Parmak emme alışkanlığının 3-4 yaşından sonraki zamanlarda devam etmesi uzmanlar tarafından normal kabul ediliyor. Ancak ilerleyen dönemde yani 9-10 yaşa kadar devam eden bu alışkanlık dişlerin sıralanmasında düzensizliklere yol açabiliyor. Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, "Sürekli dış dünya ile temas eden ellerin ağza götürülmesi, çocuğun mikroplara maruz kalmasına da neden olur. İlerleyen yaşlarda bu alışkanlığın devam etmesi bunun bir psikolojik vaka olduğunu göstermektedir. Parmak emen çocukta emilen parmaklarda ciddi tahriş ve yapısında bozulma, dişlerde ve ağız yapısında bozulma, buna bağlı olarak ses ve konuşmalarda bozulmalar görülebilmektedir" dedi.
NEDENİ İSE PSİKOLOJİK
Parmak emme davranışının sadece psikolojik kökenli bir problem olduğunu anlatan Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, "Dolayısıyla uygulanacak tedavi planı multidisipliner olduğunda daha etkili sonuç alınabilir. Bu birden fazla uzmanın birlikte çalışması anlamına da gelmektedir. Birincisi diş hekimin yürüteceği fiziksel ya da tıbbi tedavi; ikincisi bu davranışın altında yatan psikolojik alt yapının çalışıldığı psikoterapatik tedavidir. Fiziksel tedavi, sıklıkla iki farklı konsepti içermektedir" diye konuştu.
"2 YAŞINDAN SONRA EMZİĞİ BIRAKMALI"
Bebeklerde emzik kullanımının çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, "Toplum içerisinde, emzikleri şekerli bir şeye batırıp bebeklere vermek gibi bir alışkanlık mevcut. Bu oldukça yanlış bir eylemdir. Emziğin büyüklüğü ağzın yapısına uygun olmalıdır. Ailelere özellikle silikon emzikler önerilir. Damaksız emzikler, damağa baskı yaparak damak yapısını bozabilecekleri için bir yaşından sonra önerilmez. Emziklerin şekerli ürünlere batırılarak kullanım şekli diş çürüklerine yol açar" uyarısında bulundu.
"6-7 YAŞLARINDA BİR UZMANA MUAYENE ETTİRMENİZDE FAYDA VAR"
3-4 yaşa kadar emzik kullanma alışkanlığının ağız ve diş yapısına zararlarını şu sözlerle anlattı:
"Üst dişlerin öne, alt dişlerin içeriye doğru konumlanmasına, damak yapısında belirgin bir daralmaya (V şeklinde damak), 'açık kapanış' denilen alt ve üst çeneler arasında kapanış bozukluklarına ve konuşma bozukluklarına neden olabilmektedir. Çene bozukluğuna veya diş dizilim problemlerine bağlı kötü kapanış (malokluzyon), diş yüzeylerinde aşınmalara, çiğneme, fonksiyonunda zorluklara ve dişleri destekleyen kemik ve diş eti yapılarında aşırı yük birikimine sebep olabilir. Tedavi edilmediğinde, birçok problem zamanla daha ciddi hale dönüşerek, daha komplike tedavi gereksinimi doğurabilir. Pedodonti, ortodonti (tel tedavisi) ve cerrahi branşların uygulayacağı tedavilerle düzenlenebilmektedir. Tedavinin ayrıntısından ziyade burada önemli olan problemin erken teşhisidir. O yüzden sizce bir şikâyeti olsun ya da olmasın çocuğunuzu diğer diş sorunlarının haricinde 6-7 yaşlarında bir uzmana muayene ettirmenizde fayda var."