Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Taylan Çebi, astım rahatsızlığının küresel bir sağlık sorunu olduğunu belirterek; "Astım, dünyada 300-350 milyondan fazla insanı etkileyen ve 2025 yılında 100 milyon yeni astım tanısı konularak büyüyeceği düşünülen küresel bir sağlık sorunudur. Astım, solunum yolları kaslarının çeşitli tetikleyici sebeplere yanıt olarak kasılması ve mukus adı verilen yapışkan salgının üretilmesi dolayısıyla da hava yollarının da daralması ile karakterize, nefes almayı zorlaştıran kronik bir hastalıktır. Astım genellikle tedaviye iyi yanıt verir.
Astım tedavisinde kullanılan bronkodilatörlerin uzun süreli kullanımının; tükürük akımını azalttığını belirten Çebi, bunun da dişlerde çürük oluşumuna neden olduğu, tükürüğün yıkayıcı etkisinin azalmasından dolayı dişlerde plak birikimine ve diş eti hastalıklarına neden olduğuna dikkat çekti.
Çebi, "Astım hastalarında, bronkodilatör kullanımının yanı sıra ağız solunumu sebebiyle de ağız kuruluğu artabilmekte ve dolayısıyla dişlerde erzoyon ve çürük riski artabilmektedir. Diş eti hastalığı olan bireylerin sağlıklı bireylere göre daha fazla bronşiyal enflamasyon oluşumuna yatkın olduğunu ve astımlı bireylerde sağlıklı bireylere göre diş eti enfeksiyonu daha fazla olduğu da çalışmalar neticesinde bildirilmiştir." dedi.
Astım tedavisinde diğer tip ilaç olarak kullanılan inhale kortikosteroid kullanan bireylerde pamukçuk gelişime riski daha fazla olduğunu belirten Çebi "İnhale kortikosteroid kullandıktan sonra ağzın çalkalanması bu tip yan etkileri en aza indirmek ve kandida enfeksiyonlarına karşı koruyucu önlemler almak açısından çok önemlidir." şeklinde konuştu.
Çebi, "Dünya çapında astım hastalığı yüzde 2 ila 33 yaygınlık oranına sahiptir. Astım hastalarının diş çürüğü, ağız ve diş eti hastalıklarının gelişimi açısından yüksek risk altında oldukları çeşitli çalışmalarda kanıtlanmıştır. Astım hastalarında ağız sağlığını koruyabilmek için; hastalar ve aileleri, astım ve astım ilaçlarının ağız sağlığı üzerindeki etkileri konusunda eğitilmeli, hastalar düzenli diş hekimi kontrollerine teşvik edilmeli, ağız kuruluğunu önlemek için sık sık su içilmeli ve şekersiz ksilitollü sakız çiğnenmeli, ağız içi pamukçuk oluşumunu engellemek amacıyla topikal antimikotik kullanımı hakkında hastalar bilgilendirilmeli." açıklamasında bulundu.