir. Bu nedenle daha rahat ve basıncı artırmayacak giysileri tercih etmek uygun olacaktır.
5-Yatak başını yükseltmek veya reflü yastığı kullanmak, sol yana yatmak özellikle geceleri göğüste yanma, ağza acı su ve gıda gelmesi gibi şikâyeti olan hastalar için önerilen basit bir yöntemdir. Çoğu hasta tarafından yastık yükseltilmesi gibi yanlış olarak algılanan bu durumda başın değil, mide ile yemek borusundaki kapağın birleştiği noktanın yukarı kalkması önemlidir. Bunun için yatak başını konulacak 10-15 cm' lik bir takoz veya tuğla, yatağınıza 30-45 derecelik bir açı verecek ve gerekli önlemi basitçe almanızı sağlayacaktır.
6-Yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Özellikle yağda pişirilmiş gıdalar ve fastfood türevi yiyecekler yerine haşlanmış ve az yağlı yiyecekler tercih edilmelidir. Yine aşırı yağlı peynir, yoğurt, krema gibi ürünler yerine az yağlı süt ürünleri tüketilmelidir. Başta biber türevleri olmak üzere her türlü baharat ürünü şikâyetlerinizi artırabilirken, burada naneye de ayrı bir parantez açmak gerekir. Nane reflü semptomlarının belirginleşmesine sebep olur.
7-Kahve ve kafeinli her türlü içecek, çikolata, gazlı içecekler, enerji içecekleri, hazır meyve suları, limonata, demli ve limonlu çay gibi içecekler reflü semptomlarının artmasına yol açabileceği için tüketilmemesi gereken ürünler arasında yer almaktadır.
8-Portakal, portakal suyu, mandalina, greyfurt gibi yüksek asit içeren meyve ve meyve sularından uzak durulmalı, bunun yerine muz, elma gibi daha az asidik meyveler tercih edilmelidir.
9-Soğan, sarımsak, turşu, domates ve aşırı salçalı yemekler mide asidini artırarak ve mide ile yemek borusundaki kapağı gevşeterek reflüye sebebiyet verebileceğinden dolayı reflü diyetinde uzak durulması yiyecek grubu arasında yer alırlar.
10-Sigara ve alkol hem kapağın fonksiyonlarını bozmaları hem de mide asit salgısını artırdıkları için reflünün başrol oyuncuları arasındadırlar. Bu sebeple sigara ve alkolü bırakmak reflü hastaları için hayat tarzı değişiklikleri arasında önemli bir yere sahiptir.