Covid-19 aşısını olduktan sonra geçtiğimiz hafta görevinin başına döndü. İlk konsey toplantısının ardından sosyal medya hesabından sevenlerine ve hastalarına müjdeli haberi şu sözlerle duyurdu: "Bugün yeni yılın ilk nakli için böbrek nakli konseyini yaptık. Hastalığımı Allah'ın yardımı, dostlarımın duası ve çok değerli doktorlarımın bilgi ve çabalarıyla yendim. Artık çalışma ve hastalarıma şifa verme zamanı. Bu zor zaman süresince bana destek olan herkese çok teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum ve çok özlemişim."
"HASTALARIMIN HİSSETTİKLERİNİ O AN ANLADIM"
Daha önce ilik beklediğini ve nakil haberlerini yaptığımız Prof. Dr. Alp Gürkan, yaşadığı süreci SABAH'a şu sözlerle anlattı: "30 yıla yakın bir süredir böbrek nakliyle uğraşıyorum. 2 bin civarında böbrek nakli ile pankreas ve ince barsak nakilleri yaptım. Türkiye'de öncülük ettiğim birçok ameliyat yöntemi var.
Ama en fazla övündüğüm ülkemizde organ bağışını artırmaya yönelik çabalarımdır. 2019 yılının Aralık ayında kan kanseri olduğumu öğrendim. Bu benim için büyük bir şoktu. Korkuyordum ama ümidimi hiç bir zaman kaybetmedim. Hemen etkili bir tedavi için bu konudaki uzman Prof. Dr. Meltem Akay ve ekibinin bilgi ve becerilerine sığındım. Meltem hocanın beceri ve şefkatiyle lösemiyi yendim. Sıra hastalığımın tekrarlanmasını engellemek için kök hücre nakline geldi. Kaderin cilvesine bakın ki yıllarca başkaları için organ bağışı için çabalarken kendimi kök hücre bağışçısı ararken buldum. İnsanların bu bağışı ne kadar özlemle beklediğini, ümitlerini bu bağışa nasıl bağladıklarını bir kez daha ama bu kez yaşayarak gördüm.
Arayışlar başladı. Ailem, dostlarım, arkadaşlarım, öğrencilerim hatta hastalarımın yakınları verici olmak için seferber oldular, kampanyalar düzenlediler. Şükür ki çok kısa zamanda hatta tam zamanında kök hücre vericisi bulundu. Tam korona pandemisi başlangıcında nakil oldum. Biraz gecikmiş olsaydı hem kök hücre, hem de kan bağışının azaldığı bir döneme rast gelecekti. Bu açıdan kendimi çok şanslı hissediyorum ve şükrediyorum. Doku tipime uygun 23 aday saptandı. Yani tam bir Anadolu insanıydım. Hatta benim için düzenlenen bu kampanyanın çok güzel bir tarafı da benim için gönüllü olan 2 kişi bir başka insana uygun verici oldular ve onların hayatları da kurtuldu. Bir anlamda organ bağışını artırma çabamı yerine getirmiş oldum.
"ŞİFA VEREBİLECEK OLMAK BENİ HEYECANLANDIRIYOR"
Nihayet büyük gün geldi. Tam bir yıl önce Prof. Dr. Mutlu Arat ve ekibinin şifalı ellerinde kök hücre nakli oldum. Çok zorlu bir süreçti. Bu süreci Dr. Arat'ın ve diğer hocaların sayesinde atlattım. Bu süreçte ailem, sevgili dost, arkadaş ve kıymetli hastalarım beni hiç yalnız bırakmadılar. Hele yüzlerce hastamın defalarca araması ziyaretçi yasağına rağmen hastaneye gelmeleri, gelemeyenlerin telefonla hatırımı sormaları, duaları beni çok duygulandırdı. Çoğu zaman onları gözüm dolmuş olarak dinledim. Başta kök hücre vericim olmak üzere, doktorlarım, dostlarım hastalarıma bu süreçteki katkılarından dolayı müteşekkirim. Bu süreçte iyileşmem dışında önemli bir kazanımım oldu. Genelde karamsar ve endişeli bir kişiliğim vardı. Bu süreç bana hayatın ne kadar kıymetli ve esas olanın anı yaşamak olduğunu, şükür etmenin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlattı. Artık iyileştim. Bu hafta İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesindeki organ nakli ve genel cerrahi görevime geri döndüm. Hastalarım beni ben de hastalarımı çok özlemişiz. Aşı olmama rağmen korona hala beni korkutuyor. Gerekli önlemleri alarak yeniden insanlara yardım edebilmek, onlara şifa verebilecek olmak beni çok heyecanlandırıyor."