Sağlığımız düşünüldüğünde ilk olarak aklımıza kalp, karaciğer, beyin, böbrek gibi hayati görevleri üstlenen organlarımız gelir buna karşılık sadece kabızlık, ishal gibi rahatsızlık hissettiğimizde bağırsaklarımız aklımıza gelir.
Bağırsaklarımız; bağışıklık sistemimizin %80'ini etkileyen, beynimizden daha çok nörotransmittere sahip, mutluluk hormonu olan serotoninin %90 bağırsaklarımızda oluşturulduğu, sindirilmiş gıdaların içerisindeki besleyici öğelerin vücudumuza emildiği, zararlı toksinlerin, patojenlerin ayırt edilerek vücudumuza alınmasının engellendiği en önemli yerin bağırsaklarımız olduğu unutulmamalıdır.
İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde en çok karşılaştığımız sorulardan biri 'Bağışıklık sistemimi nasıl güçlendirebilirim?' oluyor.
SAĞLIKLI OLABİLMEK İÇİN HASTA OLMAYI BEKLEMEMİZE GEREK YOK!
Olan sağlığımızı daha iyi bir hale getirebilir ve kronik hastalıklardan kendimizi koruyabiliriz. Ben bunu yağmurda ıslandıktan sonra şemsiye almaya benzetiyorum tedbirli olup yağış olabilecek günlerde şemsiyemiz yanımızda olsun ki ıslanmayalım. Aynı şekilde kronik bir hastalığa yakalandıktan sonra belki de ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalmak gibi… Teşhisi konulan birçok kronik hastalık bağırsaklarda kök salmaya başlar.
Vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan sayıları trilyonları bulan bize dost olan bakteriler mikrobiyata denilen mikroorganizma topluluğu (yaklaşık 100 trilyon kadar bakteri) hücre sayımızın neredeyse 10 katı kadardır. Mikrobiyata vücudumuzun çeşitli yerlerinde bulunurken en fazla bulunduğu yer bağırsaklarımızdır. Sağlıklı bir insanın vücudunda dost bakteri olarak adlandırılan bu bakteriler bağırsaklara vitamin sentezi ve bağışıklık sisteminde virüslere karşı savunma kazandırılması, yediklerimizin sindirilmesi ve metabolize edilmesi gibi yaşamsal fonksiyonları üstlenir.
Sağlıklı bir bağırsak buna paralel olarak insülin direncinin azalmasına, trigliserit düzeyinin düşmesine, enflamasyonun giderilmesine, hormonal dengenin sağlanması ve vücudumuzda vitamin minaral düzeylerinin istenilen seviyeye ulaşmasına yardımcı olur.
BAĞIRSAK SAĞLIĞIMIZI İYİLEŞTİRMEK, YARARLI MİKROORGANİZMA SAYISINI ARTTIRMAK İÇİN NASIL BESLENMEMİZ GEREKİR?
Sağlıklı bir mikrobiyata için meyve ve sebzeler önemlidir. Lifli, besinler bağırsağımızdaki faydalı mikroorganizmaların sayılarının artmasına yardımcı olurken yapılan bazı bilimsel çalışmalar meyve ve sebzelerden zengin beslenmenin hastalıklara neden olan bazı bakterilerin büyümesinin engellenmesini sağladığı ayrıca enginar, yaban mersini badem, Antep fıstığı ve elmanın bağırsak iltihabını önlemeye çalışan, bağırsak sağlığının iyileşmesine yardımcı olan, bifodobakterilerin arttırılmasını sağladığı gözlemlenmiştir.
Bağırsak sağlığı için fermente gıdaların tüketilmesi önemlidir. Probiyotik (sindirim sistemimizin sağlığı için faydalı canlı bakteri ve mayalar) en iyi probiyotik kaynakları; ev yapımı yoğurt, kefir, tarhana çorbası, salatalık turşusu ve prebiyotiklerden (bağırsak florasında bulunan dost bakterileri besleyen ve çoğalmasına yardımcı olan sindirilemeyen bileşikler) en iyi prebiyotik kaynakları; enginar, sarımsak, soğan, kereviz, bamya, pırasa, nohut, fasülye, mercimek, tam buğday, yulaf, ceviz, badem, fındık, keten tohumu) zengin beslenmek bağırsak sağlığımız açısından oldukça önemlidir.
Yoğurt, kefir, lahana turşusu tüketimini arttırmak gerekir. Tam buğday ekmeği, bulgur, yulaf, nohut, kuru fasulye, barbunya gibi besinler aynı zamanda lif içerikleri yüksek olduğundan bağırsak hareketlerini artırıp; sindirilmemiş olan besin artıklarının kalın bağırsaktan geçişini hızlandırılmasına yardımcı olur. Böylece toksik ögelerin kalın bağırsakta uzun süre kalmaması sayesinde burada zararlı bakteri oluşumunun önüne geçilmesine yardımcı olur.