Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Bülbül, enfekte çocukların hastalığı geçirmesinden haftalar sonra bile dışkıları ile virüsü yayabildiklerini belirterek, "Covid-19 salgının ilk başlarda, çocukların hastalıktan pek etkilenmediği belirtilmiş olsa da, virüsün yeni varyantları ile birlikte çocuklar arasında sık görülmeye başlaması aileleri endişelendirmiştir. Son bir yılda binlerce çocuk corona tedavisi görmüştür. Son zamanlarda hastanelere başvuran çocuk olguların yaklaşık yarısı İngiliz varyantı, bir kısmı ise Brezilya ve Güney Afrika varyantıdır. Yeni mutant virüsün belirtileri diğerinden çok farkı değildir. Ancak çocuk vakalarda göreceli bir artış mevcuttur." dedi.
Toplumda aile üyelerinin enfekte olduğu dönemlerde çocuklarda hafif belirtilerin olabileceğini belirten Bülbül, muhabirimize yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
"Ülkemizde ilk olgu 11 Mart 2020 tarihinde bildirilmiştir. Çocukların hastalığa daha çok ev içi temas ile maruz kaldığı bildirilse de, ülkemizde okullarda eğitime ara verilmiş ve çocukluk yaş grubunun sokağa çıkması yasaklanmıştır. Bu önlemlerle çocuklarda hastalık görülme sıklığı oldukça düşük kalmıştır. Asemptomatik yani bulgu göstermeyen kişilerde virüs ile enfekte olup bulaştırıcı olabilirler. Çocuklarda Covid-19 kliniği, erişkinlere göre hafif seyretmektedir. Ancak, çocuklar bulaştırıcılıkta kaynak olarak ihmal edilmemelidir. Enfekte çocukların hastalığı geçirmesinden haftalar sonra bile dışkıları ile virüsü yayabildikleri gösterilmiştir. Virüs ile enfekte çocukların bir kısmı tamamen bulgusuz olabilse de, semptomu olan çocuklarda ateş ve öksürük başta olmak üzere, halsizlik, karın ağrısı, bulantı, ishal gibi şikayetler görülebilmektedir. Eğer çocuklarda altta yatan, kronik akciğer hastalığı, doğumsal kalp hastalıkları, bağışıklık sistemi hastalıkalrı, obezite, kötü kontrollü Tip-I Diabetes Mellitus, sinir kas hastalıkları ve erken doğum öyküsü durumunda klinik tablo daha da ağır seyredebilmektedir."
"ÇOCUKLARIN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ TETİKLENEBİLİR"
Yeni koronavirüse (Sars CoV-2) maruz kalan çocuklarda virüsün bağışıklık sistemini tetiklemesine bağlı olarak enfeksiyonların oluşabileceğini, dolayısıyla Multisistem İnflamatuar Sendrom (MIS-C) tablosunun gelişebileceğini hatırlatan Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı çocuklarda Covid-19 enfeksiyonu hiçbir belirti vermeyebilir. Ya da aile üyelerinin enfekte olduğu dönemde çocuğun hafif belirtileri olabilir. Eğer test edilmedi ise o dönemde tanı konulmamış olabilir. Covid-19'u sessiz ya da çok hafif şikâyetler ile geçiren bireylerde genellikle 2-4 hafta sonrasında kişiden kişiye değişen bir sürede 6 ile 8 haftaya da uzayabilir. Çok ciddi bulgular ile MIS-C kendisini gösterebilir. Bu hastalık Covid-19 geçiren her çocukta oluşmaz. Bunun nedeni bilinmiyor. Bu çocuklarda coronavirus hastalığın oluşmasındaki faktörleri tetikler. Covid-19 pandemisinin ilk dönemlerinde ülkemizde MIS-C yoktu. İlk olgu Temmuz 2020'de bildirildi ve sonra hızla sayı artmaya başladı. Bu nedenle anne ve babaların çocuğu en az 6 hafta dikkatli bir şekilde gözlemlemesi önerilmektedir. MIS-C hastalığı, Covid-19 gibi bulaşıcı bir hastalık değildir. Pandeminin ilk zamanlarında MIS-C hastalığı Kawasaki hastalığı ile karıştırılmıştır. Ancak Kawasaki bu kadar ağır seyretmez. MIS-C çok daha hızlı ve ağır seyreder. İltihabi hastalık, bütün vücuda yayılır, organ yetmezliği gelişebilir ve kanamalar görülebilir. Kalp kası tutulması sonucu ise kalpte myokardit görülebilir. Çocuk 2-4 hafta önce Covid-19 enfeksiyonu geçirdi ise, ya da çevresinde yeni geçirilmekte olan Covid-19 enfekte kişi ile temas öyküsü varsa çeşitli ateş, solunum problemi, bulantı, kusma, şiddetli karın ağrısı, baş ağrısı gibi daha birçok bulgular da görülmektedir."
