Parlak, söz konusu süreçte hijyene ekstra önem verilmesi gerektiğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Bulunduğunuz kapalı ortamları bol bol havalandırmalısınız. Ayrıca ellerinizle gözünüze, yüzünüze, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan kaçının. Dışarda giydiğiniz giysileri eve gelince çıkartın ve giysilerinizi en az 55-60 C'de çamaşır makinesinde yıkayın. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak: Sağlıklı beslenme, bol sıvı tüketme, egzersiz ve yeterli uyku (8 saat) gibi bağışıklık sistemi üzerinde etkisi olan davranışlara ekstra dikkat edin. Kendimizi koruyamayıp bir şekilde ateş, öksürük, vücut ağrısı, boğaz ağrısı gibi ana belirtilerin dışında; burun akıntısı, halsizlik, ishal, bulantı, koku-tat alamama gibi hafif belirtilerin oluşması halinde çevremizi koruma adına asla maskesiz dolaşmama ve kalabalık yerlerde bulunmamaya gayret göstermeliyiz. Hasta olmadan önce kendimizi, hasta olduktan sonra da çevremizdeki insanları koruyarak salgında en büyük görevi bizler üstlenebiliriz."
İnsanların henüz belirtileri göstermeden virüsü bulaştırabildiğini hatırlatan Parlak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Aşağıda sıralanan önlemleri uygulamanın sadece kendimiz için değil, ülkemiz için de bir vatandaşlık sorumluluğu haline geldiğini unutmayalım;
Elleri yıkamak: Ellerinizi sabun ile en az yirmi saniye boyunca ovarak yıkayıp bolca durulayın. Parmak araları ve uçları unutulmamalı, musluklar mümkünse elimizi kuruladığımız kağıt havlularla kapatılmalıdır.
Sosyal mesafe koymak: İnsanlarla aranıza 1-1,5 metre mesafe koyun, tokalaşmadan ve kucaklaşmadan kaçının.
Öksürük ve hapşırıklara dikkat etmek: Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı ellerinizle değil kol içiyle ya da tek kullanımlık mendillerle kapatın.
Hastalık belirtilerine dikkat etmek: Eğer kendinizde ateş, öksürük gibi hastalık belirtileri hissediyorsanız maske takın ve kesinlikle yaşlılarla temastan kaçının. Öksürük ile birlikte düşmeyen ateş ve nefes darlığı gibi şikayetleri de hissediyorsanız maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun."