"Tıkalı damar hangi beyin bölgesindeyse o bölgeye ait nörolojik belirtiler gelişir. Örneğin motor hareketi etkileyen bölgede ise vücudun sağ veya sol yarısında tutmama, duyu bölgesindeyse yine vücudun tek beden yarısını etkileyen duyu bozuklukları gelişir. Konuşma merkezinin etkilenmesi konuşamama veya konuşmanın bozulması, görme merkezinin etkilenmesiyle de kısmi görememe veya bulanık görme, bazen de görme alanının tek yarısını görememe gibi belirtiler oluşur. Bu sık klinik görünümlerin yanında her iki bacakta tutamama, sfinkter kusuru, yürüme ve algı bozuklukları, denge bozukluğu da görülebilir. Hastalar bazen inme başlangıcında bilinç kaybı, şiddetli baş ağrısı veya baş dönmesi yaşayabilirler"
DURUMUN HASARSIZ ATLATILMASINI SAĞLAMAK MÜMKÜN
Bir hastanın inme geçirip geçirmediğini hızlıca anlamak ve tanı koymanın çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Nurhan Şahinkaya, "Erken tedavi ile beynin daha büyük alanlarının etkilenmesini önlemek veya etkilenen damarın hızlıca açılarak durumun hasarsız atlatılmasını sağlamak mümkündür. Klinik olarak kuşku duyulan hastalar zaman kaybedilmeden acil servise ve Nöroloji hekimine ulaştırılmalıdır. Tanı aşamasında hastanın Nörolojik muayenesinin değerlendirilmesi ve ardından radyolojik ve laboratuvar incelemesi yapılır. En sık başvurulan radyolojik inceleme beyin tomografisi (BT) ve beyin manyetik rezonans (MR) incelemesidir" şeklinde konuştu.