Geride bıraktığı ailesini, sevenlerini, öğrencilerini, hayatlarını kurtardığı hastalarını vefat haberleriyle hüzne boğan sağlık çalışanları için bugün, anma töreni düzenlendi. Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun adının verildiği hastanenin önünde düzenlenen törene, Taşcıoğlu'nun oğlu Onur Taşcıoğlu'nun yanı sıra Türk Tabipler Birliği, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES İstanbul Şubeleri, Dev Sağlık-İş, TÜM-RAD-DER ve sağlık emekçileri de katıldı.
"BİR SAĞLIK ÇALIŞANI VEFAT ETTİĞİNDE ÇEVRESİNDEKİ TÜM SEVENLERİ ONUNLA BERABER GÖÇÜP GİDİYOR"
Anma törenine katılan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun oğlu Onur Taşcıoğlu, "Ben buraya tabii öncelikle babamı ve babamla beraber bu uğurda çalışan tüm sağlık çalışanlarına saygıya geldim. Burada tabii, bir kişi vefat ettiği zaman, bir kişi gibi görünüyor ama bir kişi vefat etmiyor. Çevresindeki tüm yakınları, tüm sevenleri onlarla beraber göçüp gidiyor. Aslında buna inanmak lazım. Kaybettiğimiz bir tane sağlık çalışanı değil, çevresindeki tüm sevenleri aslında beraber göçüp gidiyor. 1 yıl geçti, çok fazla bir şey değişmedi. Biraz da ona üzülüyorum. İki taraftan bakmak lazım… Bir baba olarak, bir de babanın çocuğu olarak bakmak lazım. Bir de değerli bir büyüğü kaybeden birisi olarak bakmak lazım. Çevremizde Cemil Taşcıoğlu çok. Bu Cemil Taşcıoğullarını yetiştirmek de kolay değil. Zor yetişen insanlar bunlar, o yüzden kıymetlerini çok iyi bilmemiz, gittikleri zaman da arkalarından onların yetiştireceği öğrenciler ve sağlık çalışanlarına destek vermemiz gerekiyor" dedi.
"BABAM GİBİ IŞIL IŞIL VE RENKLİ BİR HASTANE"
Babası Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun adının verildiği hastanenin önünde olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Taşcıoğlu,
"Kimse beni yalnız bırakmadı. Onlara teşekkür ederim. Yurttaşlarımızın, halkımızın biraz daha duyarlı olması gerektiğini ve dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Hastanenin önündeyiz. Çok güzel, büyük, babam gibi ışıl ışıl ve renkli bir hastane. Sizinle beraber böyle bir hastane önünde olmaktan gurur duyuyorum" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDAN KENDİSİNE GELEN MESAJLARI OKUYABİLDİ"
Taşcıoğlu, şöyle devam etti: "Babam hakkında kimse, hiçbir zaman kötü bir yorumda bulunmadı. Benim keşkelerim hiçbir zaman olmadı. Babamın vefatından önceki gün babamın videosunu koyduktan sonra ne kadar sevildiğini kendisi de gördü. Türkiye'nin dört bir yanından kendisine mesajlar geldi ve bunların hepsini okuyabildi babam. En çok da mutlu olduğum konu o. Kimse bu kadar sevildiğini tahmin edemiz. Babamın bu kadar sevildiğini ne kendisi, ne biz ailesi olarak biliyorduk. Ama baktığımız zaman yetiştirdiği öğrenciler olsun, kurtardığı hastalar olsun hepsinin sevgisi ayrı ayrı bizim için değerli oldu"
PROF. DR. FERİHA ÖZ'ÜN OĞLU PROF. DR. FERHAN ÖZ: VİRÜSÜ TESPİT ETTİĞİMİZ ZAMAN...
Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Prof. Dr. Feriha Öz'ün oğlu Prof. Dr. Ferhan Öz, "Annem benim her şeyimdi. İşin başında annemdi evet ama hocamdı. Hep bir umutla bu mücadeleyi kazanabilmeyi düşündüm ama maalesef" dedi. Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinin üzerinden bir yıl geçti. Yaptığı çalışmalarla patoloji alanına büyük katkı sağlayan Prof. Dr. Feriha Öz'de koronavirüs nedeniyle 2 Nisan 2020'de hayatını kaybetti. Prof. Dr. Feriha Öz'ün adı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla pandemi hastanesine verildi. Ölüm yıl dönümü yaklaşan Prof. Dr. Öz'ü, kendisi gibi doktor olan oğlu ve gelini anlattı.
