Sistemik lupus eritematozus (SLE) veya kısa ismiyle lupus hastalığı otoimmün iltihaplı bir romatizma türüdür. Otoimmün hastalığın, vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücre, doku ve organlarına karşı savaş açması ve bu organlarda hastalık oluşturması olduğu belirtiliyor. Romatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Zühre Sarı Sürmeli, lupus hastalığının belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu.
''GÜNEŞE KARŞI CİLT HASSASİYETİ, HALSİZLİK, ATEŞ, İŞTAHSIZLIK, PARMAKLARDA MORARMA VARSA DİKKAT''
Hastalığın belirtilerine değinen Dr. Zühre Sarı Sürmeli, ''Lupus, yüzde güneşle tetiklenen kelebek şeklinde kırmızı döküntü (malar raş), güneşe karşı cilt hassasiyeti, tekrarlayan ağız aftları, saçların ön kısmında kelleşme, eklem ağrıları ve şişmeleri, el parmaklarında beyazlaşma -morarma (raynaud fenomeni), halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, sebebi bilinmeyen ateş ile başlayabilir. Sistemik lupus eritematozus, vücuttaki tüm organ -sistemleri etkileyebilen bir romatizmal hastalıktır. Böbrekler, akciğerler, kalp, sinir sistemi, kan ve kemik iliği ve lenf bezlerini de etkileyebilir. Böbrekte iltihaplanma lupusun en ciddi tutulumlarından biridir, hastaların yarısında görülür, böbrek yetmezliğine yol açabilir, hastalarda belirti olarak idrar renginde koyulaşma, idrarda kan görülmesi, idrarda protein atılımı sonucu bacak alt yüzlerde ödem, tansiyon yüksekliği sayılabilir. Kalp ve akciğer zarlarında sıvı birikmesi, akciğer dokusunda iltihaplanma, kansızlık, lenf bezlerinde şişme, geçmeyen baş ağrısı, nöbet geçirme, sinir felçleri, inme ve psikoz, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi psikiyatrik şikayetlere yol açabilir. Lupusla beraber görülebilen antifosfolipid antikor sendromu olan kişilerde de tekrarlayan damar tıkanıklıkları (pıhtılaşmaları) ve gebelikte tekrarlayan düşükler, ölü doğumlar görülebilir'' açıklamasında bulundu.
Dr. Sürmeli, sözlerine şöyle devam etti: ''Sistemik lupus eritematozus her hastada aynı seyretmez. Bazı insanlarda sadece deri ve eklem tutulumu gibi hafif bulgularla gidebilirken bazılarında da ağır organ tutulumları ve ölüm olabilir. Bazen de bir hastada hafif tutulumla giderken zamanla ağır organ tutulumlarına da dönüşebilir. Bu yüzden düzenli doktor takibi çok önemlidir. Ayrıca hastalarımız hastalıklarının alevlenmemesi için ilaçlarını düzenli kullanmalı ve doktorlarına danışmadan ilaçlarını kesmemelidir''.
''SEBEBİNİN GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER OLDUĞU DÜŞÜNÜLMEKTE''
''Sebebinin genetik, hormonal ve çevresel faktörler olduğu düşünülmektedir'' diyen Dr. Sürmeli, ''Genetik olarak hastalığa yatkınlık oluşturan bazı genleri taşıyan kişilerin kendi vücut hücrelerine karşı toleransın kaybolması, iltihap hücrelerinde artış ve bağışıklık sistemi hücreleri tarafından üretilen otoantikorların doku ve organlarda birikip organlara hasar vermesi olarak açıklanabilir. Irsi bir hastalıktır, ailede lupuslu akrabaları olan kişilerin lupusa yakalanma riski olmayanlara göre daha yüksektir. Kadın cinsiyette daha sık gFörüldüğü için kadınlık hormonu olan östrojen ile ve doğum kontrol hapı kullanımı ile ilişkili olduğu biliniyor. Bu yüzden hastalarımızı tedavi ederken doğum kontrol hapı ve östrojen replasman tedavilerinden uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. D vitamini yetersizliği de lupus gelişimi açısından önemli olabilir. Çevresel faktörlerden de bazı viral enfeksiyonlar, sigara içmek, güneş maruziyeti, petrol ürünleri ve silika içeren maddelere maruz kalmak, silikon meme protezleri lupus gelişimi açısından risk teşkil eder. Hidralazin ve prokainamid gibi bazı ilaçları kullananlarda da lupus görülme ihtimali artar'' şeklinde konuştu.
