Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, pandemi sürecinin hipertansiyon üzerindeki olumsuz etkilerine değinerek şu açıklamaları yaptı:
"Covid-19 pandemisi döneminde maalesef evlerde kapalı kalındı. Bu da hareketsizlik, ona bağlı kilo alma, obezite riskini beraberinde getirdi. Stres faktörü de maalesef arttı. Özellikle hipertansiyon görülme oranının zaten çok yüksek olduğu 65 yaş üstü grubu düşündüğümüzde, bir yılı aşkın süredir kısıtlamalardan dolayı evlerde kalınması, bu riskte daha da olumsuz etkilere neden olabilir. Bu yüzden hastalarımıza 'Evde de olsanız hareket edin, kalori alımını artırmayın, kilo almayın, tuzsuz diyetinizi bozmayın tabi ki ilaçlarınızı da düzenli almaya devam edin. Kısıtlamanın olmadığı saatlerde maskenizi takarak, mesafenizi koruyarak yürüyüşlerinizi yapın, hareketsiz kalmayın' diyoruz.
Ülkemizde güzel ve yerinde bir uygulama ile pandemi döneminde kronik hastalıkların ilaç raporları uzatıldı. Hastalarımız direkt olarak ilaçlarına ulaşabiliyorlar. Hipertansiyon hastalarımız ilaçlarını bırakmasınlar. Kan basınçlarını düzenli ölçtürsün, olağan dışı bir gelişme olduğunda ise hekimine başvursunlar."
ERKEKLERİN YÜZDE 59'U KADINLARIN İSE YÜZDE 33'Ü
Ülkemizde her 100 hipertansiyon hastasından yüzde 45'inin tansiyonunun yüksek olduğunun farkında olmadığını belirten Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, "Hipertansiyonun silik semptomlarından dolayı tanı oranları da düşük oluyor. Birçok hipertansiyonlu hasta hiç tanı almadan yaşamaya devam ediyor. Ülkemizde hipertansiyondan haberdar olma oranlarında eskiye göre bir miktar düzelme olmakla birlikte hipertansiyonu olan hastalarının ancak %55'i, tansiyonunun yüksek olduğunu biliyor.
Yani her 100 hipertansiyonlu vatandaşımızın 45'i tansiyonunun yüksek olduğunun farkında dahi değil. Bu oran erkeklerde, kadınlara göre daha da kötü; erkelerimizin yüzde 59'u, kadınların ise yüzde 33'ü hipertansiyon hastası olduğundan haberdar değil. Görüldüğü üzere önemli bir hasta grubu tansiyon yüksekliğinin farkında dahi değil. Tabi ki bu hastalar tanı alamadıkları için tedavi de alamıyorlar. Hedefimiz elbette bu hastaların tamamının tanısının vaktinde konması ve uygun tedavilerinin yapılarak ülke düzeyinde riskin minimuma indirilmesidir" diye konuştu.
TUZSUZ YEMEK VE KİLO VERMEK ÇOK MÜHİM
Hipertansiyon tedavisinin yalnızca ilaç kullanımından ibaret olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol "Hipertansiyon tedavisi dendiğinde ise sadece ilaçlar akla gelmemelidir. Yaşam biçiminin düzeltilmesi; tuzsuz diyet, sigara ve alkolün bırakılması, düzenli spor yapılması, fazla kilolu kişilerin kilo vermesi, her hipertansiyon hastasının mutlaka uyması gereken önlemlerdir. Sadece tuzsuz yemek ile veya kilolu adlandırılan bir hastanın 10 kilo vermesiyle bile, bir antihipertansif ilacın etkisi kadar kan basıncında düşüş sağlanabilir. Dolayısı ile bu önlemler yabana atılmamalıdır" dedi.