Zaman durdurulamayan ve geriye dönüşümü olmayan en büyük değer. Akıp gidiyor... Bizi beden algımızda karışıklığa götüren, bedenimizdeki değişimi durdurmanın, hatta daha iyiye getirmenin bir yolunu aramaya başladığımız zaman estetik plastik cerrahi yolculuğunuz da başlamış oluyor.
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki artık yaşam boyu iyi kalmak zorundayız, hem beden hem de zihin ve ruh olarak. Bundan çok değil 40-50 sene önce ortalama yaşam uzunluğu 70 yıl civarındaydı. Erkeklerde daha da az, kadınlarda biraz daha fazlaydı. İnsanlar bir yaşlı emekli olarak köşelerine çekilirlerdi. Günümüzde bu kadar zararlı etkenlere rağmen, yaşamın uzadığını kabul etmeliyiz. Eğer başımıza bir şey gelmez ise 90'lı yaşları görüyoruz. Zamandan daha önemlisi, yaşam kalitemiz ve değerlerimiz yükseldi. İnsanlar ileri yaşlarda bile hâlâ çalışmaya, iyi kalmaya, iyi görünmeye gayret sarfediyorlar. Çalışmayan bile hobilerine devam edip en azından seyahatlerle sosyalleşip dinamik bir hayatın içinde yer alıyorlar. Yelken kullanıyor, tenis oynuyor, yürüyüş yapıyor, yüzüyor, ailenin işlerinin başında duruyor... İleri yaşlardaki bu dinamik yaşam kendinizi nasıl hissettiğiniz ve özgüveniniz ile ilgili. Kendini iyi, bütün ve güzel hisseden birinin hayata tutunuşu tamamen farklı olacaktır. Bu yaşlarda iyi kalabilmenin tek yolunun orta yaş dönemi, hatta daha öncesinden kendine bakabilmekten geçtiğini unutmamalı. İyi beslenme, spor, mental olarak aktif beyin egzersizleri yanında, kendi beden algımızdaki olumsuz değişimleri durdurmak hatta arzu ettiğimiz şekle getirmek te çok önemli.
Yüzümüz bizi tanımlayan organımız. Duygu ve ifade depomuz. Yaşamın nasıl geçtiğini üzerindeki çizgiler bize anlatır. Zamanın tüm olumsuz bulgularını derinlerde bulabilirsiniz. Biz estetik plastik cerrahlar hem kemik hem yumuşak dokulara dokunarak istediğimiz değişimleri yapabiliriz. Bence değiştirilemeyen tek şey gözler ve o derinlerdeki bakıştır. Bu bizim kim olduğumuzu anlatacaktır.
TORBALAR YAŞLI GÖSTERİYOR
Zamanın ve yerçekimin etkileri ile bir gün mutlu olduğumuz halde mutsuz, çok dinlenmiş ve dinamik olmamıza rağmen yorgun ve uykusuz göründüğümüzün farkına varırız. Bazen de karşımızda sevdiğimiz bir insanla konuşurken, ona kızgın dövecekmiş gibi baktığımızı, biri bize hatırlatır. Burada problem iç bedenimizi, ruhumuzu, yüzümüzün yansıtmadığıdır. Gideceğiniz yer belli. Artık nereye başvuracağınızı, nereden yardım isteyebileceğinizi biliyorsunuz.
Negatif etkilerin pozitife çevrilmesi her yaş gurubu için ayrı ayrı ele alınmalıdır. Kadınlarda ve erkeklerde göz dış kenarında aşağıya doğru sarkma, göz kapaklarında yığılma hem daha yaşlı, hem de yorgun ve mutsuz gösterir. Yine benzer şekilde ağız köşelerinde aşağı doğru eğilmeler de mutsuz insan görüntüsü verecektir. Karikatürlerde mutsuzluğu tanımlamak için ağız köşeleri aşağı bakan bir yay gibi çizeriz. Yine alt göz kapaklarında ve yanakta çökmeler bizi yıpranmış ve yaşlı gösterirken göz altındaki torbalanmalar yorgun, bitkin veya alkol alışkanlığı olan biri görüntüsü verir.