Bülbül, toplumdaki hastalarda koronavirüsle ya da koronavirüs sonrasında meydana gelen çoklu bulguların olduğu hastalıklar ile arasındaki ilişkilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatarak, "MIS-C tanısı konan çocukların bir çoğunda yeni koronavirüse (SARS-CoV-2) karşı antikorlar pozitif olup PCR negatiftir. Bir toplumda MIS-C görünmeye başlandıysa coronavirüs vakaları artıyor diye düşünülmelidir. Çünkü çocukların enfekte kişiler ile karşı karşıya gelme olasılığı artmış demektir."
"HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN BESLENME VE HİJYEN ÖNEMLİ"
Hastalıktan korunmak için basit ama önemli kuralların yanı sıra beslenmelerine yönelik tavsiyelerde de bulunan Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hastalık oluşmadan tedbir amaçlı olarak iyi beslenme, uygun fiziksel aktivite, yeterli uyku gibi gerekli tedbirleri almak öncelikli yol olacaktır. Su tüketimi çok önemlidir. Çocukların yaşına uygun olarak yeterli miktarda su tükettiğinden emin olmamız gerekir. Mevsimine uygun taze sebze ve meyve, yumurta, süt ve süt ürünleri, kuruyemiş, baklagiller ve tahıl grubuyla beslenme önemlidir. Hazır paketli gıdalar, meyve suları, gazlı ve yüksek şeker içeren yiyecek ve içeceklerin çocuk tarafından tüketilmesini azaltmakta yarar vardır. Çocukların okulda ve evde ellerini sık sık su ve sabunla yıkaması, sabun ve su hemen bulunamıyorsa, en az yüzde 60 alkol içeren bir el dezenfektanı ile el temizliğinin sağlanması gerekir. Çocuklar, el dezenfektanının ağız burun ve göze değdirmemeleri ve yutmamaları için dikkatli olunması ve bu konuda çocukların bilgilendirilmesi gerekir."
Eğitim öğretim ortamlarında çocukların kurallara uyum konusunda kararlılıkların sürdürülmesi gerektiğini kaydeden Bülbül, "Gerek çocuklar gerekse okul çalışanları ve öğretmenler arasında fiziksel mesafeye uyulmalı ve en az 2 metre olmalıdır. Bireyler arası temas azaltılmalı, mümkün olduğunca gruplar halinde, kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunulmamalı, kapalı ve kalabalık ortamlarda mutlaka maske takılmalıdır. Bugün en önemli bulaş yolu, havadan damlacıkları soluma yoluyla almaktır. Bu nedenle ev veya dershanelerde iç ortamın sık sık havalandırılması ve virüs yükünün azaltılması gerekir. Okullar bir açılıp bir kapanırken bazı okullar gerekli önlemleri alarak çocukların okula devamını istemektedir. Şu an için okullar kapalı olsa da bizim çocuklarımızın her an bu virüsle karşılaşacakmış gibi vücut direncini güçlendirerek karşılaşmaya hazır hale getirmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.