Behçet hastalığının dünyada özellikle Akdeniz, Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerinde daha sık görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Özlü, "Ülkemizde sıklığı 100 bin erişkinde 20-421 arasında bildirilmiştir. Hastalık hem erkek hem de kadınlarda görülmekte ve en sık 20-40 yaş arasındaki bireyleri etkilemektedir" dedi.
Doç. Dr. Özlü, Behçet hastalığının belirtilerini ise şu şekilde sıraladı:
"Ağız ve cinsel bölgede tekrarlayan yaralar, sivilce benzeri deri döküntüleri, bacak bölgesinde fındık-ceviz büyüklüğünde ağrılı, hassas pembe-kırmızı şişlikler, damarlar boyunca hassas kırmızı sertlikler Behçet hastalığının sık görülen deri bulgularıdır. Ayrıca hastalarda eklem, göz, sinir sistemi ve sindirim sistemi tutulumuna bağlı bulgular da görülebilmektedir."
"Ağız içinde sık sık aft dediğimiz yaralar çıkan kişiler uzmana başvurmalı"
Behçet hastalığının nedeninin tam olarak bilinmediğinin altını çizen Doç. Dr. Özlü, bu hastalığın kalıtsal veya bulaşıcı olmadığını da sözlerine ekledi. Behçet hastalığının uzun süreli ve düzenli takip edilmesi gereken sistemik bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özlü, "Hastalığın tedavisinde birçok yerel (gargara, krem vb.) ve sistemik ilaçlar kullanılabilmektedir. İlaç seçiminde ve tedavi süresinde belirleyici olan, tutulan organlar ve tutulumun şiddetidir. Ağız yaraları çok sık görüldüğü için ağız sağlığı ve ağız temizliğine dikkat etmek oldukça önemlidir. Özellikle ağız içinde sık sık aft dediğimiz yaralar çıkan kişilerin Behçet hastalığı araştırılması açısından Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanları tarafından muayene edilmesi oldukça önemlidir" şeklinde konuştu.