"VİRÜSÜ TESPİT ETTİĞİMİZ ZAMAN TELEFONDA, 'FERHAN ŞANSA BAK BE' DEDİ"
Acıbadem Hastanesi'nde Kulak Burun Boğaz Uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. Ferhan Öz, annesi Feriha Öz'ü ve o süreçte yaşadıklarını anlattı. Öz, "Annem benim her şeyimdi. İşin başında annemdi evet ama hocamdı. Tıp Fakültesinde hocamdı. Eşimin hocasıydı. Kız kardeşimin hocası değildi çünkü onun hocası babamdı. O yüzden biz ailede annemin öğrencileri ve babamın öğrencileri olarak bölünmüştük. Kardeşim tıp fakültesini kazandığı zaman babam çok sevinmişti benim öğrencim diye. Çünkü ben annemin okulundaydım. Böyle bir birlikteliğimiz vardı. Annem kafası her zaman açık ve mantıklı bir insandı. Hastalığı başladığında, virüsü tespit ettiğimiz zaman telefonda bana söylediği şey şuydu, 'Ya Ferhan, şansa bak be' dedi. Yani nereden buldu 87 yaşındaki bir kişiyi hem de evde otururken. Hakikaten tam şansa bak be durumu" dedi.
"HEP BİR UMUTLA BU MÜCADELEYİ KAZANABİLMEYİ DÜŞÜNDÜM"
Virüsün tespit edildiği andan itibaren umutlarını hiç kaybetmediklerini söyleyen Prof. Dr. Öz, "Aslında annem bu konularda çok dikkatli olan ve kimseyle görüşmeyen bir insandı. Ne yazık ki bir meslektaşıyla teması oldu ve o temasta bu virüsü aldı. Ateşi çıktığı zaman zaten benim ilk aklıma gelen Kovid 19 oldu. Annemi hemen Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine yatırdık ve teşhis hemen o gün içinde konuldu. 8-9 gün süren bir sürecin sonunda ise düzelme olmayınca içime bir karabulut çöktü. Daha sonrasında 2 Nisan günü annemi kaybettik. Bu süreç Edirne'de benim için çok zor geçti. Hep bir umutla bu mücadeleyi kazanabilmeyi düşündüm ama maalesef sabaha karşı 4'te gelen bir telefonla annemi kaybettiğimi öğrendim" diye konuştu.
"ANNEM HİÇBİR ZAMAN MÜCADELEYİ BIRAKMAYAN BİR İNSANDI"
Annesinin 9 gün hastanede kaldığını ifade eden Prof. Dr. Öz, "O süreçte iletişim çok zordu. Hep telefonla görüntülü konuşarak iletişimde kaldık. Hep moral vermeye çalışıyordum. Zaten annem hiçbir zaman mücadeleyi bırakmayan bir insandı. Bu süreçte de hiç bırakmadı. Bir hastanın iyileşmesinde moralin en önemli unsur olduğunu kendisi söylerdi hep" dedi.
"ANNEM BUNU HAK EDEN BİR İNSANDI, GURUR DUYDUK"
Sancaktepe 'de açılan pandemi hastanesine annesinin isminin verilmesinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getiren Prof. Dr. Ferhan Öz, "Annemin ismi Sancaktepe 'deki pandemi hastanesine Prof. Dr. Feriha Öz Hastanesi olarak verildi. Ben bu haberi haberlerde duydum ve inanılmaz sevindim. Çok büyük gurur duydum. Hemen 10 dakika sonra Sayın Sağlık Bakanımız aradı. Onunla bu konuyu konuştuk. Daha sonra 29 Mayıs günü düzenlenen çok güzel bir törenle hastaneye ismi verildi. Cumhurbaşkanımızın bizzat katıldığı bir törendi. Ben Cumhurbaşkanımıza, Sağlık Bakanımıza bu konuda çok teşekkür etmek istiyorum. Annem bunu hak etmiş bir insandı. Ben oğlu olarak, kız kardeşim, eşim ve yaşasaydı babam inanılmaz gurur duyardı. Biz çok gurur duyduk onurlandık" şeklinde konuştu.
"FERİHA ÖZ BENİM İÇİN SADECE BİR ANNE OLMAKTAN ÖTE İDOLÜMDÜ"
Kendisi gibi doktor olan öğrencisi ve aynı zamanda gelini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Büge Öz, Feriha Öz'ün kaybının ardından çok zor bir süreç geçirdiklerini ifade etti. Öz, "Daha kovid ne olduğunu anlamaya başladığımız zaman biz çok büyük bir kayıp yaşadık aile olarak. Feriha Öz, benim için sadece bir anne olmaktan öteye idolüm, buradaki duayenim ve benim mentorumdu. Dolayısıyla ben bu göreve şu an devam ediyorsam, her şey ondan öğrendiğim şevkle, öğrendiğim yöntemle devam ettiğim bir sistem. Şu anda ondan devraldığım görevi, ona layık olarak devam ettirmeye çalışıyorum kürsü başkanı olarak. Ailesel olarak kaybımızı soracak olursanız çok büyük sarsıntı yaşadık. Annemin yaşı vardı ama annem gerçekten inanılmaz bir beyine sahip bir insandı. Bütün aileye her zaman destek olurdu. Her zaman yeni fikirleri ile tartışmalarıyla bize ufuk açan bir insandı. Hayatı boyunca böyle oldu. Sadece aile bireyleri için değil, yaşamında kime dokunduysa hep pozitif bir şeyler katan bir insandı. Dolayısıyla bu kaybı tolere etmek çok zor oldu bizim için" ifadelerini kullandı.