Türk Böbrek Vakfı (TBV) Başkanı Timur Erk, "Kovid-19'un farklı organlarda hasar bırakabileceği tıp camiasında zaman zaman dile getirildi. Vakfımızın nefrologlardan oluşan tıp üyelerinin yaptığı gözlemler ve dünyada yapılan farklı bilimsel çalışmalar, Kovid geçirmiş, akut böbrek hasarı yaşamış kişilerin, pandemi sonrasında diyaliz hastası adayı olabileceğine işaret ediyor. Bazı vakalarda bu durumun böbrek nakline kadar gidebileceğini söyleyebiliriz "dedi.
Kovid-19'un ilk görülmeye başlandığı günden bu yana bulaş durumu, tedavi protokolleri, aşı ve sonrasında mutasyon ile varyasyona kadar uzanan birçok gündem maddesi tüm dünyada etkisini sürdürüyor. Bu etkiler, her yıl mart ayının ikinci perşembe günü, çeşitli etkinliklerle ele alınan Dünya Böbrek Günü'ne de damgasını vurdu. Türk Böbrek Vakfı'nın 2021 yılı gündemi 'Kovid-19 ilişkili Kronik Böbrek Yetmezliği' oldu. Türk Böbrek Vakfı, pandemi sonrası son dönem kronik böbrek yetmezliği artışının endişe verici boyutlara ulaşabileceğine ve alınabilecek önlemlere dikkat çekiyor.
TBV Başkanı Erk; "Kanada'da yapılan bir araştırmaya göre, akut böbrek yetersizliği yaşayan hastalarda son dönem kronik böbrek yetersizliği gelişme riski, akut böbrek yetersizliği veya KBH olmayan hastalarla karşılaştırıldığında 8 kat daha fazladır. Bu çalışmalar, yaşadığımız süreçte bireysel korunmanın ve koruyucu hekimliğin ne denli önemli olacağını gösteriyor. Bu sebeple Kovid tedavisi olmuş, akut böbrek yetersizliği yaşamış ve hastanede tedavi görmüş kişilerin, tedavi sonrası düzenli olarak nefroloji uzmanı kontrolünü ihmal etmemeleri ve bu tip hastaların kan basıncı kontrolleri ile ilaç kullanımlarının izlenmesi, halk sağlığı açısından önemlidir" dedi.
"Kovid-19'un farklı organlarda hasar bırakabiliyor" diyen Erk "şunları söyledi: Vakfımızın nefrologlardan oluşan tıp üyelerinin yaptığı gözlemler ve dünyada yapılan farklı bilimsel çalışmalar, Kovid geçirmiş, akut böbrek hasarı yaşamış kişilerin, pandemi sonrasında diyaliz hastası adayı olabileceğine işaret ediyor. Bazı vakalarda bu durumun böbrek nakline kadar gidebileceğini söyleyebiliriz. Bu ciddi risk tablosundan dolayı tüm sağlıklı bireylerin kişisel hijyenlerine dikkat etmeleri, maske ve mesafe kurallarına uymaları, bu hastalığa yakalanmamaları konusunda uyarıyoruz. Hiç kimse 'aman etkisi azaldı, grip gibi 15 gün yatarım hayatıma devam ederim' demesin. Hastalığın uzun vadede yaratacağı kronik hastalıklar önlemleri elden bırakmamayı gerektiriyor."