Covid-19 pandemisi, malesef hala gündemimizde… 1 yılı aşkın süredir, hayatımızın her alanını istila eden bu konu, artık nihayet aşısıyla da karşımızda. Yenidoğan Yoğun Bakım, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Armağan Oğuz, sadece kendini değil, doğacak bebeğini ya da emzirdiği yavrusunu düşünen annelerimiz için bilgiler verdi…
KESİN KONUŞMAK MÜMKÜN DEĞİL
Covid-19 aşılarının geliştirme süreci hızlı bir evrim içinde. İşte bu nedenle, her geçen gün, hem Covid-19 ve hem de farklı ülke ve şirketlerce geliştirilen aşısı ile ilgili bilgilerimizi güncel tutmak durumundayız. Aşının etkinliği bir tarafa dursun, özel hasta grupları üzerindeki etki ya da yan etkinlerini henüz gözlemleyebileceğimiz kadar uzun zaman geçmedi. Öncelikle, Covid-19 aşılarının geliştirme aşamalarındaki denek gruplarına, etik nedenlerden dolayı, gebe kadınlar ve çocuklar dahil edilmedi. İlerleyen aylarda, çalışmalara gebelerin de dahil edilmesi planlanmakla beraber, şu anda gebeler üzerinde aşının etkisi ile ilgili net bir bilgimiz yok. Ancak, bilim dünyası muhtemel risklerin düşük olduğu öngörüyor. Yani özetle; kesinlik kazanmamakla beraber, aşının güvenli olduğunun düşünüldüğü ama kesin sözlerin söylenemediği bir araf dönemindeyiz.
İNGİLTERE'DE YAPILMIYOR
Dünyada birçok ülkede coronavirüs aşısının gebe ve emziren kadınlarda uygulanmasına yönelik fikir ayrılıkları bulunuyor. Riskler konusunda ortada tatmin edici bir veri olmadığı halde, Covid-19 enfeksiyonunun gebelerde daha büyük risk teşkil ettiği ve aşının kanıtlanmış bir olumsuz etkisi de olmadığı için, Amerika kararı kişinin özgür iradesine bırakırken, İngiltere yapmama kararı aldı.
Hızlı bir şekilde çıkılan 'Soruna çözüm bulma maratonunda' aşı çalışmaları ön sıralarda yer aldı. Birçok farklı teknik ile farklı aşılar üretildi. En çok kabul gören aşılar, geleneksel yöntemlerle üretilenler ve mRNA teknolojisi gibi yıllardır laboratuvar ortamında çalışılan ancak uygulamasına yeni geçilen aşılar oldu.
YENİ TEKNOLOJİLER YENİ BİLİNMEZLER DEMEK
mRNA aşısı özelinde konuşacak olursak, ACOG (Amerikan Kadın Doğum Derneği), aşının teknik özellikleri nedeniyle, hücre çekirdeğine girmediği ve DNA'da değişiklik yaratmadığı, bu nedenle gebelerin doktorları ile görüşerek aşı olup olmamaya karar vermelerini öneriyor. Aynı şekilde içinde, Academy of Breastfeeding Medicine (Amerika Emzirme Okulu) ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşların bulunduğu güvenilir kaynaklar da, mRNA aşısı olan annelerin emzirmeyi kesmelerine gerek olmadığını belirtiyor. Ama sonuçta yeni bir teknolojidir ve yeni teknolojiler beraberlerinde her zaman yeni bilinmezlerle gelirler.
GEBELER 3. AYDAN SONRA İSTERSE AŞI OLABİLİR
Ülkemizde mRNA aşısı bulunmuyor. Ülkemizde hali hazırda uygulanan aşı, Sinovac firmasına ait inaktif pandemik coronavirüs aşısı olan, Coronavac aşısıdır. Klinik çalışmalarda, inaktif Covid-19 aşılarının koruyuculuğunun yüksek ve güvenli olduğu görülmüştür. Sağlık Bakanlığımızın açıklamasına göre, infeksiyonunu ağır geçirme ihtimali olan 'yüksek riskli' gebelerin, kendi istekleriyle, gebeliğin 3. ayından sonra uygulanabileceği yönündedir. Yine emziren annelerde aşılama, annenin kendi isteğine bırakılmıştır. Emziren annelerin aşılanmasının, annede oluşan antikorların süte geçerek, bebeği de koruyacağı düşünülmektedir.
GRİP BENZERİ YAN ETKİLER GÖRÜLEBİLİR
Gebe ve emziren annelerdeki aşı uygulaması da, toplumun geri kalan kısmı ile aynı şekilde, 4 hafta ara ile, 2 doz şeklindedir. Aşı olunması halinde, aşının yan etkilerinin, gebe olmayanlarla benzer olacağı düşünülmektedir. En sık yan etki olarak grip benzeri semptomlar beklenmektedir. Sonuç olarak, Covid-19 aşısı ile ilgili birçok cevaplanmamış sorunun ilerleyen günlerde cevaplanmasını bekliyoruz. Siz yine de, en önemli korunma yolunun 'el yıkamak, sosyal mesafeye dikkat etmek ve maske takmak' olduğunu unutmayın.