Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), ülke genelinde kademeli normalleşme sürecine geçilmesinin Covid-19 pandemisinde sona gelindiği gibi algılanmaması gerektiğine dikkat çekti. TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, farklı şehirlerde farklı uygulamalara gidilmesinin doğru olduğunu ancak pandemi ile mücadelede aynı tedbirlere devam edilmesi gerektiğini vurguladı. Yılmaz, risk derecesine göre mavi, sarı, turuncu ve kırmızı diye sınıflandırılan tüm iller en düşük risk grubu olarak kabul edilen mavi renge dönüşse bile, 'maske, mesafe, hijyen ve aşı' uygulamalarından taviz verilemeyeceğini hatırlattı.
VAKA SAYISI YAKLAŞIK 12 BİNE YÜKSELDİ
Bazı bölgeler diğerlerine göre nispeten daha iyi görünse bile bunun tehlikenin geçtiği anlamına gelmediğini dile getiren Yılmaz, şu değerlendirmeyi yaptı: "Aksine pandemi ile mücadele konusunda alınan önlemlerin uygulanması konusunda daha da özenli olmak gerekiyor. Çünkü pandemi bitmiş değil. Mutant virüsten söz ediliyor. Risk bölgelerine göre yeni normalleşme adımları belirlenip, yeni normalleşme süreci başlamış olsa da; ülkemizde günlük vaka sayısının yaklaşık 12 bin gibi yüksek bir seviyede olduğu ve mutant virüslerın hızla yayıldığı, bu mutant virüslerın bulaşma potansiyelinin daha fazla olduğu biliniyor. Elbette öncelikle eğitim olmak üzere, tüm sosyal yaşam etkinlikleri yaşamın olmazsa olmaz ve karşılanması gerekli sosyal gereksinimleri. Ancak sosyal yaşantımızda kontrollü olmak, maske, sosyal mesafe ve temizlik önlemlerine her zamankinden daha fazla dikkat ederek bölgemizde olgu sayısını artırmamak da bizlerin elinde. Pandemi kurallarından taviz vermezsek kendimizi, çevremizdekileri, sevdiklerimizi koruyarak bulunduğumuz bölgede risk oranlarını artırmadan sosyal yaşamı sürdürebiliriz."
SOSLAR TEK KULLANIMLIK OLMALI
"Bu süreç geçici ancak hepimiz sorumluluklarımızı yerine getirir, dikkat edersek geçici" diyen Yılmaz, sosyalleşirken dikkat edilmesi gereken kuralları tekrar hatırlattı: "Sosyal yaşamın gerektirdiği ve getirdiği bu uygulamalar tamamen normale dönüş olarak algılanmadığı sürece çok gerekli ve yerinde uygulamalar. Bu süreçte mümkün olduğunca sosyal aktivitelerimizi açık havada, spor yaparak, kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçınarak devam ettirmemiz gerekli. Hastalık belirtileri olduğunda mutlaka kişilerin kendini izole ederek bir sağlık kuruluşuna başvurması çok önemli. Restoran gibi kapalı ortamlara girilecekse kişiler arası mesafenin en az 2 metre olmasına dikkat etmeliyiz. Bu tür ortamlar çok iyi havalandırılmalı. Kullanılacak sos, çeşni gibi malzemeler tek kullanımlık olmalı. Kapalı mekanlarda kalma süresinin çok uzun tutulmamalı."