''GÜNEŞ IŞIĞI, SİGARA, STRES ENFEKSİYON LUPUS HASTALIĞINI TETİKLEMEKTE''
Hastalığı tetikleyen faktörleri açıklayan Dr. Sürmeli, ''Genetik olarak lupusa yatkın bireylerde hastalık gelişmesini tamamen önleyemeyiz, ailesinde lupus hastası olan bireyler lupusu tetikleyebilen güneş ışığı, sigara, stres, enfeksiyonlar ve yukarda belirttiğim kimyasal ajanlardan uzak durmalıdır. Lupusun erken belirtilerinden olan güneş hassasiyeti, yüzde kelebek döküntüler, eklem ağrıları, raynaud, halsizlik, kilo kaybı, ateş ve gebelikte tekrarlayan düşükler gibi belirtilere özellikle genç kadınlarda dikkat edilmelidir, bu belirtileri olanlara lupusun tanı tarama testleri hızlıca yapılmalıdır'' dedi.
''SİGARANIN MUTLAKA BIRAKILMASI GEREKİYOR''
Hastalığın tanısının nasıl yapıldığı hakkında bilgi veren Dr. Sürmeli, ''Hastalığın tanısında ANA, anti-ds DNA, ENA profili, C3, C4, antifosfolipid antikorlar, RF gibi romatizmal kan testleri kullanılır. Bunların yanı sıra tam kan sayımı, tam idrar tahlili, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, eritrosit sedimentasyon hızı ve c-reaktif protein gibi belirteçlere de bakmak gerekir. Gerekli görülürse hastalık düşünülen organlardan röntgen, MR, EKO gibi görüntüleme tetkikleri istenebilir, cilt ve böbrek biyopsisi yapılabilir. Tanı klinik bulgu belirtilerin ve laboratuvar ve görüntüleme testlerinin beraber değerlendirilmesi ile konur. Sistemik lupus eritematozus tamamen ortadan kaldırılamaz ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavi tutulan organa/sisteme göre ve iltihabın şiddetine göre planlanır, dolayısıyla kişiden kişiye değişir. Hafif tutulumlarda kinin ve düşük doz kortizonlu ilaçlar, ağrı kesici iltihap kurutucu ajanlar verilir. Tutulan organa ve tutulum şiddetine göre de çeşitli anti-romatizmal bağışıklık baskılayıcı ilaç tedavileri mevcuttur. Ciddi organ tutulumlarında yüksek doz kortizon tedavileri vermek gerekebilir. Özellikle uzun süre yüksek doz kortizon verdiğimiz kişilerde kemik erimesi için ilaç verilmesi de gereklidir. Yine ilaç yanında düzenli beslenme, düzenli egzersiz yapma, yeterli D vitamini alma, güneşten korunma, sigaranın mutlaka bırakılması düzenli uyku ve stresle başa çıkma yöntemlerinin öğrenilmesi ve sosyal destek de çok önemlidir'' diye konuştu.
'' 15-40 YAŞLARI ARASI DOĞURGANLIK ÇAĞINDAKİ GENÇ KADINLARDA GÖRÜLÜYOR''
Dr. Sürmeli, sözlerini şöyle sonlandırdı: ''Genellikle 15-40 yaş arası doğurganlık çağındaki genç kadınlarda görülen bir hastalıktır ama erkek cinsiyette de görülebilir, hatta erkeklerdeki lupus hastalığı kadınlarınkinden çok daha şiddetli seyredebilir. Ayrıca çocukluk ve ergenlik çağında da görülebilir. Afrika kökenli ve latin kökenli kadınlarda beyaz ırka göre daha sık görülür ve daha şiddetli seyreder. Türkiye'de lupus sıklığını ortaya koyan herhangi bir bilimsel çalışma yoktur ancak ABD'de toplumda görülme sıklığı yüzbinde 20 ile 150 civarındadır, bulunulan coğrafyaya göre sıklık değişir''.