Yağ hücrelerimizin sayısı doğuştan belirlidir ve buluğ çağından sonra da bu sayı artmaz. Kilo aldığımızda, yağ hücre sayısında artma değil, var olan yağ hücrelerinin yağlanarak büyümesi söz konusu. Bazı kadınlarda tüm vücut kilo almayla genişler ve yağlanırken, bazı kadınlarda da bel bölgesi ve kalçalarda genişleme olur. Bunun nedeni; genetik olarak o bölgedeki yağ hücre sayısının çok olmasıdır. Yağlanma ile daha fazla sayıdaki bu hücrelerin büyümesi, yani bölgenin genişlemesi anlamına gelir. Kilo alan kadınlar bunu kolaylıkla fark ederler. Dönem dönem kilo alıp vermelerdeki vücut değişimleri, doğum öncesi ve sonrasında olduğu gibi, kadınların kendi vücut formlarının genetik özelliklerini anlamalarını da sağlar.
ALIŞKANLIKLAR DEĞİŞTİRİLMELİ
Hastalar genellikle bize, belirli vücut bölgelerini göstererek, "Ne kadar kilo versem de bu bölgem incelmiyor !" diye gelir. İşte o bölgeler herkeste farklı olan yağ hücre sayısının çok olduğu bölgelerdir. Liposakşında yaptığımız, bu bölgelerdeki birikmelerle ortaya çıkan kontur ve şekil bozukluğunu traşlayıp normal hale getirmektir. O bölgedeki yağ hücre sayısını aspire ederek azaltır, çevresindeki dokularla eşitleriz. Sıklıkla karşılaştığımız sorulardan biri de "Liposakşın sonrası kilo alırsam başka yerlerimde yağ birikmesi olur mu?" sorusudur. Cevabım aynıdır; liposakşın yaptığımız bölgedeki yağ hücrelerinin hepsini almıyoruz, hücre sayısını azalttığımız için o bölgede az yağlanma olacak, bıraktığımız hücreler de yağlanma ile büyüyecektir. Bu nedenle vücut şekillendirme ameliyatı isteyen hastaların, mevcut formlarını korumaları için kararlı olmaları gerekir. Bu da yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesi ve bunun sindirilmesi gibi bir sorumluluk gerektiriyor. Elde edilen güzel vücut konturunun sürdürülmesi buna bağlı olacaktır. Bazı hastalarda her iki bacak ve kalça bölgesinde yoğun yağlanmanın olduğu bir vücut tipinden de bahsetmek lazım. Buradaki fark vücut tüm yağlanmanın alt bölgelerde görülmesidir. Bir diğer özellik de ailenin diğer kadın bireylerinde de benzer yağlanma tipinin görülmesidir. Bu 'lipödem' adını verdiğimiz bir tablodur. Enerji kullanarak yaptığımız modern liposakşın yöntemleri ve uzun süreli korse kullanımı ile tedavi edillir.
BÜTÜNLE UYUMLU OLMALI
Gördüğümüz ve görmek istediğimiz arasındaki fark ve vücudumuzun özellikleri ile olan farkındalığımız ne kadar? Nedir bizi iyi hissettiren? Veya beğenmediğimiz, keşke şöyle olsaydı dediğimiz şeyler var mı? Aynanın karşısına geçip özelliklerimizin ve güzelliklerimizin farkında olmalıyız. Ancak mükemmel diye bir şey yoktur. Bir denge ve armoni içinde, her estetik ünite birbiri ile uyum gösteriyorsa, bu olması gereken sizsiniz. Bütüne uyum sağlamayan bazı yerleriniz var ve bunlar düzeltilebilir mi buyurun birlikte değerlendirelim. İkinci önemli konu ise tüm gördüklerimizin aslında illüzyon olduğu ve bize üç boyutlu algıyı sağlayanın ışık ve gölge oyunu olduğu. Bazen de ne görmek istiyorsak onu görüyoruz. Konturların düzeltilmesi, fazlalıkların alınıp eksiklerin konulması ile olur, kullanılan da yağ dokusudur.
