Öncelikle yumurta doğanın bir mucizesi... Tavuk özel olarak bedeninde kalsiyum karbonat üretip, kıvamlı beyaz kolloid yapının ortasında sapsarı belirginleşen, eşsiz bir besin hediye ediyor bize. Bir adet yumurta dış kabuk, yoğunlukla yumurta beyazı ve küçük bir daire olarak yumurta sarısından oluşur. Yumurtanın kabuğu tavuğun ırkına göre değişmekle birlikte kahverengi ya da beyazdır. Bu, yumurtanın besleyici değerini etkilememektedir.
Mısır, yeşil otlar ve arpa ile beslenen tavukların yumurtaları koyu sarı, hazır yemle beslenenlerin ise açık sarıdır. Hemen hemen standart bir ağırlığa sahip yumurtanın ortalama 60 gr kadar minicik olmasını hafife almamak lazım. Her bir yumurtanın 75-80 kalori arasında enerji veren ve birçok besine göre çok az kalori içeren ender, tok tutucu bir besin olduğunun altını çizmeliyim.
Bir adet yumurta vücudumuzda sentezlenmeyen tüm amino asitleri içerir. Proteinin kalite ve sindirilebilir özelliği açısından da diğer tüm hayvansal ve bitkisel protein kaynaklarına göre referans kabul edilmektedir. Çünkü yumurta proteinlerinin yüzde 100'ü sindirilmekte ve hiçbir atık olmadan vücut bu proteinleri kullanmaktadır. Yumurtayı bu sindirebilir yararı açısından süt, balık ve sığır eti takip etmektedir. Örnek protein içeriği açısından yumurta anne sütü ile de eşdeğerdir.
BEYAZI MI SARISI MI?
Yumurtadaki beyaz ve sarı kısımları birbirinden farklı besleyici değerlere sahiptir. O nedenle yumurtadan en iyi verimi almak istiyorsanız tam olarak yemenizi tavsiye ederim. Yumurta beyazında metiyonin dışında tüm amino asitler bulunur. Bu sebeple spor yaparken protein ihtiyacını karşılamak için daha fazla yumurta beyazı yeme geleneği bu ince ayrıntıda gizlidir ve sporcuların beyazı fazla yemesi doğrudur. Ancak yumurta sarısında da lösin, lizin, izolösin ve metiyonin içeriği beyaza göre daha çoktur. Bu nedenle sağlıklı yaşamda tam yumurta yemek doğrudur. Yumurtanın beyazı vitaminler açısından çok değerli değildir.
Niyasin adlı B grubu vitamini çok zengin miktarda bulunurken yumurta sarısı B12 başta olmak üzere A, D, E, B1, B2, biyotin, kolin ve pantetonik asidin en iyi kaynaklarındandır. Yumurtada bulunmayan tek bir vitamin C vitaminidir. Beyaz ve sarısı arasında mineraller açısından da önemli ayrıcalıklar bulunmaktadır. Yumurtanın beyazı sodyum, potasyum, klor, kükürt ve magnezyum minerallerini yoğun içerir. Yumurta sarısı ise kalsiyum, fosfor ve çinko bakımından eşsizidir. Yumurta vücudumuzun kolesterol ihtiyacını karşılayan ender besinlerden biridir. İçinde lesitin, fosfotidiletanolamin, fosfotodolkolin ve fosfovitin adlı yağ esterleri bulunur ki, bunlar sinir sistemi için ana bileşenlerdir. Ve yumurtanın sarısında lutein ve zeaksantin adlı iki önemli antioksidan daha vardır ki, yaşla birlikte görme kaybını engelleyen bu sihirli bileşikler bu mucize besinde bolca bulunur.
EN ÖNEMLİ 8 FAYDASI
1 - Yumurta uzun yıllardır doku ve organlarımızın yapısının korunmasında araştırmalara konu olmuştur. Bunu çocukların büyüme ve gelişme hızlarını arttıran önemli çalışmalar, kalp hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları takip etmiştir. Tüm araştırmalar yumurtanın beyazı ya da sarısının efsane derecede sağlığa yararları olduğunu işaret etmiştir, etmektedir.
2 - Yumurta sarısı yenidoğan dönemde altıncı aydan itibaren güvenle verilebilecek ilk hayvansal besin kaynağıdır. Ve bir adet yumurta çocukluk döneminden yetişkinliğe kadar tüm yaşam döngüsünde toplam protein ihtiyacının da en az yüzde 10'unu karşılayabilen yiyecektir.
3 - Karaciğer ve böbrek hastalıklarında; protein katabolizmasını önler. Bu hastalarda yetersiz protein alımıyla fazla üre ve diğer nitrojen bileşikleri oluşur. Bunu önleyebilecek en değerli protein kaynağı yumurtadır.
4 - Enfeksiyon, yanık ve cerrahi müdahale sonucu oluşan dokulardaki harabiyeti en hızlı geçirmeyi sağlayan ana protein kaynağı yumurtadır.
5 - Yumurta beyazında bulunan lizozim adlı enzim doğal antibiyotik etki gösterir. Eğer kış aylarında ya da enfeksiyonların kol gezdiği mevsim geçişlerinde hastalanmak istemiyorsanız haftada dört kere bir tam yumurta yemeyi ihmal etmemelisiniz.
6 - Yumurtanın deri, mide, meme ve bağırsak kanseri riskini azalttığı; ateroskleroz ve şeker hastalığı oluşumunu engellediği, bağışıklık sistemini etkilediği, vücut yağ içeriğini azalttığı bilinmektedir.
7 - Yumurtanın sarısında beyin ve sinir dokusu için gerekli olan fosfolipitlerin birçok çeşidinin olması, çocuklarda mutlaka yenilmesi gereken besinlerin başına olmasını sağlar. Yumurta sarısında bulunan bu fosfotiddilkolin, fosfotidiletanolamin ve fosfovitin doğal antioksidan etkisi sağlayarak vücudu toksinlerden de uzaklaştırmaya yardımcı olur.
8 - Yumurta tok tutan ve zayıflamaya yardımcı en değerli yiyecektir. Yumurta vücutta insülin ihtiyacını da arttırmaz ve böylece yağ depolarının erimesini kolaylaştırır.
YUMURTA VE KOLESTROL MESELESİ
Yumurtanın içindeki beş gram yağın üçte biri doymuş, büyük bir kısmı doymamış; yani kalp sağlığına yararlı yağ asitlerini içermektedir. Ve omega 3'ten yana da zengindir. Bu sağlıklı yağın içinde ise süper besin öğeleri olan lesitin ve kolesterol bulunmaktadır. Ortalama 195-210 mg kadar yüksek kolesterol içermesine rağmen kanda kolesterolün yükselmesini önleyen omega 3 bulunur. Araştırmalar "endüstriyel doymuş yağlara" nazaran kan kolesterol üzerine etkisinin düşük olduğunu göstermektedir. Tüm otoriteler orta düzeyde yumurta yemenin sağlıklı kişilerde kalp hastalığı riski yaratmadığı yönünde hem fikirdir. Her gün bir adet yumurta önerisi hepimiz için uygun değildir. Sık yemek, ileride kalp krizi riski ve diyabet riski oluşturabilir.