Yaş ile birlikte özellikle yüzümüzdeki kemik yapıda volüm kaybı olmaktadır. Kemik yapı yanında yumuşak dokuları alttaki kemik yapıya sıkı sıkıya bağlayan bağ sistemleri zaman içinde o güçlerini kaybederek gevşer, uzar ve gerginliklerini kaybeder. Böylece yumuşak dokularda sarkmalar ve yer değiştirmeler görülür. En üstteki deri de yıpranma, yaşlanma, güneş ışınlarının etkisi ile kırışır, suyunu, nemini kaybederek çatlar. Yüzümüzdeki çizgilerin bir kısmı da mimik kaslarının hareketleri yüzündendir. Yüzümüzdeki çok sayıdaki mimik kasları, lifleri boyunca kasıldıklarında üstündeki deriyi de katlar, kırıştırır. Bu normaldir, mimik yaptığımızda mesela güldüğümüzde, kaşlarımızı çattığımızda normaldir, olması gerekendir. Duygu ve ifadelerimizi yansıtır. Ancak bu çizgiler normal durduğumuzda olmamalıdır. Eğer bir ifadeyi istemli şekilde oluşturmadan yüzümüzde varlığını görüyorsanız artık nereye başvuracağınızı biliyorsunuz. Özellikle bu ifade negatif ise…
SORUN CEVAPLAYALIM
Yüzüme kök hücre yaptırmak istiyorum. Çok kuru ve ince bir derim var. Son yıllarda giderek artan çizgilerim moralimi bozuyor. Son iki yıla kadar çok iyiydim. Her geçen gün kötüleşiyor, kendimi yaşlanmış hissediyorum. Daha 52 yaşındayım. Kök hücre bu gidişi durdurur mu?
Muhtemelen beyaz, çok açık renk tenli bir cildiniz var. Genellikle kuzey ırkındaki insanlarda görülen ince, pigmenti az ve kuru bir cildi tarif ediyorsunuz. Belli bir yaşta bu kuru ciltler ince kırışıklıkları gösterir. İnce ve dayanıksız olan bu deriyi güneşten korumak ve devamlı nemlendirici kullanmak gerekir. Deri içine yapılan kök hücre uygulamasından kesinlikle fayda görürsünüz. Bu deride canlanma, bir onarımı başlatacak ve sonuçta daha sağlıklı ve daha genç görünüm ile sonuçlanacaktır. Gerektiğinde de tekrarlanabilir. Ayrıca deriyi nemlendirici mezoterapi iğneleri ve bazı özel kremler ile daha sağlıklı bir görünüm elde edilebilir. Kök hücre işlemlerinin ameliyathanede bir teknoloji kullanarak yapıldığını ve kendi yağınızdan elde edildiğini unutmayın. İşlem ameliyathane ortamında sedasyon ve lokal anestezi altında yapılıyor.
29 yaşındayım, alnımdaki ve göz kenarımdaki çizgiler yüzünden makyaj bile yapamıyorum. Nasıl kurtulabilirim?
Göz kenarındaki çizgiler, kaşlar arasındaki kaş çattığımızda oluşan çizgiler ve alın çizgilerimizin varlığı olumsuz bir ifade yaratabilir. Çözüm botoks yapılmasıdır. Çizgiler kaybolurken, kaşların yan tarafları da hafif kalkabilir. Bu çizgilerin derinliklerinin azaltılması için dolgu ile de desteklenebilir. Bu yaş grubunda yavaş yavaş durumu ve gidişi kontrol altına almak daha sonraki yıllarda iyi görünümüzün devamını sağlayacaktır. Etki geçici olduğu için beğendiğiniz sürece devam da edebilirsiniz.
HAFTAYA: ESTETİK AMELİYATI SONRASI İZLER: HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?