TAM SİMETRİ GÜZELLİĞİ BOZAR
Işık alan ve almayan yerler ne tam siyah, ne tam beyazdır. Gri ve tonları olarak görülürler. Işık ve vücut formumuzun ilişkisi çok önemlidir. Bu anatomimizi ortaya koyar. Işık belli bir açıda geldiğinde çok iyi gözüken bir organımız, açı değiştiğinde güzel gözükmeyebilir. Işık kaynağına daha yakın olan çıkıntılı bölgeler parlak görünürken, ışıktan uzaklaşan girintili bölgeler daha koyu, daha gölgeli görünürler. Erkekte; boynun altındaki çukur, göğüs duvarında, omuzda ve pazu bölgesinde güçlü büyük kasların görüntüsü, karında göbeğe doğru daha gölgeli çukur bir hat, yanlarda ve karın kasını enine kesen gölgeli hatların ortaya çıkması, arkada da daha keskin hatlarla üçgen bir vücut, güçlü bir anatomi ile karakterizedir.
Kadında ise ön tarafta boyun çukuru, göğüste memeler, bel ve karın formu; arkada bel girintisi, orta bölgede omurganın şekli ve kalçaların varlığı ile daha yumuşak ve yuvarlak görüntü, feminen anatomiyi ortaya koyar. Bizim liposakşında yaptığımız, derinliğin gölgelerini nerelere bırakacağımız; lipofiling yani yağ verme işlemlerinde ise ışığa yaklaşacak parlaklığı nerelerde oluşturacağımızdır. Peki 'Simetri olmalı mı? Hayır. Vücut ve yüzümüzdeki çift organların hiçbiri simetrik değildir. Tam simetri, doğal ve güzel görüntünün kaybolmasına neden olur.
SORUN CEVAPLAYALIM
31 yaşındayım, bir doğum yaptım ancak mide küçültme ameliyatı olarak 105 kilodan 68 kiloya düştüm. Son bir buçuk yıldır aynı kilodayım. Benim sorunum karnımdaki sarkma ve popomdaki sarkıklık ve düşüklük. Popo bölgem dümdüz, şekli kayboldu. Ne kadar spor yapsam da toparlanmıyor. Ne yapmalıyım?
Postbariatrik yani aşırı kilo verme sonrası değişen bir vücuttan bahsediyoruz. Burada 360 derece merkez ameliyatı sizin sorununuzu çözecektir. Gerçekten de kilo kayıpları sonrası popoda oluşan değişim başlı başına bir sorundur. Üzerindeki deri sarkar, bollaşır, kırışır, bacağa doğru yığılır. Ama en büyük sorun poponun düzleşmesi ve yuvarlak feminen görünümün kaybolmasıdır. Merkez ameliyatınızı yaparken; fazla olan genellikle atılan dokuları damar sistemleri kullanılarak bir protez gibi popoya taşıyarak size kendi dokunuzdan popo yapma şansımız var. Bu mutlaka kullanılmalı. Popo protezi ve diğer teknikler, bu yapılan yetmezse, düşünülebilir.
37 yaşındayım. Oldukça sporcu biriyim. Sorunum popo bölgem. Popom küçük, sarkık ve derisinde çatlaklar var. Kendimi arkadan hiç beğenmiyorum. Yardımcı olur musunuz ?
Kilo alıp vermediğinizi, doğum yapıp yapmadığınızı bilmiyoruz. Vücudunuzu görmek gerekiyor. Ancak bahsettiğiniz sorunların popo protezi ile beraber belinize liposakşın yapılarak alınan yağın da destekleyici ve şekil verici kullanılması ile düzeltilebileceğini düşünüyorum. Sarkıklık da bu şekilde bir miktar düzelecek. Derideki çatlaklar da elde edilen gerginlikle toparlanacaktır. Eldeki sonuca göre glutealplasti ameliyatları ikinci seans olarak düşünülebilir.
HAFTAYA: YAĞ DOKUSUYLA MEME VE POPO ŞEKİLLENDİRMEDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR