Geçtiğimiz yıllara oranla uyuz salgınında bir artış olduğu gözlenince vatandaşlar arama motorlarında "Uyuz salgını nedir?" araştırması yapmaya başladılar. Polikliniklerde çok fazla bu sebepten ötürü artış olması durumun ciddi olduğunu gözler önüne sererken uyuz hastalığının tedaviye dirençli olduğunu da bizlere gösterdi. Parazitlerin deriye bulaştıktan birkaç hafta sonra şiddetli bir kaşıntıya sebep olması kişileri rahatsız ettiği gibi durumun ciddiyetine de vurgu yapıyor. Peki uyuz salgını nedir? Uyuz nasıl geçer?
UYUZ NEDİR?
Uyuz hastalığı, küçük bir akar türünün neden olduğu bir cilt sorunudur. El, koltuk altı, karın, parmak aralarında kaşıntı ve döküntüye neden olur. Dünya genelinde oldukça yaygın halk sağlığı sorunu olan uyuza mikroskopik bir akar türü olan Sarcoptes scabei neden olur. Böcek benzeri bu akarın deri altına yerleşmesi ile ortaya çıkan hastalık; vücudun farklı bölgelerinde kaşıntı, döküntü ve cilt yaralarına da neden olabilir. Daha çok hastane, huzurevi, askeri kışlalar, bakım evleri gibi kalabalık ortamlarda aynı kıyafetleri giyen, aynı yatağı paylaşan kişiler arasında daha kolay yayılır. Uyuz, sanılanın aksine kedi ve köpek gibi hayvanlardan insana bulaşmaz. Geceleri yoğun şekilde kaşıntıya neden olan hastalık zamanında tedavi edilmediğinde ciltte yaralar oluşturabilir. Uyuz kremi, merhem ve solüsyon ile kısa süre içinde kolayca tedavi edilir.
UYUZUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
-Daha çok geceleri görülen şiddetli kaşıntı.
-Genellikle parmak aralarında, dirsek, bilek, bel, kalça, koltuk altında görülen ve sivilceye benzeyen kırmızı renkli kabarcıklar, yaralar ve döküntüler.
-Yaygın şekilde kızarıklık ve döküntüler; baş, yüz, boyun, sırt ve tüm bedende.
-Uyuz bulaşan kişinin cildinde bazen dişi uyuz akarının deri yüzeyinin hemen altında tünel açması nedeniyle, minik oyuklar görülebilir.
-Uyuz akarları, genellikle parmaklar arasında, bilekteki deri büklümlerinde, diz, dirsek, penis, göğüs ya da omuz bıçaklarında yaşamını sürdürürler.
Yurt genelinde geçen yıllara göre hastanelere yapılan 'uyuz vakası' başvurularında büyük artış olduğu belirtildi. Hastalığın salgın haline dönüştüğünü kaydeden Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, "Uyuz şikayetiyle polikliniklere başvuruda çok fazla artış var. Dermatoloji uzmanları bizi arayarak, 'Eskisine göre çok fazla uyuz vakası geliyor. Tedaviye de çok dirençliler' diyorlar. Uyuza parazitler yol açıyor. Parazitler deriye bulaştıktan 2-3 hafta sonra şiddetli kaşıntıya neden oluyor. Bu kaşıntının en önemli özelliği gece artış göstermesi, sıcak banyo ve duş ile şiddetlenmesidir" dedi.
Belirtisi, kaşıntı
Çalıkoğlu, "Kaşıntıdan en sık etkilenen bölgeler el parmak araları, el bileğinin iç yüzü, koltuk altları, kulak arkaları, bel bölgesi, ayak bilekleri, ayaklar, kalçalar, kadınlarda meme uçları ve erkeklerde cinsel bölgedir. Yetişkin insanlarda saçlı deri etkilenmezken çocuklarda saçlı deri de etkilenebilir. Uyuz hastalığının en önemli belirtisi deri içerisinde kazdıkları tünellerin görülmesidir. Bazen bu tünellerin sonunda küçük su toplayan kabarcıklar görülür. Bazı hastalarda hiçbir deri bulgusu olmadan kuru kaşıntıya neden olabilir. Bu hastalarda uyuzu düşündüren en önemli bulgu, gece kaşıntının artması, kaşıntı haplarına yanıt alınmaması ve ailede kaşıntı olmasıdır" bilgilerini verdi.
'Biz ilaç hazırlıyoruz'
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu: "Göçmenlerin yaşadığı ilçelerde hastalık daha çok görülüyor. İlaç firmaları, uyuz artışını öngörmedikleri için ilaç sıkıntısı yaşanıyor. Birçok ilaç piyasada yok. Önceden 100 kutu ilaç talep edilirken şimdi 500 kutu talep var. Hazır ilaçlar bulunmadığı için de bizim hazırladığımız ilaçlar doktorlar tarafından öneriliyor. Ama ilaç tedavide tek başına çözüm değil. Kökünü kurutmak gerekiyor. Bunun da başlıca şartı, hijyen. Hasta iyileşse bile, evdeki yorgan, giysi ve benzeri şeyler kaynar suyla yıkanmazsa uyuz ortadan kalkmaz."
Nasıl bulaşıyor?
Parazitlerin insandan insana aynı yatakta yatmak veya ele ele tutuşmak gibi yakın temasla bulaşabileceğini dile getiren Prof. Dr. Çalıkoğlu, uyuz hastalığının tedavisine ilişkin de şunları söyledi: "Tedavi kişinin yaşına, bağışıklık sisteminin durumuna göre değişkenlik gösterir. Etkili bir tedavi için sadece hastanın değil, özellikle hastanın yakın temas ettiği tüm aile bireylerinin tedavisi şarttır. Giysilerin değiştirilmesi, yeni veya kaynatılmış giysilerin giyilmesi, çarşafların değiştirilmesi de önem arz ediyor. Krem ve karışımlar ile düzelmeyen hastalarda bazı hapların kullanılması gerekebiliyor. Etkili bir tedavi için bu hapların endikasyon kapsamına alınması lazım."